'Vücudumla sevişmeye başladım!'

Türk sinemasına 35 yılını vermiş bir sanatçı Halil Ergün. Ama biz onu bir kaç yıldır, 'Yaprak Dökümü' dizisi ile hafızalarımıza yerleştirdik. 12 Mart ve 12 Eylül'de 3 yılı aşkın süre hapiste yatan Ergün'ün AK Parti açılımı bazılarını şaşırtacak. Ama Deniz Gezmiş'lerden Yılmaz Güney'lere uzanan bu ilginç maceranın tümü aslında öyle bir bütünlük oluşturuyor ki buna 'geleceğe dönüş' de diyebiliriz.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 15 Kasım 2009 Güncelleme 15 Kasım 2009, 10:53
’Vücudumla sevişmeye başladım!’

İÇİNDEKİLER

Kendisini Zekeriyaköy'de kocaman bahçesi olan bir eve atmış Halil Ergün. Bahçe deyip geçmeyin, horozlar, tavuklar, kazlar… Bir inek eksikti, ben gelince o da oldu. Çünkü bu evi satın aldığını sandım! Yaprak Dökümü'nün Ali Rıza Bey'i, eski dostum Halil Ergün, sanki İznik'teki çiftçilik günlerine yeniden dönmüş. Bahçeye hayranlıkla baktığımı görünce, "Amma para kazanmış evi satın almış" diyeceksin, "Baştan söyleyeyim kirada oturuyorum" diyor. Son günlerde çıkarılan, "Sinan Çetin nasıl Cihangir'i parsellediyse, Halil Ergün de Gümüşsuyu'na göz koymuş" dedikodularına fena halde takmış. Zorla yatıştırıp bahçede bir köşeye oturuyoruz ve başlıyoruz laflamaya. Sonunda tam giderken, bir paket içinde 15 adet taze yumurta sıkıştırıyor elime. Tavuklar o sabah yumurtlamışlar. Rüşvet olarak kabul edip, yumurtaları alıyorum ve bu nedenle de laflarını çarpıtmıyorum.

MAGAZİN TURU İÇİN TIKLAYIN


* Merak ettiğim şu, bu Ali Rıza Bey bu kadar olaydan sonra hala nasıl yaşamaya devam ediyor?
Valla bilmiyorum. Adam hastalıklar geçirdi, bitti, çöktü, şişmanladı, sarktı, ama diretiyor yaşamaya.

* Bütün bunlar Halil Ergün'de de oluyor mu peki?
Olmaz mı, dizi bitene kadar kiloyu filan koyverdim gördüğünüz gibi…

MİLLİ BABA OLDUM
* Sonra ne olacak, niyetin 'Fil Hamdi'yi oynamak değil herhalde?

Yok canım yeniden orta yaş aşk hikayelerine döneceğim. Kendime biraz yatırım yaparak fit olacağım. Sporlar yapılacak, kilolar verilecek, gerekirse bazı yerlerimize müdahale edilecek.

* Şimdilerde orta yaş erkekleri kızlarla aşk sahneleri çekiyor, sende yok böyle hoş eylemler. Kıskanmıyor musun?
Baba rolü oynuyorum ben bu aralar, öpüşemem. Herkesin babasıyım. İlk defa üç yaşında çocuk, 'Ali Rıza' diyor yanıma gelip. Milli baba olduk bir anlamda.

* Yaprak Dökümü'nden sonra yeni bir proje var mı?
Var. Çok önemli bir yazarın romanı üzerine çalışılıyor. İsmini açıklayamam. Olursa bir tek onda oynarım.

* O da 3 sene sürer sonra Allah'ın izniyle öbür tarafa geçeriz zaten hep beraber. Demin kendini yenilemekten söz ettin. Fikret Hakan senin botoks yaptırdığın için artık yüz ifadeni gerektiği kadar kullanamadığını söylemiş.

