SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 1 Ekim 2010

Yarasın Bekri Baba!..

İstanbul Kanatlarımın Altında filmi çekilecekti.
Senarist Yönetmen Mustafa Altıoklar rol teklif etti bana. "Abi tam sana göre bir rol var. Başrollerden biri hem de."
Yalan yok, içimde ılık sular fıskiyelendi bir hoş oldum, lakin hissettirmedim. Sordum sonra:
- Esas oğlanı mı oynayacağım?
- Ona yakın bir şey abi. En yakın arkadaşı olacaksın jön çocuğun...
- Hıım demek benim gibi yakışıklı, boylu boslu bir karaktere ihtiyacın var. Nedir rolün aslı faslı?
- Bekri Mustafa Abi...
- Ne olmuş Bekri Mustafa'ya?
- Onu oynayacaksın yani...
- !!!!!!!!!
- 4. Murat devri İstanbul'unu çekeceğiz. Hezarfen Ahmet Çelebi kanat takıp uçacak...
- Ha anladııım, dönem filmi çekeceksin.
- Aynen Savaş Abi.

NE ANLAR
- Peki ben ne yapacağım Bekri Mustafa olaraktan?
- İçeceksin abi. Devamlı bir şarap testisi elinde, içip, Hayyam'dan dizeler okuyacak, felsefe yapacaksın.
- Yahu bu adam ayyaşın tekiydi bildiğim kadarıyla.
Ne felsefesi ne Hayyam'ı?
- Hiç olur mu? Müthiş renkli, kültürlü, sıkı bir tipmiş.
Meğer kılı kırk yarmış Mustafa.
Senaryosundaki her tipin kişilik analizini yapmış, özelliklerini araştırmış. İkna olayım diye bana da bir bir anlattı bayıldım adama o zaman. Mesela dedi ki; " Abi bu Bekri, 17. yüzyılda Sultanahmet'te doğup büyümüş bir adam. Ailesinin hali vakti yerinde. Gençliği rahat içinde geçmiş.

Kelle kesiliyordu

Sonra bir kıza tutulmuş, karşılık alamamış vurmuş kendini içkiye. Çok da sevimli ve hazırcevapmış. 4. Murat zamanında yeniçerilerle, kadılarla başı derde girmiştir.
Ayyaşların piridir. Yalan değil, yanlış. O "içki içmesini bilenlerin piri. Alkolün, tütünün, afyonun hatta kahve içenlerin anında idam edildiği, kellerinin kesildiği devir. Bekri Mustafa'nın bu devirde her gün içmesine rağmen Kellesini kurtarmış olması güler yüzü ve tatlı diliymiş zaten.

Türbe yaptırdı

Padişah bizzat yakalamış onu içerken.
Fakat sohbetini duyunca arkadaş olmuş ona. Ne yazık ki 41 yaşında iken hastalanmış ve iki, üç gün içinde hayata gözlerini yummuş.
Cenazesi vasiyeti üzerine Balıkpazarı meyhanelerinin civarında bulunan mezarlığa gömülmüş. 4. Murat'ın onun ölümüne çok üzüldüğünden anısı için kendisini ilk tanıdığı mekâna yani Yemiş İskelesi denilen yere bir türbe yaptırmış.
İstanbul Ticaret Üniversitesinin olduğu yere yani." İşte böyle methetti Bekri Baba'yı Mustafa Altıoklar. O an kararımı verip "oynarım seve seve" dedim. İyi ki de oynamışım. Başta gençler olmak üzere seyredenlerin tümü pek memnun kaldı bir adamı detaylı tanımaktan. Nur içinde yat, "yarasııın Bekri Baba!.."