Tarihi 11 Mayıs 2017

Manzara

Televizyonumun çekmediği kanalları izliyorum. İnsanların kanını emenlerin kahrını çekemem!

***
Birçok kişinin elinde ucuz bir şöhretin çıplak görüntüleri dolaşıyor.
Bir arkadaşım, "Bu arsız kadın utanmasa röntgen filmlerini yayınlayacak!" dedi.
Bir başkası, "Bir annenin şöhret müptelası olmasının yan etkileri!"diye eşlik etti.
Ben de, "demek ki çocuk doğurmakla anne olunmuyor" dedim. Çocuklarına bırakacağı onursuz mirasa mahsuben!

***
Kızının adını "Şiir" koyan bir baba tanıdım. Oğlunun adı "Hikaye!" "Neden bu isimler?" diye sordum.
"Kitap gibi okumak için" dedi.

***
Çocuktuk, ayağımızda ayakkabı yoktu da, büyüklerden biri "hadi şanslısınız" demişti. "İstanbul'da yaşamak hayata 1-0 önde başlamaktır.
O zamanlar taşı toprağı kadar insanları da altındı İstanbul'un.
Şimdiki çocuklar talihine yansın.
"Sağım solum önüm arkam gökdelen!"

***
Geçenlerde parkta oturan anne ile 5 yaşlarındaki kızının arasındaki konuşmaya kulak misafiri oldum.
Kız sordu, "Uç uç böceklerine anneleri terlikleri nereden alıyor?" Anne gülerek cevap verdi. "Sizin giymediğiniz terlikleri onlara veriyoruz." Kız çocuğu sorunun peşini bırakmadı.
"Ayak numarasını nereden biliyorsun?" Anladım ki; masumiyet ve zekanın kardeşliği en çok çocuklara yakışıyor.
Onlar geleceğimizin ateşböcekleri.

***
Düşünüyorum da, teknoloji içini karıştıracağı toplum ararken. "Hayat hiçbir hesabı yarım bırakmaz" diyorum.
Üniversite mezunu genç kızların sokak sokak iş aradığı bir ülkede ekran cariyelerine paha biçilemiyor ya...
O kahrolası kanallara karşı inat edişim bu yüzden!