90 kişinin işten atıldığı otel çalışanlarına dikkat çekip, işten atanları işaret etmek adına. "90 küsur kişi. Ben o gruba yakıştıramadım. 90 kişiyi çalıştırmadan da besleyebilirler.
Emeğe değer verin."
Türkiye'de ekonomik sorunların aşılmasına yönelik en kolay çıkış yolu işçileri sokağa atmaktır.
O insanları bir taşa sarıp fırlatmak gibi.
Ya da azgın bir nehrin ortasında küreksiz bırakmak!
Bunu birçok grup yapıyor.
O insanların aileleri, çaresizlikleri hiç hesaba katılmıyor.
Derine, daha derine gömüyorlar umutları.
Çaresizlik bulaşıcıdır.
İşçi bir babayı düşünün.
Yarası onda ama kanayan sadece o değil. Eşi, çocukları, yakınları Babaları işsiz kaldıktan sonra, eğitimleri yarım kalan kaç çocuk vardır?
Hesabını kim yapar?
Paranın ve çaresizliğin karşısında gururu incinen bir babanın duygularını kim anlar?
Ne zaman işten atılan işçilerle ilgili bir haber okusam.
Aklıma Japon işadamı Shohei Nozawa'nın, şirketi iflas edince diğer işadamlarına seslenen sözleri gelir. "Ne olur benim işçilerimi siz alın, Açıkta bırakmayın."
Bu da insancıl bir patronluk.
Çinli işadamı Li Jinyuan, "Dünyanın en iyi patronu ödülünü" kazandı.
Niye?
Çalışanlarını ailesinin ferdi saydığı için.
Sahibi olduğu şirketin 6400 çalışanını Paris ve Nice'e tatile gönderdi.
Maliyeti 300 milyon euro.
Diğer yarısını da önümüzdeki günlerde gönderecek.
Başarısının sırrını çalışanlarına bağlayan bir patronun, dünyanın en iyi patronu olması sebepsiz değil.
İşçinin değirmenine un olan patronların fotoğrafları "ölümsüz çerçevelerin" içine asılıyor.
İşçilerini sokağa atan her patron, o işçilerin uykusuz gecelerini ruhunda hissetsin.
İşçilerini sokağa bırakan her patron, yediği lokma boğazından geçerken, işçilerinin çocuklarının yüzündeki ifadeyi hayal etsin.
Yeri geldiğinde cebinden.
Yeri geldiğinde sermayesinden harcasın.
Gerekirse de ömrünü bozdurup karşılasın.
İşçilerini işinde tutmanın diyetini.
Çünkü emeğe değer.
Tazminat hakkı
Sözde izin almadan SMS gönderimi yasak. Özde devam!
Çünkü şikayet formalitesi, şirketlerin SMS'lerinin önünü açacak kadar zor.
Sadece şikayetçi olmak yetmiyor, döküman gerekiyor, Üstelik hiçbir yükümlülük olmadığı halde formaliteler ve zaman kaybı!
İzinsiz gönderilen SMS'ler, kişiye tazminat hakkı doğurmalı.
Yoksa yasak denilen şey sadece lafta!
Mutluluk Takvimi
Dişini fırçalarken musluğu kapat. Aç insanı geri çevirme. Spor ayakkabı giy. Öfkeni kontrol et.İnsanın insan gibi
Olmalıdır değeri
Sanki sen yaratmışsın
Bu denizi bu yeri
Tıpkı bir hayvan gibi
İnsafsızca eyeri
İnsan öz kardeşine
Vurmaz be arkadaşım
Yorgansız yataklarda
Çocuklar dizi dizi
Kibar ayaklarına
Yol yaptık kendimizi
Ama artık susmak yok
İstersen öldür bizi
Akacak kan damarda
Durmaz be arkadaşım
Muammer HACIOĞLU
