Tarihi 16 Nisan 2013

Onurlu bir yankı

Edirne'ye giden Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın yanına üniversite öğrencisi bir genç kız yaklaşıyor.
Saçları sıfır numara. "Kanserim" diyor. "Yurtdışından ilaçlarımı getirtemiyorum, bana yardım edin."
Devletin asli görevlerinden biri olan sağlık konusunda yardım istiyor.
***

Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar cebinden bir miktar para çıkartıp, genç kızın cebine koyuyor.
Üniversite öğrencisi onurlu kız parayı geri verirken, "Ben dilenci değilim" deyip, ağlayarak uzaklaşıyor.
O kızın, Bakan'ın yanından ayrılan görüntüsü, güneş beklerken karanlık bir tünele girmesi gibidir.
Gözündeki yaşlara rağmen dik duruşun simgesi.
O gidiş, ölüme gözü kapalı gidiştir.
O sessizlik de, onurlu bir yankıdır!
***

Bu meseleden çıkan sonuç.
Can derdine düşen bir genç kızın hayatına biçilen bir avuç paradır!
Bir genç kızın onurunun zedelenmesidir.
Yardım isteyen insanların kalbine uzatılmayan elin, cebine hiç uzatılmaması gerektiğidir.
Emin olun, dünden itibaren o genç kız için herkes ayağa kalkmıştır.
Kanser hastası bir genç kıza iyiliği bile "lütuf" sanan düzen, gecikmişliğini ve harçlık kabalığını fazlasıyla ödeştirmeye çalışacaktır.
Ama gözlerine alacakaranlık bulaşan o genç kız, ne zaman içtenlikle gülümseyecek acaba?
***

Bazen bir davranış, onurlu insanları kanserden daha çok incitir çünkü.

* * *
SANATÇI!

Adına sanatçı yakıştırması yapılanların, her konuda duyarlı olması gerekir.
Kimileri dini aşağılamakla, ifade özgürlüğünü birbirine karıştırıyor.
Kimileri siyasetle ucuz kahramanlığı birbirine karıştırıyor.
İşleri tıkırında olanlar sistemin neferi.
Oysa adaletli bir ülkede hapis yatması gerekirdi.
Sözcüklerinden yağ damlıyor.
Bir başkası bencilliğin çekim alanından dışarı çıkmak için geç kaldığını anlayacak halde değil.
Azaldığı zamanda bir çift sözle çoğalacağını zannediyor.
Kaybettiklerimizi yerine koyabileceğimiz hiçbir şey bırakmayan düzende, hepsinin arkasında duranlar var.
İfade özgürlüğünün hakaretle kardeş olmasının ne ilgisi var, soran yok.
Bugüne kadar elini ateşin altına sokmayanların, şimdi "sosyal sorunlar uzmanı" kesilmesinin sorgusu da yok.
Geçmişlerine gücendiğimiz insanların, gelecekle ilgili sözlerine güvenmemiz mümkün mü?
Şimdiye kadar başkalarını düşünmeyi öğrenmeyenler, topluma ne yapmayı öğretmek için niye bu kadar geç kaldılar?
Onların yapmaları gerekenlerden vazgeçtik. Yapılmaması gerekeni yapmasalardı bari!

* * *
İstanbul' da 3. havaalanı için 657 bin ağaç kesilecek. Yansın İstanbul!

* * *
16 Nisan 2013
Mutluluk takvimi
Doğru insanı ara.
Cam kenarına küçük saksılar diz
Kendinde beğenmediğini başkasına yakıştırma.
Sağlığına dikkat et.

* * *
Talihsiz öykülerde
Bazen vedalar mecburdur
Bir şey gelmez elimizden
Kader bile düşman olur

Anıların boynu bükük
Gözümün içine bakıyor
Söz geçmiyor yüreğime
Tenim hala sen kokuyor

Olmadı bebeğim
Zaman seni haklı çıkardı
Ne yapsam ne etsem
Yerin dolmadı

Nereye gideyim
Ben sana kalmak isterdim
Üstelik hakkımdın ama
Olmadı bebeğim
Hakkı YALÇIN