Yıllar önce bir öğretmen okuyucum, "Hep maziyi yazıyorsun.
Eskiden evlerimiz küf kokardı, yollarımız çamurluydu. Elektriğimiz bile yoktu" "Ah be öğretmenim!" demiştim. "Gelecek güzel olsa sizden esirger miyim?"
Yıllar elimizden bütün güzellikleri aldı.
Karşılığında lüksü verdi, haramı, saygısızlığı.
Eskiden ayıp olan şeylerin ayıp olmadığı bir düzen yaratıldı.
Ne gönül hukukumuz var artık, ne yasal hukuk.
Üstelik canlar gidiyor.
Ne için gittiklerine hala akıl sır erdiremediğimiz canlar.
Neymiş, cenazeler görkemli oluyormuş!
Neymiş, kanları yerde kalmayacakmış.
Vah gidene! Gerisi yalan, vallahi de billahi de yalan.
Kağıdı kirleten kalemdi.
Teknoloji ve para geleceğimizi kirletti.
Yoksul ama onurlu toplumun simgesiydi o siyah beyaz yıllar.
Allah'ın suyunu bile bizlere parayla sattılar.
Özgürlüğümüzü çaldılar, ruhumuzu, geleceğe ait umutlarımızı.
Karşılığında soysuz televizyon dizilerini verdiler.
Cep telefonları, bilgisayarlar.
Şimdi sanal dünyada herkes kahraman, herkes uzman. Şehitler üzerinden bile siyaset yapanlar var.
Kapılarımızın anahtarı bile yoktu.
Birlik bütünlük mesajlarının hiçbir hükmünün kalmadığı bir ülkeyiz artık.
Sanatı ucuzlayan, medyası halktan yana olmayan. İnsanları birbirlerine saldırmak için fırsat kollayan bir ülke.
Doların yükselmesine yaygara koparmak, insanlığın alçalmasını işaret etmekten daha değerli.
Yıllar önce bana mektup yazan öğretmenim artık beni okumuyordur.
Bilmiyorum şimdi geleceğe nasıl bakıyor?
Ben gaz lambalarının aydınlattığı odaların, televizyonların karattığı evlerden değerli olduğunu düşünenlerdenim.
Ve gelecek zamanın, hiçbir gerçeği temiz bırakmayana kadar mücadelesini sürdüreceğini de biliyorum.
Silahla, parayla ve siyasetle.
Lisedeki öğretmenlerimden biri, "gelecekteki tehlikeyi işaret ederken, geçmişin güzelliklerini hatırlat" demişti.
O yüzden küf odaların radyolarını, bugünlerin teknolojisine.
Siyah beyaz yılların köprü altında yatan adamlarını.
Bugünün televizyon yıldızlarına, zenginlerine, üniversite rektörlerine ve gazetecilerine değişmem.
Turizmci gücü
Turizmciler "sezon çok kötü" dediği için, okullar 14 Eylül yerine 28 Eylül'de açılacak.
Turizmciler okulların geç açılmasından medet umacaklarına, ülkenin asıl gerçeklerine göz atsınlar.
Yabancı turisti ülkeye çekmenin zorlaştığı ortadayken.
Güvenilir bir ülke konumundan uzaklaşmanın çığlıklarını da duyursunlar.
Okulları bile erteletecek güçleri olduğuna göre.
Mutluluk Takvimi
Anne ile çocuk arasındaki diyalogu izle. Açıkhava konserine git. Gerçek limonata yap.İnsanın insan gibi
Olmalıdır değeri
Sanki sen yaratmışsın
Bu denizi bu yeri
Tıpkı bir hayvan gibi
İnsafsızca eyeri
İnsan öz kardeşine
Vurmaz be arkadaşım
Yorgansız yataklarda
Çocuklar dizi dizi
Kibar ayaklarına
Yol yaptık kendimizi
Ama artık susmak yok
İstersen öldür bizi
Akacak kan damarda
Durmaz be arkadaşım
Muammer HACIOĞLU
