Arda Uskan: Öztürk Serengil'le ilgili ilk hatırladığın neler?
Seren Serengil: Annem ile babam ben 5 yaşındayken ayrılmışlar. Maalesef kumar alışkanlığı vardı. Evlerinin tapularına barbut oynarlarmış. Bana göre yanlış arkadaş kurbanı olmuş.
A.U.: Son zamanlarda maddi durumu nasıldı?
S.S.: Hayatında hiç para tutamamış. Boşanırken de bütün parasını anneme bırakıyor. "Bende kalırsa yerim, sende kalırsa hayatım boyunca garantideyim" diyor.
A.U.: Kolay bir şey değil.
S.S.: Hayatımızı hala onun sayesinde devam ettiriyoruz. Mesleğimi para için yapmamak gibi bir alışkanlığım var.
A.U.: Mesleğim derken kendini oyunculuğa mı şarkıcılığa mı yakın buluyorsun.
S.S: Ben şarkıcıyım. Tam tepeden, assolist olarak başladım. Alt kadromda İbrahim Tatlıses vardı ve henüz 15.5 yaşındaydım...
A.U.: 15 yaşında assolist olmak kolay değil. Müthiş bir ses yeteneğin olduğu da söylenemez.
S.S: Hayır ama çok güzeldim. Bir de hep cemiyet haberlerinde çıkıyordum, ünlüydüm...
A.U: Özel yaşamın mutsuz görülüyor. Kaybedilen 3 bebek ve hüsranla biten 3 evlilik... Eş seçiminin yanlış olduğunu düşünüyor musun?
S.S: Ben arkadaşlarımı da, eşlerimi de prestijleri ve cüzdanlarına bakarak seçmedim. İlk eşime aşık değildim çok iyi bir çocuktu. Evlendim ama yürümedi.
A.U: Peki Cengiz İmren?
S.S: O, tam bir evlilik sayılmazdı. Eşimle aynı evde hiç bulunmadım.
A.U: Aileler arası yapı farkı vardı galiba...
S.S: Bu benim için hiç önemli değildi. Annemin kriterleri ayrı olabilir. Cengiz, beraber olduğum bir insandı ve hapse düştü. Onu ziyaret edebilmek için evlenmem gerekiyordu.
A.U: Bir fedakarlık yaptın yani...
S.S: Evet, ama hiç pişman olmadım. Hapisten çıkmadan önce de ayrıldım.
A.U: Neden?
S.S: "Seren'in yanına yakışmıyor" gibi laflar ikimizi de çok üzdü. Bugün doğudan gelen biri iş adamıysa saygı görüyor, türkü söylüyorsa kıro oluyor. İş kıroluk'sa ikisi de kıro. Çok çirkin şeyler yazıldı, gururu kırıldı. Ona istemeden zarar verdim.
A.U: Annen hep haklı çıkıyor galiba. Son eşin Musa Aytun ile de ayrıldın!
S.S: Haklı mı çıkıyor, yoksa her şeyi o mu yönlendiriyor belli değil! Musa çok iyi bir insandı. Bizim şanssızlığımız benim çocuk kayıplarım oldu.
A.U: Çocuğunu Yahudi mezarlığına gömmüşler diye üzülmüşsün.
S.S: O bende kapanmayacak bir yara. Problemim şu: Neden Musevi mezarlığına gömüldü? Ben hastanedeyken Musevi cemaati gelmiş, almış, gömmüşler.
A.U: Sonuçta üçüncü eşinden de mutsuz bir şekilde ayrıldın.
S.S: Dün geldi, değişmek istediğini söyledi. Askere gidiyormuş. Karşılıklı ağlayarak vedalaştık. Büyük konuşulmaz ama bir daha bir araya gelmeyeceğiz. Bizi onun kumar tutkusu ayırdı.
A.U: Zaman zaman da polemiklere karışıyorsun. Örneğin Gülben Ergen için "Tüpü patlasa da kurtulsak" demiştin.
S.S: Gülben'in bantını gösteriyorlardı. Arkadan biri "Gülben Ergen'in makyajı tüp patlamış" gibi dedi.. Ben de "Patlasa da kurtulsak" dedim. Bunda bir art niyet yok.
A.U: Ama Gülben kırılmış anlaşılan.
S.S: 15 senedir onunla konuşmadığıma göre onu kırıp kırmamayı düşünmeyecek hale gelmişim demek. Affedilmemesi gerekecek bazı durumlar vardır insan ilişkilerinde. Bizimki de o türden bir şeydir.
A.U: Yeni bir çalışman var mı?
S.S: Yeni albümümü bitirmek üzereyim. Adı büyük ihtimalle "Dost Bile Kalamadık" olacak. Kısmetse Sevgililer Günü'nde çıkacak.