Tarihi 22 Haziran 2016

Umut

Bir çocuk otobüste kadınlara ve kendinden büyüklerine yer veriyorsa hala.
Bilin ki saygı ölmemiştir daha.

***
Bir ev kadını, soysuz programları ekranda gördüğü zaman, televizyonları kapatıyorsa...
Bilin ki Sadri Alışık ruhlu gençleri yetiştirmek isteyen anneler yaşıyordur hala.

***
Bir vatandaş, yerde yatan birini hala ayağa kaldırmak için yere eğiliyorsa.
Bilin ki insanlığın beli bükülmemiştir hala.

***
Bir işçi, yasal olmayan yollarla para kazanmayı elinin tersiyle itip, asgari ücretle onurlu bir yaşam sürdürüyorsa.
Bilin ki ağaç gibi dimdik yaşamaya özlem bitmemiştir hala.

***
Bir çocuk, yere tükürenleri "Affedersiniz beyim, tükürüğünüz düştü" diye uyarabiliyorsa.
Bilin ki toplum sorumluluğu ayaktadır hala.

***
Hata yapan sürücü parayı uzatıp da, "Buyurun bir çay içersiniz" diyor da, trafik polisi, "Ben çocuklarıma başkasının parasıyla çay içirmedim" diyorsa...
Bilin ki yarınlar emniyettedir hala.

***
Bir patron, işçilerini "mukaddes emekçiler" gibi görüp, onların insanca yaşamasına parmak kaldırıyorsa.
Bilin ki paranın öldüremediği insanlık, hayattadır hala.

***
Bir taksi şoförü çantasını arabasında unutan yolcuyu fellik fellik arıyorsa.
Bilin ki Allah korkusu ve dürüstlük yolunu şaşırmamıştır hala.

***
Bir genç kız önüne konan parıltılı tuzaklara aldırmayıp, hala otobüslerle işe gidip geliyorsa.
Bilin ki onurlu yaşamın işçiliği iliklerine kadar dirençlidir hala.

***
Her şeyin yok olduğu anda bile umut vardır.
Unutulmuş sokaklarda gururla dolaşan.

Filmlerdeki gibi
Delikanlı kaç zamandır bir kızı seviyordu.
Kız da kendisi gibi işçi, bir tekstil atölyesinde makineci.
Ailesi, Allah'ın izniyle sevdiği kızı istemeye gittiğinde, "Ne iş yaparsın oğul?" diye sordu kızın babası.
"Bir fabrikada işçiyim" dedi delikanlı.
Kız babası işçinin halinden anlayan, sevmenin ne olduğunu bilen bir baba.
"Verdim gitti" dedi.
Bayramdan sonra düğünleri var.
Yıldızların altında!
Mahallenin ortasında!
Tıpkı çocukluğumuzun Yeşilçam filmleri gibi.

Mutluluk Takvimi
* Güneşi avucuna alıp, fotoğraf çektir.
* Birisini komik biçimde kandır.
* Bir şeyleri yedekle.


Bana diyorsunuz ki
Her sabah hasta sesiyle
Kalk diye
Yalvarmasa karın
Ve sen biraz geç kalınca
İşten kovulacağını bilmesen
Kara zeytin
Acı acı bakmasa yüzüne
Çayın rengi
Böyle soluk olmasa
Ekmeğin kabuğu böyle sert
Ve her aybaşında
Yakana yapışmasa
Ev kirası denen dert
Sen isyan gülleri gibi
Kanayan bu şiirleri
Yazamazdın

Muammer HACIOĞLU