Tarihi 15 Eylül 2014

Olması gereken

Dün gece Trabzon'da sigortalar atmadı, tribünler yanmadı.
Güç gösterisi yapmadı şiddet.
Beklenenler değil olması gerekenler oldu. Kıyamet galalarından bıktık.

***

Fenerbahçe'den rakibi itaate zorlayan çok paslı bir başlangıç izledik.
Bunu bu stattaki bağışıklığına ithafen, Fenerbahçe'nin uzman duruşuna bağladım.
İlk defa bu kadar dar alanda ve bu kadar içe dönük bir Trabzonspor izledim.
Bunun adını da takım olma yolundaki tecrübesizliğe bağladım. O yüzden ilk yarının sarı lacivert saldırı ekibiyle, bordo mavili gardiyanlar arasında geçtiğini söyleyelim.

***

İkinci perde de roller değişti.
Kendi gerçeklerinin siperlerinden çıkan Trabzonlu futbolcuların yakaladığı fırsatların, Fenerbahçe forvetinden daha etkili olmasının sırrını da, Emenike ve Sow'da arayalım.
Hiçbir yaratıcılıkları yoktu.

***

Fenerbahçe'nin en etkili yanını temsil eden kanatların da, dün gece fazla çalışmadığını not edelim.
Bütünü tamamlayan hatalı parçaları işaret edelim.
Ama gecenin psikolojik yanını da parantez içine alalım.
Dün gecenin Fenerbahçe adına en özel adamı Emre'ydi.
Harika bir sükunet usta bir postacılık. Sadeliğin en gösterişli futbol mantığı olduğunun bilincinde oynadı.Sihirli isimle, sinirli isim arasındaki farkın yansımasını gösterdi.
Sonra Mehmet Topal.
Takım aşkının simgesi. Ciddiyeti ve sorumluluğu iliklerine kadar hissetmenin resmi.

***

Bana sorarsanız onlar gecenin beraberlik ustalarıydı.
Bu sonuç, şiddeti uzaklaştıran
bir merdivendi belki.