O insanların sırtında yorganı, çıkınında azığı.
Herkes kendi bitki örtüsünü yanında getirirdi.
Ekmek parası uğruna yapılan yolculuğun önüne kesen soysuzlar o zaman da vardı.
Şimdi de var. "İstanbul'un kerizi de denizi de bitmez" sözcüğü o soysuzların ürettiği bir terimdi.
İşlerin tıkırında olduğunu göstermek adına!
İstanbul çok değişti.
Ama çakallığın bakışları hiç değişmedi.
Eskiden sinsi tüccarlıkla insanları kandıranların yerini, şimdi korkuyla kandıran puştlar aldı.
İnsanlık deniz seviyesinin çok altında.
Yükselen değerin alçaklık olduğu bir şehirde!
Namussuzluklar bitmiyor.
80 ve 86 yaşındaki iki kadın, dolandırıcılar tarafından telefonla arandı.
Kendilerine polis süsü verenler, nüfus cüzdanı bilgileriyle dolandırıcılık yapıldığını söyleyip, yaşlı kadınlardan evlerindeki para ve mücevherlerle, yakalanan dolandırıcıların üzerinde çıkan altınları karşılaştırmak istediklerini söylediler.
Nefesleri pis kokuyordu.
Yüzleri utanma duygusundan yoksun.
Elleri her türlü şerefsizlik için hazırlanmış!
Yaşlı bir kadının korkusundan istifade ederek, çocuklarına ve kendisine ait olan 600 bin liralık altını 12 bin TL nakit parayı aldılar.
Aynı gün ve saatte Bebek'te 86 yaşındaki kadına aynı film.
Banka hesabındaki 187 bin euro ve 20 bin TL telefondaki çakalların hesabına geçirildi.
Ve toplamda iki kadından çalınan 1.5 milyon TL.
Namussuzluğa bağımlı bir dünyada yaşayanlar, kurbanlarını böyle seçiyor.
Ortam müsait!
Yaşlı insanların korkuları da büyük oluyor.
Buna karşılık soysuzlar her gün yeni bir dolandırıcılık biçimini piyasaya sürüyorlar.
Emniyet Genel Müdürlüğü mesajlar yolluyor, "Telefonla dolandırıcılara inanmayın" diye.
Yetmiyor.
Ülkenin televizyonları berbat programlarla zaman harcarken, insanlarını aydınlatma, korkuları yok etme konularında yetersiz kalıyor.
Bazıları için yaşlı kadınlar sadece dolandırıldıkları zaman haber değeri taşıyor.
Madem öyle, o televizyonlar!
Ahlaksızlıkta ilk üçe girenlere ödül versinler bari!
Foseptik yarışmaların reklam arasında!
***
Reklamlar, kayakçılara "Kar bol doya doya eğlenin" diyor Servis otobüsünün yolda indirdiği 9 yaşındaki kız öğrenci karlı yolda ölüyor.
***
Bunlar iyi günler
Yeşil biber pazarlarda taneyle satılmaya başlandı.
Toprağın sadece bina dikmek konusunda değer bulduğu.
Nüfusu her gün artan bir ülkede, toprakların sadece yüzde 10'nun tarıma ayrıldığı bir memlekette.
Bunlar iyi günler.
Gelecekte pirincin tanesi satılırsa şaşırmayın!
***
Hala gözlerinle
Isınıyorum
Nasıl sevdiğimi
Geceler bilir
Asılmışsın
Kirpiğimin ucuna
Her akşam içimden
Ağlamak gelir
Yüreğimde saklı
O derin sızı
Hala benim için
Bir başkası yok
Ben seni istiyorum
İmkansızı
Çünkü imkansız
Diye bir şey yok
Hakkı YALÇIN
