ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 21 Mart 2011

Ölümü öp haberleri; İki

Geçenlerde bu sütunlarda Star TV'de Zuhal Topal'ın sunduğu izdivaç programından söz etmiştim. Deli göz bir genç kıza koca aranıyordu. Ve talip olarak Bursalı genç çıkartılmıştı karşısına. Kız oğlanı yerden yere vurmuş, elini sıkmak bile istememiş, midesi bulanıyormuş gibi ağzını kusma pozisyonuna getirip bakmıştı zavallıcığın suratına. Aslında tüm bu detayı vermemiştim o yazıda, aday gence ayıp olur diye. Ve son olarak gençten yana çıkıp, stüdyoyu ve Topal'ın tavrını eleştirmiştim.
Ertesi gün konuyla ilgili telefonlar yağdı eve.
Mailleri saymıyorum. 'Aç TNT ekranını da dün yere göğe sığdıramadığın oğlanı gör' diye...
Açtım baktım 'benim oğlan' gerçekten bu kez Hande Ataizi'nin evlilik programında. Üstelik aynı kıyafet-hadi olabilir- aynı cümlelerle. "Erkekler kadınların kölesi olmalılar' tarzında bir söylev bu.
Paravanın arkasında hanım hanımcık bir kız. Oğlan nasıl ilk seferinde diğerine yalvarıp yakarmışsa şimdi bin beterini yapıyor. Bütün sempatileri üzerine çekiyor. Ataizi neredeyse kendi varacak, oğlan o kadar 'mükemmel' bir tablo çiziyor sonuçta.
İşin enteresan yanı, bu canlı yayına bağlanıp bir Allah kulu da, gelin adayını uyarmıyor, 'Sakın kanma daha dün aynılarını söyledi bu uyanık' diye.
Bana da, 'ölümü öp şu konuyu yaz' deyip beni bu işlere bulaştıran dostlara 'sevgilerimi' yollamak düşüyor.
Alacağınız olsun.

* * *
ARADA KALAN KİRKOR!
Apartmana bakan Erdal efendimiz dün akşam da çöp almaya gelmiş ama kapı aralığında baktım. Evde Türkiye, Libya'nın tarafında mı duracak yoksa müdahalecilerin yanında mı yer alacak, o konuşuluyor. 'Kaddafi'ye kafa tut, petrolden pay kap.
Böylece AB kapılarını da sağlamlaştır. Devir ekonomik güç devri' diyor bizden biri.
Erdal da diyor ki, "Abla o zaman Müslüman ülkelere ve Rusya dahil başkalarına da sırtımızı dönmemiz gerekecek!
Hem gün gelir bunlar bizim iç işlerimize de karışır".
Ülkemizin çizeceği yolu, ayaküstü, üçüncü bir yol bularak çözüme ulaştırıyorlar nihayet; Hiç birinden yana olma, her iki tarafa da yakın dur, ilişkilerini bozma.
Hiç olmadı şimdi. Bunlar solsağ davalarında üniversitede en çok dayağı, 'Ne oradanım, ne buradan' diyen öğrencilerin yediğini bilmiyorlar mı? Benzer örneği babam rahmetli Adnan Benk de verirdi, iki kızdan da vazgeçemediğim gençlik flörtü günlerimde, "Oğlum iki bakkalı birden memnun edemezsin, birinden birini küstürmek zorundasın" derdi hep. İlla birinden alışveriş yapacakmışım.
Bu gün Türkiye bir kez daha 'bakkalını' net bir şekilde seçmek zorunda kalacak örneğe göre. Üstelik önümüzdeki günlerde taraflar ondan kesin bir tavır bekleyecek. Bu yüzden hükümetin işi zor. Daha da zor olanı, her şey olup bittikten sonra 'dışarıda', hadi daha da kabaca söyleyeyim 'açıkta' kalıvermek. Başlıktaki Kirkor da bu örneğimizin hayali kahramanı. Müslüman olmaya karar veren Kirkor'un bir hafta boyunca, Kelime-i Şahadet getirecekken karısının müdahale etmesiyle vazgeçtiğini ama bir gece tam dininden ayrıldığı sırada ölüverdiğini anlatılır.
Kirkor öte dünyadadır ama ne o dinden ne bu dinden.
Bana sorarsanız en büyük korkum şimdilik, bu gözü terör terör bakan Kaddafi'nin bu topraklarda daha da güçlü bir lider haline gelmesi.

