Tarihi 16 Nisan 2014

Kadife kese!

Siyaset yazmak ruhumu kirletiyor.
Ama Sivas'taki 9 yaşındaki bir kız çocuğunun, bacakları olmayan 7 yaşındaki amcasının kızını her sabah tekerlekli sandalyeyle okula götürmesini yazmak, bana hayat adına ilham veriyor.
Görüntüler acı verse de.
***

Aslında o fotoğrafta yazılması gereken bir şey varsa.
İki ayağı olmayan kızın okuma tutkusuyla, onu her sabah okula götüren kızın arasındaki insanlığın, mahşere kadar siyasi arenada görünmeyeceğidir.
Ve politikacıların bu resme bakarken hiçbir şey göremeyeceğidir!
***

Hayatın her yanında çocuklarımızı hiçe sayan bir anlayış hakim.
İnsanları göz göre göre zehirleyen bir gıda sistemi mesela.
Sadece açık alanlarda değil, en görkemli marketlerde bile satılan peynirlere bakın.
Fiyatları otomobil taksiti gibi.
İçindeki malzeme cümlemizin canına kast edecek biçimde.
Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, yetersiz kontrol nedeniyle artan sahteciliği işaret ederken bakın neler söylüyor. "Tarihi geçmiş küflenmiş peyniri kaşara veya krem peynire dönüştürüyorlar.
Boyanmış iç yağdan kıyma yapıyorlar.
Zeytinleri kimyasal boyayla renklendiriyorlar."
Yani, gıdaların içine bir arsenik koymadıkları kalmış.
***

Bunları yapanlar kim?
İnsanların kanını emerek lüks konaklarda oturan soysuzlar.
Şerefsizliğin kartvizitine adını soyadını yaldızlayan haramiler!
Peki, bunlara yol verenler kim?
Çocuklarımıza ve insan sağlığına değer vermeyenler!
Bunların böyle gıdaları sattıklarını bildikleri halde denetlemeyi reddedenler!
Yani insanların zehirlenmesi umurlarında olmayanlar!
***

Siyasi yağcılığın itibar gördüğü bir ülkede, böyle haberlerin hiçbir anlamı yok.
Varsın olmasın!
Siyaset hayatım boyunca beni yönlendiremedi, bu saatten sonra da suyuna gitmem!
***

Çocukların sırtına daha küçücük yaşlarında taşımayacakları yükler bindirilirken seyirci kalanlar varken.
Toplumun her kesiminde ahlaksızlık yaşam biçimine dönüştürülürken alkış tutanlar mevcutken.
Ben yazılarımı hala vicdanı yerinde duranlara yazıyorum.
İki bacağı olmayan bir çocuğun okula gitme hevesine, bir tetikçinin soysuzluğundan daha çok değer verenlere.
Kadife keselerin değil, yürek yasalarının derdinde olanlara.

***

Hayatınızda bugüne kadar kimin söküğünü diktiniz? Kimleri giydirdiniz?

***

Reklamlar

Babasıyla birlikte televizyon izleyen küçük çocuk, babasına sordu. "Söyle baba, reklamlar olmadığı zaman insanlar neyi alacaklarına nasıl karar veriyorlardı?
Baba cevap verdi. "Reklamlar, insanlar ihtiyaçlarının dışındakileri almak için yapılır. Bizim zamanımızdaki insanların böyle bir şeye ihtiyacı olmazdı çünkü."

***

Acının gömleği
Üstümden çıkmaz
Hayata borçluyum
Hesabım tutmaz
Adresim sevdaydı
Kapım çalınmaz
Vay benim gençliğim
Vay benim ömrüm

Hasrete kuruldu
Bütün saatler
Vuruldu içimde
Sevda kuşları
Ayaz gecelerde
Fayda etmiyor
Vefasız ellerin
Dokunuşları

Hakkı YALÇIN