Tarihi 8 Ekim 2012

Adımlar uygun mu?

Dün gece kazanmanın koşullarını, inanmak ve koşmak belirledi.
Karşısında içi çürümüş bir rakip olsa da, bu inanç ve enerji Fenerbahçe'de mevcuttu.
Fenerbahçe ligde adımlarını hızlandırdı ama adımlar uygun mu, bunu gelecek maçlarda göreceğiz. Beşiktaş'ın içler acısı haline karşılık, dünkü Fenerbahçe'yle, bir hafta önceki Kasımpaşa maçındaki Fenerbahçe takımını kıyasladım.
İki resim arasındaki 7 fark.
Teslimiyetçi takım direniş temsilcisi oluvermiş.
Park halindeki savunma hareket halinde. "Birimiz hepimiz için" duygusuyla arkadaşlık bağları güçlenmiş.
Kasımpaşa maçındaki platonik adamlar kara sevdalı.
Pozisyon repertuarı ilginç.
Hayalet adamların bile damarına kan gelmiş.
Alex'in olmadığı çekirdek aile görüntüsü, "Varlığım Alex'in yokluğuna armağan olsun" düşüncesinin yansıması sanki. Fenerbahçeli futbolcular yeni bir kimlik kartı bastırmış gibiydi.
Sorumluluk paylaşılınca, takım ruhu ortaya çıkıyor da.
Bunu göstermek için, bir şeyleri kaybetmek mi gerekiyor? Maçın geneline bakarsak, Fenerbahçe akıllı ve inançlıydı.
Derbiden kalan Sow'un harika golü, Caner'in oksijen hamallığı.
Gökhan Gönül'ün futbolu ve attığı gollerdi.
Kazanmanın aslan payı ona ait. Beşiktaş'a gelince... Onlar bu sezon siyah beyaz acıları daha çok resimleyecek galiba.
Bu takımın kalitesi bu kadar.
İçlerinde halı sahada top oynadığını düşünerek "tatmin olanlar" var oldukça. Gelecek yıllara bile darbe vurulacaktır.
Sahadaki en başarısız adam kimdi derseniz.
Özgür Yankaya derim.
Ne insafı vardı, ne adaleti.