SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 13 Temmuz 2011

Hayatı şişko yazmak

Yazı işleri müdürümüz Emre Şahin beni koridorda yakalayıp "Abi yazını en geç saat beşte vermen gerek. Baskıya erken gireceğiz bir süre" dedi.
Sordum:
- Gündemde öne çıkan neler var oradan gideyim bugün?
- AIDS'li kadın katil olayı var mesela abi - Onu koğuşa almak istemezler. Tırsar diğer mahkûmlar hastalık kapar diye. Karamsar konu yazmak da istemiyorum ayrıca - Hintlinin düğününü yazsan ne güzel olur. Hindistan'da trenler üzüm salkımı gibi doluyor.
Ahali yoksulluktan balık istifi kaçak yolculuk yapıyor. Açlıktan sefaletten her gün kaç kişi ölüyor, adamlar İstanbul'a gelmiş bin bir gece masalı gibi düğün yapıyor.
- Bizimkileri ne yapacağız peki? En fakir dediğimiz bölgelerde o kadar ihtiyaç sahibinin gözü önünde altınla tartılan aşiret gelinleri, halay çekerken savrulan dolarlar, takılar?
- Haklısın valla abi. O zaman bak ne düşündüm? Senin o hayatın ıcık cıcığını yazdığın yazılar ne keyifli oluyor, öyle bir şey yapsan ya abi.

Hakkımı ver Hakkı
Emre
'nin verdiği gazla havaya girip kendimi 'tek kollu Hamingway' sanmaya başlamışken bin yıllık dostum Hakkı Yalçın bozuyor büyüyü.
Kendisi diyetler yapıp, kilolar verip 'fabrika ayarlarına' geri döndü ya, göbeğime dokunup; "heykel gibi adam ne hale geldi peeeh' deyip dalgasını geçiyor çünkü. Sonra ikisi de uzaklaşıyor yanımdan. Ben de "hayatı iyi yazan adam olmakla şişko patateslik" arasında duygu bölünmesine gark oluyorum, vah beni vah!

Bu yaştan sonra

Bir yandan da saat işliyor tık tık. Ne yapmalı ne yazmalı.
Siyasete karışmadan, kabak tadı şike olayına yanaşmadan ah ne yazsam ne yazsaaam?
Kurtarıcı yine Emre Şahin oluyor. Koşar adım masama gelip tüyoyu veriyor - Buldum abi buldum.
Antalyalı Loto milyarderini yaz - Niye ki?
- Abi adam 66 yaşında altın dişli bir amca. Adı Hasan Yörük - Tek başına mı bildi, kaç para aldıydı?
- 2 kişi bildiler adam başı 11 küsur milyon götürdüler - Ne yapacakmış parayla?
- Bilinmiyor. Köy kahvesindeki herkese ayran ısmarlayıp kaybolmuş ortadan - Helâ yaptırsın o da...
- Nasıl yani?
- Öyle bir şey hatırlıyorum eskiden. 92 yaşındaki adama milli piyangodan büyük ikramiye çıktıydı da koca bi helâ yaptırdıydı - Sebep?
- "Bu yaştan sonra gülen şansın içine ancak ve ancak 'edilir' de ondan" demişti, gülmüştük.
- Vaay matrak adammış.

Ah dede vah dede
- Bi de başka yaşlı amca hikâyem var - O nasıl abi?
- 95 yaşında bastonlu dede eczaneye girip mavi haplardan istemiş. "Viagra mı?" diye sormuş eczacı. Dede 'he evlat' deyince gülmüş genç adam.
Demiş ki; "dede sana bu da kar etmez bu yaşta."
Dede; "olsun" deyince çaresiz çıkarıp koymuş kutuyu tezgâha eczacı. Yaşlı adam kutudan bir tane hap çıkarıp "şunu ikiye kes yarısını içmem için de bir bardak su ver sevabına" deyince hem hayret edip hem yine gülmüş genç eczacı. "Dede" demiş "kutusu bile kar etmez diyorum, sen tek bir hapı yarıya bölüp içmeye kalkıyorsun. Vallahi çalıştırmaz makineyi."
Bu defa yaşlı adam gülümseyip konuşmuş: "Oğlum amacım makineyi çalıştırmak değil. Yepisyeni ayakkabılarıma işemeyeyim yeter!"