ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 22 Temmuz 2010

Sarışın kız, entellektüel adama karşı

Kız güzel, sarışın ve ünlü bir şarkıcıyla birlikte yaşıyor ve büyük bir gazetede yazıyor. Üstelik film eleştirmeni. Ömür Gedik'in suçu, aslında köşesinde yazdığı o üç beş cümle değil. Esas suçu üstte saydığım özellikleri. Ne diyor sarışın güzel ve hadsiz (!) kadın; "Valla ben şahsen gelenin geçenin Türkiye üzerinde oynadığı oyunlara fena halde bozulur oldum. Hadi kızlar askere deseler silahı alıp batıya, doğuya koşacağım şu ruh halimle." Sonra çevre saldırısı başlıyor; "Sen kimsin ki fikrini söyleyeceksin. Sinema eleştirmeni dediğin savaş karşıtı olur. Bu kadınla aynı çatı (çatı dediği SİYAD) altında olmaktan utanç duyuyorum." Bunu söyleyen, 'genç duayen' eleştirmen ve aynı zamanda Radikal'in spor kültür sanat müdürü Uğur Vardan. Yazısının sonunda bir de acınası fikir kırıntısı var. "Ömür hanım, güneydoğuyu gezerken terörden korkmuş, 'Ya teröristler saldırırlarsa' demiş." Yani yazara göre Ömür hem savaş kışkırtıcısı, hem de korkak! Bu arada Uğur Vardan meğer benim Nokta'nın başında olduğum dönemde Ercan Arıklı'nın ve Hıncal Uluç'un Erkekçe dergisinde çalışmış. Rahmetli Temel Özalak sayesinde kabul edilmiş, 150 bin lira maaşla. Vardan bunları Medyatava'ya anlatmış. Ama Temel'in patronu Hıncal Uluç'tan tek söz yok. Bir de diyor ki; "Spor yazarlarını küçümsüyorum. Ama köşe yazarlarını da küçümsüyorum. Onlara her gün yazın derseniz, bir gün sinema, diğer günlerde de en çok da futbolla dolar sütunlar. Bakın Reha Muhtar'a, sönen yıldızını şimdilerde futbol sayesinde parlatmaya çalışıyor." Son olarak da Ayşe Özyılmazel'e dokundurmuş bu bilge kişilik. "Aynı ligde hayatım boyunca mücadele etmeyeceğime emin olduğum insanların çizgisine girdim. Ey Allah'ım, ben kimlerin yazısına meze olmuş, kimlerin o bomboş köşelerini doldurmak için malzemeye dönüşmüştüm. Biran önce sinema yazarı olmak sanki bana biraz da kimlik arayışının bir parçası gibi geliyor!" Ercan Arıklı'nın hiç aklımdan çıkmayan şu sözü ile duruma noktayı koyalım. "Yahu" demişti bir gün, "Bu sinema eleştirmenliğinin bir okulu mu var? Bu adam eleştirmen olacak diye kim karar veriyor?" Uğur Vardan karar veriyormuş Ercan bey... Talebeniz.

* * *
İNSANLIKTAN NEFRET ETTİREN İNEKLER!
Zavallı inekleri Ankara'nın 40 derece sıcağında, Et Balık Kurumu'nun kapısında kesilmek için bekletiyorlar. Üstü açık kamyon kasalarında geçen 14 saatlik yolculuktan sonra üstelik. Haberlerde görüntülerini görünce aklıma, Güneydoğu'dan kamyonlarla getirilen mevsimlik işçiler geldi. Bu sektörün başındakilere göre zaten onlar da 'bi nevi insan' gurubuna girmiyorlar mı? Yani ihtimam göstermek lüzumsuz. Bunlar da inek işte. Pisliğin içinde kıpırdayamıyormuş, gözünden yaş geliyormuş kimin umurunda. Varsa yoksa birazdan cebe girecek çil çil paralar. Bu arada sürünün başı kameralara diyor ki; "Hemen keseceğiz abla". Muhabir kız hatırlatıyor. "Ama iki gün dinlendirmeniz gerekmez mi?" Bana kalsa hemen kessinler, daha fazla işkence görmeden. Atladığımız bir başka önemli konu da, bu zavallıların hastalık taşıma risklerine karşı denetimden geçmemeleri. Görünen o ki, bu eziyeti zaten hayvan olmayan anlayamıyor. (Et Balık Kurumu yöneticilerini tenzih ediyorum. Onlar zaten yönetici.) Not: Ben şimdi bunların topuna hitaben 'Bi nevi hayvan' desem, siz kuş ceylan anlarsınız kibarlığınızdan ama kastettiğim daha iri cinsten olanları.