Tarihi 4 Ağustos 2011

Sevgi ateşi

Önceki akşam televizyonda izledim.
Ankara'da zabıtalar, kendilerince hak isteyen seyyar satıcılara coplarla saldırıyor.
Sanki savaşta düşmanı öldürme saldırısı! "Ne zaman icat edildi bu demokrasi?" dedim. "İnsan canına değer vermeyen resmi güçler, ne zaman imal edildi?" İnsan olanın seyirci kalması mümkün değilken. "Ne oldu bu ülkeye?" diye sordum kendime.
***

Elindeki çubukları silah gibi kullanan zabıtaların yüzlerine baktım.
Vurmak için, dövmek için seçilmiş adamlar.
Asayiş için (!) O dövülenleri kendim sandım. "Hayatını adam döverek kazanmış olmak, ne feci bir şey" diye söylendim kendime.
Zabıtaların şiddetinden ve ruhlarındaki terörden utandım.
***

Bu ülke vicdanını kaybetti.
Hoşgörüsünü, acıma duygusunu.
İnsanların sanki alınmamış öçleri var, güçlerini öldüresiye kullanmak gibi bir tutkuları.
Sadece Ankara'daki zabıtalar değil.
Etrafıma bakıyorum, neredeyse bütün insanlar acımasızlığı seçiyor.
Başkalarına zulüm etmek bir güç gösterisi.
Kadınların bu kadar dövüldüğü ve öldürüldüğü başka bir zaman dilimi gösterin bana?
***

Ekonomi iyi gidiyormuş.
Yolunu bulanlara her şey iyi gidiyor.
Ama insanlık geri gidiyor.
***

O yüzden bu ülke, ateşi yeniden bulmaya mecbur.
Sevgi ve saygı ateşini.


* * *
HAYVAN SAHİPLERİ
Orta yere bırakılan Pitbull, Bağcılar'da bir kız çocuğunun neredeyse bacağını koparıyordu.
Suçlu kim? Köpeğin sahibi.
Hayvan sevmek başka şey, vahşete yataklık etmek başka şey.
Böyle iri köpeklerin tasmasını bırakan sorumsuzlar var. Onları uyarıyoruz, "Korkmayın ısırmaz" diyor.
Köpeklerin tasmasını böyle köpek sahiplerine asmak gerekiyor.
Üzerine de "Korkmayın ısırmaz" yazılı yaftayla, şehir turu attırmak gerekiyor.
Yoksa çocuklarımıza hayat yok.

* * *
Yazmaya başlamadan önce düşünmeyi öğren.

* * *
Yapılan iyiliklerin bağırsaklarını boşaltmak insanlık değildir.
İyilik tüccarına duyuru!


* * *
4 Ağustos 2011
Mutluluk takvimi
Kağıttan oyuncak yap.
Sokak köpeklerini susuz bırakma.
Sırdaş ol.
Sahilde yürü.

* * *
Bir alışkanlıksın
Bir kara sevda
Hala bir kor gibi
Yanıyor tenim
Zannetme ki bende
Sararıp soldun
Daha elin olmadım
Hala seninim
Hala tutuyorum
Senin yasını
Gittin ya öğrendim
Ağlamasını
Yerine koymadım
Bir başkasını
Daha elin olmadım
Hala seninim
Hakkı YALÇIN