Tarihi 11 Mayıs 2011

Düşman sığınakları

Evlilik programlarının bu ülkeye hizmeti nedir? Aile saadeti mi?
15 yaşındaki bir genç kızla, 45 yaşındaki adamı buluşturmanın ancak reyting saadeti vardır.
Kızın babasının şikayeti olmasa, rezalet daha da büyüyecek.
***

Dilbilgisi kurallarının televizyonda "tartışıldığı" yılları geçtik.
Ahlaki değerlerin bu denli talan edilmesi bile "tartışılmaz" oldu artık.
Para kazandırmanın apoleti, televizyon ağalarına yetiyorsa.
İnsanlık, adalet ve ahlak kimsenin umurunda olmuyor demektir.
Ki, öyle oluyor.
***

Böyle programların her kanalda alıcısı var diye, her kanalın bu ayıba ortak olması gerekmiyor.
Vazgeçmeyi göze alacak birileri yok mu?
Toplumu eğlendirmek için, film içinde film çevirmekten çok daha yaratıcı gerçekler var.
Değirmeni alın teriyle döndürmenin kutsallığını hissedecek bir televizyon kanalı, bu ülkede mevcut değil mi?
***

Meselenin kazancı büyük ama ucuz yatırımın hisse senetlerini halk ödüyor.
Çünkü reytinglerin nam-ı hesabına yatırılan sadece para değil.
Ayakaltı değerler!
***

Her zaman söylüyorum, bu ülkenin 12 Eylül'den sonra gördüğü en büyük darbedir televizyonlar.
Para büyüdükçe ahlak küçüldü.
Popülerlik arttıkça insanlık azaldı.
***

Bu hayat bizleri geçmişe götürüyorsa.
Eski güzelliklerin yenisi gelecek zamanda göremediğimiz içindir.
Bu televizyonlar çocukları bile bu kirli oyuna davet ediyorsa. Şimdiki zamanın televizyonları, çocuklarımız için "düşman sığınıklarından" farklı değildir.

* * *
Bende emanetti sevdan
Geri verecektim
Yaşattığın acıları
Ödül kabul ettim
Kalbin nerden bilsin aşkı
Şimdi ağla
Katlime ferman gözlerin
Lütfen aşkıma dokunma
Bunu isteme benden
Unutursun deme zamanla
Sende duruyor kalp
Ele inat bu yürekte
Ölümsüzsün
Bende büyüyor aşk
Mahşere kadar benim
İki gözümsün
Hakkı YALÇIN

* * *
MUTLULUK TAKVİMİ
11 Mayıs 2011
Anahtarı arabanın üzerinde bırakma.
Çocukları siyasi haberlerden uzak tut.
Laf taşıma.
Omlet yap.

* * *
Kalleş kasetlerin seçime karıştığı bir ülkede, demokrasi de yoktur, kişisel özgürlük de...

* * *
Erkek adamlar (!)
İstanbul Küçükköy'de 19 yaşındaki öğrenci, otomobiliyle yolda gidiyor.
Arkasındaki otomobilde 6 kişi var.
Kendisinden yol istiyorlar ve selektör yapıyorlar. Öğrenci genç, "kusura bakmayın" havasında el işareti yapıp, yoluna devam ediyor. Otomobildeki 6 erkek(!!!), öğrencinin yolunu takip edip, evinin önünde öğrenci genci bıçaklıyorlar.
İstanbul böyle bir şehir artık.
Erkeklik de böyle bir şey.
6 kişi bir olup, bir kişiyi dövmek, bıçaklamak ve hatta öldürmek.
Şimdi o 6 kişiyi avukatlar savunacak, yasalar koruyacak ve adalet yerini bulacak öyle mi?
Görürsünüz!

* * *
Gençliğin hakkını yalnızca hatalar verir.