SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 1 Mart 2011

İstanbul'u duydum sesinde

Üzerine bunca şiir yazılı başka kent var mı bilmem?
Bildiğim İstanbul'un daha nice şaire ilham olup, dizeler düzdüreceği. "Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır" diyen Şair Nedim'in söylediğinde; bir sengine (taşına) binlerle mısra yazılacak kadar muhteşem bir kenttir İstanbul.
Bazılarına 'iyi' gelmese de başta ana kent olmak üzere hemen hemen tüm belediyelerin çalışmalarını beğeniyorum. Elbette yanlış bulduğum, haksızlık edildiğine inandığım icraatlar da oluyor ama kentin üstü nicedir örtülü güzellikleri nasıl da bir bir ortaya çıkıyor bakın görün.
Gezelim mi

Haliç'ten tutun, Zeyrek içlerine oradan Zeytinburnu'na, Moda'ya, Üsküdar'a, Talimhane'ye ve dahi yüz ayrı semte objektif tarassutlar atın. Değişim, başkalaşım nasıl da almış başını gitmiş, viran yerler, yıkıntı, yığıntılar, perişan haller nasıl da gençleşip güzelleşmiş kendiniz karar verin. Söz gelimi Mısır Çarşısı'nı bir gezelim. Ne borsa takıyor, ne kriz, ne enflasyon. Döviz kurları, işsizlik oranları, batık kredi kartları etkilemiyor orayı.
Yaz-kış, kar-yağmur, sabahakşam fark etmiyor. Mısır Çarşısı içiyle, dışıyla, çevresiyle (Tahtakale dâhil) yerli yabancı binlerce, on binlerce müşterinin uğrak yeri olmaya devam ediyor.

Kara üzüm habbesi

Anlı şanlı alış veriş merkezleri, plaza çarşıları, ultra modern ticaret mekânları pabucunu dama atamıyor Mısır Çarşısı'nın. Kaç yüz bin kalem mal satılır burada saysan ömrün yetmez. Birkaç tezgâhtan tüyo vereyim; Kara kan üzümü, Medine hurması, Tokat cevizi, gün kurusu kayısı, kabuklu badem, Beypazarı cevizli sucuğu, Siirt fıstığı, İskilip leblebisi, Zile nohudu, Trakya kaşarı, Kars gravyeri, Ezine keçi peyniri, Erzurum çeçili, çağla bademi, muşmula, ızgaralık kültür mantarı, haşlanmış Tokat asma yaprağı, Ankara Çubuk hıyarı, Urfa isotu, çiğ köftelik bulgur, patlıcan, biber, domates, lahana, pırasa tohumları, kuşyemi.

Bitmez ki

Dahası; lazımlık, fermuar, cezve takımı, fincan, çay bardağı, kahve değirmeni, tepsi, çay askılığı, gaz ocağı fitili, süzgü, kepçe, tirpişon, pasta kalıbı, pasta süsü, pasta mumu, lazımlık, leğen, kova, taklit öarka ayakkabı, müshil ilacı, oklava, yer sofrası, tabure, komişk maske, korkunç maske, walkman kulaklığı, 2. el telefon, fiş- piriz takımı, kapı kolu, sigara tablası, kebap şişi, üzerlik, çöp poşeti, Japon yapıştırıcı, kondom, rende, Seylan çayı, çörek otu, folyo, yaka balinası, kürdan, kürdanlık, çay kaşığı, masa örtüsü, duvar aynası, ucuz avize, kırklık ampul, tıraş makinesi, kıyma yapma aleti, bay-bayan versiyon losyon, kalem parfüm, deodorant, tıraş köpüğü, tıraş fırçası, terzi yüksüğü, terzi makası, iğnedenlik, saç tokası, okul yakası, pantolon askısı, kemer, terlik, yıldız tornavida, pense, çakı, tırnak makası, Zippo çakmak, şişe mantarı, T cetveli, kalemlik, bıçak seti, oyuncak helikopter, kötü güneş gözlüğü, incik boncuk, taş takı, yoğurt kasesi, ip, iplik, yün, örgü şişi, tığ, gergef, kanaviçe modeli, naylon ibrik, tel maça bilezik, biley taşı, bıçak seti, balık yemi, renkli karton, fotokopi kağıdı, telli defter, mukavva kutu, her boy koli, ambalaj eşyası, paslanmaz krom nikel kova, galvaniz bayta, termosifon şamandırası, araba cilası, hacı yağı, tespih, müstamel ceket. Aslında 3 gün 3 gece saysam tükenmez ama aklımda kaldığı kadarının bir bölümünü ancak yazabildim.
Bu şehri sevmemiz için neden mi gerekir...