6 Mart 2014 yılında Şırnak'ta mayına basıp şehit olan Uzman Çavuş Musa Somay'ın 4 yaşındaki kızı Öykü babasının fotoğrafını görünce annesine sarılıp ağlar.
Gözlerindeki ateşböcekleri yağmura tutulur.
Anne ile kız dalları kırılmış bir ağaca yaslanırlar birlikte.
Birkaç kişinin gözleri dolar.
Hepsi bu!
Kiminin gözyaşıyla döner değirmeni.
Kiminin parayla.
Parasıyla askerlik yapmayanların el üstünde taşındığı bir ülkede vatan borcundan falan bahsedilir.
Vatana borcunu ödeyenlere vatan borcunu öder mi? Asla.
Garip bir ülkedir burası.
Tarih 10 Eylül 2014.
Pilot Yarbay Hakan Karakuş, kendi topraklarında Kuveyt Büyükelçiliği'nin 5 görevlisi tarafından sokak ortasında öldüresiye dövülür.
Çıtı çıkmaz memleketin.
Savcı elçiliğin makam aracına zarar vermekten Yarbay Karakuş'un1 yıl 6 ay hapsini ister.
Kuveytli zorbalara dokunulmazlıkları için hiçbir işlem yapılmaz.
Kendi topraklarında askerinin dövülmesine izin veren, şimdi de ceza vermeyi düşünen düzende bunlar olağan sayılır.
İnsanı yönlendiren kendi ruhudur, vicdanıdır. Asalet denilen şey de budur.
Güçlüyü meşru kılmak değil, haklının yanında durabilmek.
Ne acıdır ki bu gerçek, bizim topraklarımızda geçerli değildir artık.
İdama giderken bile ülkesine hizmetten bahseden "darağacındaki fidanlar" ülkesinden, haksızlığa ve hukuksuzluğa gönül veren bir topluma dönüşmüşken.
İnsan olmanın hayretlerini yaşarız.
Suskunluk travmasındaki toplumun çıkış yolu da bellidir. "Her koyun kendi bacağından asılır!"
Siyasete sırnaşmanın, sistemden nemalanmanın her şeyin ötesine geçtiği bir ülkede, hiçbir şeyin anlamı kalmamıştır.
Ne adaletin, ne hukukun, ne vicdanın.
Nasılsa ölenine cennet verilir askerin.
Kalanına madalya.
Kuveytli zorbalar topraklarımızda yarbayımızı öldüresiye dövebilir.
Hatta hapse tıkabilir.
Çanakkale'nin yıldönümünde!
Kansızlar!
Adana'da doğuştan işitme engelli 2 yaşındaki çocuğun 12 bin liralık biyonik kulaklığı çalındı.
Hırsızlığın ve soysuzluğun hangi boyuta geldiğini sorgulamaya gerek yok artık.
O çakallar çocukların iltihabını bile çalarlar.
Yeter ki para ettiğini bilsinler.
Nasılsa bu ülkede ayıp olan şeyler
ayıp değil artık!
Mutluluk Takvimi
Dedikodu yapma, yapana da yüz verme. Bir şeyi çok fazla iste. Tuzu az kullan. Sokakta basket at.Kalbimin tamamını
Sende bıraktım
Hüzün benim için
Biçilmiş kaftan
Aşka dair her suçu
Üstlendi kalbim
Hiç yararlanamadım
Ben şartlı aftan
Sevda kayıtlarında
Adım tutuklu
Gerekçeli karar
Fazla sevmişim
Uğrunda ölmeyi
Göze alıp da
Bırakın yakarsa
Yaksın demişim
Hakkı YALÇIN
