SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 17 Nisan 2011

Malabadi'den İçkale'ye Diyarbakır

Diyarbakır'dayım. Kentin turistik ve tarihi yerlerini de geziyorum işten artan zamanlarda. Örneğin Silvan'da ünlü Malabadi Köprüsü'nü gezdim. Vali Mustafa Toprak çok güzel söz edince, İçkale'nin son halini görmeye gittim, bayıldım.
Bu kadim köşe yakında harika bir mıntıka olarak turizmin hizmetine açılacak, yaşasın. Konuyla ilgili ilk yaptığım haber çalışması geldi aklıma. Demiştim ki; "eteği belinde" türden bir kadın tanıdım Diyarbakır'da. Tuttuğunu koparan, becerikli, vizyonu geniş ve karınca cinsinden çalışkan bir Anadolu kadını o. Kartvizitinde "İl Kültür Müdürü Songül Göksu" yazıyor ama inanmayın.
Aynı zamanda kentinin hamalı, insanının hizmetkârı, tarih-kültürsanat alanlarının da gönüllü bir kölesi o.

Gavur mahallesi

Sabahın seher vakitlerinde ekibiyle birlikte gelip çaldı beni Prestij Oteli'nden. Takım halinde sur diplerini, Cahit Sıtkı Tarancı'nın, Ziya Gökalp'in evlerini; Ahmet Arif'in doğup büyüdüğü "Gavur Mahallesi"ni dolaştık saatlerce. Buraları daha sonra ballandırarak anlatacağım da, işin cücüğüyle, İçkale Projesi'yle başlamak istiyorum bugünlük. Çünkü bu proje mühim ötesi. Çünkü bu proje hayata geçtiğinde, Diyarbakır'ın turizm potansiyelini misli misli katlayacak bir muhteşem erek. Paylaşalım isterseniz. Bakın neler konuşuyoruz Songül Hanım'la:

Zayıfız
- Neden saklı kent diyorsunuz ki? Her şey ayan beyan ortada kentte.
- (gülerek) Diyarbakır saklı bir kenttir diyorum. Çünkü; kentteki tarih ve kültürel mirasın zenginliğine paha biçilmez.
Örneğin surlar... Surlar mükemmel bir sanat eseridir. Dünyada hiçbir kaleye uymayan özellikler taşıyor.
Ve arkeologlar surlarda yeni bulgulara rastlıyorlar. Surlar halen bizi şaşırtıyor. Ama koruma bilinci zayıf bizde ne yazık ki.
- Saklı olan, koruma bilincimiz mi aslında?
- En çok üzerinde durduğumuz konu, tarihi eserleri koruma bilincini geliştirmek. Bunu da sivil toplum örgütleri, belediyeler ve kamu kurumları olarak üstlenmek gerekiyor. Turizmin gelişmesiyle
birlikte Diyarbakır'a büyük bir ekonomik girdi sağlanacak. Bu halk açısından da önemli bir motivasyon kaynağı olacak elbet.

Karakolde ne olacak
- Buralarda cezaevi var, askeri garnizon var.
Cezaevinde 90 kadar da çocuk tutuklu varmış. Nasıl olacak da göçecek bunlar buradan?
- Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokol çerçevesinde Saraykapı Semti'nde bulunan ve cezaevinin de içinde yer aldığı İçkale'nin restorasyonu yapılacak. Hazırlanan İçkale projesi, Avrupa ve Avrupa'da bulunan sivil toplum örgütlerince destek görürse, yaklaşık 6 bin metrekarelik alanda yer alan İçkale, Kültür Bakanlığı tarafından Kültür Merkezi'ne dönüştürülecek.

O dev ağaçlar
- O ağaçları gördüm büyülendim. Onlar da tarihi değil mi?
- Elbette. Avluda gördüğünüz o ağaçlar en az 300 yıllık.
Kiliselerle, camilerin, sahabe türbelerinin neredeyse yan yana konuşlandığı bir hazine var orada.
Tarihte 26 medeniyete beşiklik etmiş Diyarbakır'ın tarihi mekânlarının yeniden turizme açılması için seferberlik ilan edildi.
Bu bölgede de Cezaevi ve Jandarma birlikleri buradan ayrıldığı zaman projenin hayata geçirilmesi için çalışmalar başlayacak. Tarihi doku bozulmadan önemli bir adım atılacak. Ayrıca buranın restorasyonunda bin kişiye iş imkânı sağlanacak...

Güç nereden gelir ki?
- Hangi dönemden kalma bu yapılar?
- İçkale 13. Yüzyıl'da Artuklular döneminden kalma.
Geçtiğimiz günlerde buraları milletvekilimiz Sayın Aziz Akgül'le de gezdik. O da hemen söyledi bizi teyit eden düşüncesini.
Dedi ki; "Böyle bir projenin sadece milli kaynaklarla yürütülmesi imkânsız. Özel sektör ve uluslararası organizasyonların Diyarbakır'ın kültür ve turizm mirasının ortaya çıkarılması için katkı yapması gerek.
Biz bunun koşullarını mutlaka hazırlayacağız."
İnsan güç kazanıyor bunları duyunca Savaş Bey.