ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 18 Kasım 2013

Bir başbakan ve bir imparator!

Tam 81 yıl sonra Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, toplu açılış töreni için Diyarbakırlılarla buluştu.
Ve Başbakan Erdoğan, halkın "Diyarbakır seninle gurur duyuyor" tezahüratları arasında konuşmasına başladı.
Sadece Başbakan'la değil, Diyarbakır'ın gurur duyduğu biri daha vardı o buluşmada; çıktığı sahnede adaşı Empire State gibi dimdik duran İmparator İbrahim Tatlıses... Süreci hazmedemeyenler bile İbo'yu görünce kendilerini adeta ekranlara perçinlediler.
Müzikseverler ise kıyas yoluna gitti haliyle; Şivan Perwer mi daha iyi söyledi, Tatlıses mi? Daha doğrusu hangisinin sesi daha muhteşemdi?
Her türlü barış hareketine destek veren ama arabeskten hiç anlamayan biri olarak şahsım adına diyorum ki 'Elbette İbo!' Böyle bir günde ayrımcılığın fena halde ayıp kaçacağını bile bile diyorum bunu üstelik.

Artık gülüyoruz!

Sinirimizden tabii. Bu kez de Gökçebey ilçesine bağlı Bakacakkadı Belediye Başkanı Muhammet Albuz, hakkında rüşvet iddiası çıkaran iki lokantacı için belediye hoparlöründen anons yaptırmış. Aynen şu şekilde; "Tam anlamıyla bilmem ne çocuğudur. Haddini aşanlara haddini bildiririm. Hiç kimsenin kimseye iftira atmaya hakkı yoktur. Sayın halkımıza saygıyla duyurulur!"
Önüne gelenin küfür etmesine alıştığımız üst bürokrasimizde tek şaşkınlığımız, bu anonsu bir kadın görevlinin yapması! Şoför Nebahat gibi de olsa yine de kadın ağzına yakışmayan bir tarz.
Kötünün iyisi ise Başkan'ın, yapılan rezilliğe sahip çıkması. "Evet ben anons ettirdim" diyor kahramanca.
Kahramanlığın bu çeşidine bile hasret kaldığımızdan içten içe seviniyoruz biz de.
Bu arada Muhammet Albuz'un MHP'li olduğu iddia ediliyor ama MHP sözcüsü tanımazlıktan gelip inkar ediyor adamını. O zaman da, 'Kim koydu lan bu baltayı kafamıza' diyesi geliyor insanın.

Çocuk yapımına teşvik

Aile kurmayı ve çocuk sahibi olmayı özendirecek TV programlarına hükümetten teşvik ve destek geldi! Hadi bir destek de bizden olsun.
Sözünü ettiğim aslında 'anne-çocuk' programları içinde yer alabilecek küçücük VTR'ler... Adı da 'Şanslı bebekler!' İçeriği ise şöyle; Sunucu programın başında, bir sonraki hafta ekrana gelecek olan 'şanslı bebeğin' anonsunu yapar.
Bu, o gün tespit edilecek herhangi bir devlet hastanesinde, herhangi bir 'saatte' doğacak ilk bebeğin görüntüleridir. Program kamerası, belirlenen saatte, o hastanede hazır bulunur. Sunucu anonsunu şu şekilde yapar; "Sevgili izleyiciler geldik 'bu haftanın şanslı bebeği kim' köşemize.
Şimdi önce hangi hastaneye gidelim bunu tespit edeceğiz! Bulduk bu hafta filanca hastanenin doğum servisine gidiyoruz! Peki saat kaçta doğan çocuk bizim şanslı bebeğimiz olsun? Ne dediniz? Pekala, saat 09.00 ve o andan itibaren doğacak ilk bebek!"
Program kamerası anons edilen saate, tespit edilen hastanede hazır olur ve ilk doğumu beklemeye başlar. Görüntü; Bir hastane koridoru, bir sürü baba namzedi...
Yakın plan hastanenin duvar saati, bir gün önceki stüdyo konuklarının saptadığı saati, l 9.00'u gösteriyor... Ve nihayet hemşirenin elinde çıkan ilk bebek... Babanın sevinci...
Daha sonra anne ile minik bir söyleşi ve sponsorlardan aileye verilen hediyeler... Bebek bezi, mama, bir yıllık bakım ve sağlık hizmeti, altın takı vs...
Sunucunun final anonsu; "İşte huzurlarınızda bu günkü şanslı bebeğimizin görüntüleri. O artık bizim bebeğimiz olup, birbirinden değerli hediyeler kazanmıştır." Veya doğrudan sponsorun bebeği olarak da anons edilebilir; "Dalin bebeklerine bir yenisi daha eklendi. Hadi şimdi yarınki bebeğimizi seçelim. Hangi hastane olsun?
Ve saat kaçta diyelim?"
Her gün ekranlara gelen bu birbirinden sevimli yavrucakları görüp de çocuk yapmayacak insan tanımıyorum!