Kendilerini beraberliğe kilitleyen Beşiktaş adına kazanç sayılan 1 puanın, Fenerbahçe adına hüzün tahsilatı olduğu gerçektir.
Çünkü 3 puanı isteyen, pozisyon zenginliğine soyunan Fenerbahçe'ydi.
Beşiktaş takımına 89'ncu dakikaya kadar, "Aranızda gol atmayı düşünen biri var mı?" diye sorsalar, parmak kaldıran olmazdı eminim.
Mehmet Topal ve Atiba'nın gece içindeki rollerine baktığımızda, Mehmet Topal oyuna önde ve diri başladı. Gökhan Gönül'ün alacağı tepkilerle zayıf düşeceği planına göre, Hasan Ali'yle arasında özel bir kroki de çizmişti ama uzun ömürlü olmadı.
Sonrasında saha içinde biçilen rollere baktığımız zaman futbol zekası olarak Atiba onu solladı. Beraberliğin omurgası Atiba'ydı.
Josef'in oyuna katılımıyla çok şeyin değişeceğini ummuştum, olmadı.
Fenerbahçe forvetinin baskılı oyuna karşılık, ilk yarıda neden kaleden bu kadar uzak durduğuna şaşırmadım dersem yalan olur. Sow'un kayboluşuna şaşırdım en çok.
Van Persie'nin kaçak oyununu, Oğuzhan ve Quaresma'nın hayalet halini. Ve sahadaki berbat hakemi.
İki takımın da hakemden şikayet etmeye hakkı var.
Tosic'e gösterilmeyen kırmızı kartın, Hüseyin Göcek'in korkak hakem modasına uymasıyla yakın ilişkisi var.