Fikret Abi yanlış yorumlamış. Ayrıca ben yüz estetiği yaptırmadım. Cildi besleyen ürünler kullandım. Bir tek şu yanağım çok katlanıyordu oraya dolgu yapıldı. Bu da kamera önünde ifademi etkilemedi.

* Televizyondaki bir röportajında söyledin. Rafet El Roman'ın şarkılarıyla aşkı buluyormuşsun.
Evet çıkıp dedim ki, 'Gençlerle aynı hizada olmak istiyorum. Mesela Tarkan'ı seviyorum. Rafet El Roman'ı seviyorum. Bir sürü genç ses var, onlarda aşkı buluyorum' Adam ertesi gün manşet atıyor, 'Aşkı, Rafet'te buldu!' diye. Bunlar magazin mi yani? Benim anlatmak istediğim, bu ülkenin genç şarkıcılarla değişeceği...

* Sen de abartmışsın. Yeni şarkıların çoğunda "Haydi eller havaya" durumu var. Ülke nasıl değişecek bunlarla?
Yanlış anladın. İnsanların şarkı söylemeleri önemli. Bizim zamanımızda 5 roman yazılıyordu, şimdi yüzlerce. Önemli olan, geriye roman yazma sanatının kalması. Tarih o kaliteyi zaten yerine oturtacaktır. Şarkılara günlük sözcükleri sokuyorlar. Söylemek istediğim bu. Yoksa gençler söyleyecek, ülke kurtulacak değil…

* Siyasete gireceğiz anlaşılan ama senin şu mazini biraz deşelim önce. Hapislerde yattın, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan'la dostlukların oldu… O yıllarda Ankara'dan tanışıyorduk, bir gece bir baktım ki tiril tiril takım elbise, Kulüp 12'desin… Yanında da Mustafa Alabora.
Evet. Ben hücre başkanıydım üstelik, hücrem vardı.

* Eee.. Kulüp 12 de ne arıyorsun?
Hücrende otursana.
Biz 5. kol gibi hareket ediyoruz o dönem. Darbe yapılmış. Tiyatroyu İstanbul'a taşıyacağız. Biraz daha ılımlı oyunlar oynamaya karar verdik. Haldun Dormen'in matinelerini tutmak için İstanbul'a geldim ben. 20 yaşımda mı neyim… Haldun Bey'in odasına çıktım, 18.00 matinelerini almak istediğimi söyledim. Beni kravatla görünce Haldun Bey, "Oo bakıyorum aklınız başınıza gelmiş" dedi.

* Pistte dans etmek de 'hücre faaliyeti'ne mi dahildi?
Evet ya… Bir gece tam dans ederken bir arkadaşla göz göze geldik, o da kaçak aranıyor! nKendini nasıl savunuyordun peki? 'Halkımızla kaynaşmak için' filan demiş olabilirim. nNe kadar hapis yattın? 12 Mart'ta 2.5 yıla yakın, 12 Eylül'de 4 ay yattım.

* Yılmaz Güney'in THKP-C ile bağlantısını sen kurmuşsun.
Evet. Mahir Çayan ve Yusuf Küpeli ile tanışmak istiyordu. Bizim evde buluştular. Üstelik Yılmaz Abi, o gece Memduh Tağmaç'ın elinden ödül almıştı.

* Yılmaz Güney, Genelkurmay Başkanı'nın elinden ödül alıp Çayan'la buluşuyor!
Nereden bilsin. Yılın sanatçısı seçilmiş…

* Bir de sizin silah hikayeniz vardır.
Dev-Genç için yardım topluyorduk. Yılmaz Güney de hediye olarak bir silah getirmiş. Bunu Ankara'daki arkadaşlara ilettim. Sonra o silahlar yakalandı.

* Bugün, bir ütopyanın peşinden koştuğunuzu kabul ediyor musun?
Tek isteğimiz özgür bir toplum ve insanların aç yaşamadıkları bir dünyaydı.