FİKRİ SAĞLAR CADI KAZANINDA
Kim
ne derse desin şöyle bir geriye baktığımda dürüst, şeffaf politikacılar arasında ilk sıralara koyacağım isimlerden biridir Fikri Sağlar.
Çoğunlukla da Susurluk olayındaki üstün çabalarını hatırlarım. Sağlar bu gün yine gündemde. Ama bu kez bir reddediliş tablosunun soluk desenlerinden biri.
CHP ile özdeşleşmiş bu insan, son milletvekili listesine alınmadı. Malum bir zamanlar Baykal ile ters düşüp partiden ihraç edilmiş, yıllar sonra yönetim değişip Kılıçdaroğlu ile yeniden gündeme gelmişti. Üstelik Fikri Sağlar'ı partiye öneren oydu... Ama bu gün Parti Meclisi uygun görmemiş.
Mersin İl Başkanı'na sormuşlar, olumlu görüş alamamışlar nedense.
Biri diyor ki "Google'a girin, Fikri Sağlar'a bakın, eski genel başkanımıza yönelik sözlerini görürsünüz!"
Hani CHP hiçbir partiye benzemezdi? Hani eski kırgınlıkları unutup el ele verme zamanıydı? Hani adil ortam vs.? Şimdi Fikri Sağlar gibi her çevrenin saygısını kazanmış bir siyasetçiyi partinin kapısından sokmamak için hangi güçler devreye girdi merak ettim?
Ama bunların Berhan Şimşek'i de göz açıp kapayıncaya kadar feda edenler olduğunu biliyorum.
Bir şey daha biliyorum, bu CHP'deki cadı kazanının altındaki ateşi körükleyenler, bir gün aynı kazanda kaynamayacaklarının garantisini nereden alıyorlar?
Yine babaannemin deyişiyle, 'Vah benim Karaoğlan'ımın kara yazgılı CHP'si vah!"

HABER KANALLARININ ÇÖKTÜĞÜ GECE
Yirmi
yıl önce savaşın acı yüzüne, Körfez çıkarması sırasında sanal ortamda tanık olmuştuk. O zamanki TRT uykuda olduğu için, özel kanal İnter Star'dan izlemiştik olan biteni. O da, korsan olarak CNN'e bağlanmış, canlı yayın yapmıştı.
Dün, Amerika'nın Tomahawk füzelerinin Libya'yı bombaladığında da geçtim televizyon karşısına.
İnanılmaz ama gerçek şu; CNN Türk'te önce Arena'nın tekrarı, ardından Saba Tümer, arkasından İbrahim Tatlıses programının tekrarı... Haber Türk ise tarihin arka odasına kapanmış, kapıları da dünyaya kapatmış.
Sırada onlarca haber kanalı var, sadece bir tek NTV canlı yayında. 'Bu kadar aymazlık, bu kadar umursamazlık olur mu' diye söylenirken buldum kendimi. Sonra durdum, düpedüz 'canlı bombalama' mı izlemek istiyordum yoksa... Ruhumun derinliklerine indim; Çok şükür hayır. Sadece eski bir haberci olarak, üzerlerinde 'haber' yazan kanalların bu konudaki duyarsızlıklarına sinirlenmiştim.

FOTOĞRAF ALTI
Kimin kucağına oturmuşuz da haberimiz yok. Eline sağlık Tansu Karayazgan...