Futbolun derinliğine gönderilmiş bir kartpostal gibiydi. Üzeri simli.
Haftayı ışıklandıran goller sergisinde harika bir mücadelede vardı.
Bizler futbola güzellik katanların saflarındayız. Ama bazı iltifatlar tuzaklara tabiidir!
Galatasaray'da eski ve yeni yöneticilerin kurduğu cümlelere baktım. Özellikle Fenerbahçe ve şampiyonluk konulu söylemlere.
Galatasaray 2.Başkanı Hamdi Yasaman, "Fenerbahçe şampiyon olursa alkışlarım" diyor.
Adnan Polat, "Bu sezon Fenerbahçe şampiyon olur" diyor.
Şimdiden afişleri asıyorlar da, bu nedir acaba?
Sportmenlik gösterisi mi?
Falcılık mı?
Fenerbahçe'nin havaya sokulma sendromuna karşı elbette bir tedbiri olacaktır ama.
Fenerbahçe'nin görkemli futbol gösterisinin ardından, daha ikinci yarı yeni başlarken şampiyonluğun mevzu bahis olması, cümlelerin sonuna soru işareti gerektirdi.
Hele şampiyonluk mührünü şimdiden Fenerbahçe adına basan adam. Yüreklerde sabıkalı Adnan Polat'sa.
Bütün değerlerin katledildiği bir ülke olduysak sebepsiz değil.
Kulüpler maçlara "Kaçak avcılığa hayır" pankartıyla çıktı.
Yetkililerin halledemediği kaçak av, futbolcuların işaretiyle mi hallolacak?
Açılacak o kadar çok pankart var ki!
İnsanlara göz açtırmayan düzende! Ahlaki değerler iptal.
Tribünler boş, dolması da mümkün değil. Böyle bir düzene taraftarlık etmenin ömre zarar olduğunu bilenler çoğaldı.
Çünkü futbolun tavanı da bir tabanı da.
Reçetesi de kirli peçetesi de.
O yüzden direnen insanlar da gerçek iltifatı hak ediyor.