* Bugünün soluyla aran nasıl?
Sosyal demokrat veya aydın saydıklarımızla aynı şeyleri düşünmediğimi görüyorum. Kürt ve Ermeni açılımında, AK Parti meselesinde, onlardan farklı düşünüyorum. Bu solcu olmadığım anlamına gelmez. Tam tersine, bir solcu gibi hayata doğru bakıyorum.

AK PARTİ'Yİ YOK SAYAMAZLAR
* AK Parti'yi destekliyor gibisin…
Siz her türlü demokratik açılımı sahte bulursanız, bu toplum nasıl gelişecek? Hangi hakla bu ülkeyi kaosa sokma cesaretini gösterirsiniz? Sol adına veya milliyetçilik adına? Bu kabul edilir bir şey değil. Senin ülkende demokrasi ve seçim varsa, senin dışında bir parti iktidara geldiyse, bunu içine sindireceksin! Ancak yanlış uygulamaları varsa müdahale edersin. AK Parti'yi yok saymak hakkına sahip değilsin.

* Yani "Göbeğini kaşıyan adam anlamaz bu işlerden" diyenlere karşısın?
Tabi karşıyım. Bu ülke benim kadar başkalarının da ülkesi! O parti ve ona oy verenler de… Bir de deniyor ki 'Cumhuriyet elden gidiyor!' Şaşırtıcı bir cehalet bu. Cumhuriyet devam ediyor. Üstelik de…

* Halil bir yudum su içsen diyorum…
Susturma doluyum. Türkiye önemli bir kabuk değiştirme sürecine girdi. Yalanlar üstüne kurulmuş bir sürü meselede, ilk kez tartışan Türkiye ortaya çıkıyor.

* Solcular seni Şile'den denize dökecekler.
Zaten saldırıyorlar. Yoksulluk hala devam ediyor ama bu sistemin eseridir. Bunu tartışmak gerekir esas. Ben o zaman AK Parti ile karşı karşıya gelebilirim. Bu ülkede 600 bin liraya geçiniyor insanlar. Ve 1 trilyona daire alınıyor. Bunları tartışacağız.

* Peki başbakanım, sizce neleri değiştirmeliyiz ülkede?
12 Eylül'ün getirdiği anayasayı değiştirmeliyiz. Adamlar anayasa değişikliği diyor, kıyametler kopuyor. Bırakın bir getirsinler, üzerinde tartışın! Ayrıca Türkiye Kürt meselesini çözmek zorundadır. Hani Ermeni meselesi yoktu? Lök gibi geldi karşımıza.

* Sinirlenmezsen bir de 'başörtüsü' diyeceğim…
Evet! Neden insanların örtülerine karışıyorsunuz? Kaldı ki başörtüsü siyasal bir simge de olabilir. Demokrasilerde böyle şeyleri isteyen partiler de olabilir. Tehlike sayıyorsanız iktidara gelir, doğrusunu yaparsınız.

* Harbiden söyle, AK Parti'li misin?
Değilim ama olabilirim de. AK Parti'yi şu anda en demokratik kurum olarak görüyorum.

* İşimi güçleştiriyorsun, başlık önerilerim ikiye çıktı.
Sen başlığını ne atarsan at ama ben şu anda Türkiye'de yürütülen kavgaya, çatışmaya bakıp halktan kopmanın doğru olmadığını söylüyorum. 'Kürt yok' diyordun, bak nereye geldin? Yalan söylemenin ecele faydası yok. Kim ülkenin bölünmesini ister? Ama bu ateşin de alınması lazım.

ESTETİK YAPTIRIRIM
* Bir ara göbeğine lipo yaptırıp ölümlerden döndün...

Ali Özgentürk yüzünden. Göbeğimi görünce, 'Seni bundan sonra meyhaneci oynatırlar' dedi. Çok haklı. Gerekirse botoks da yaptırırım. Yaşlı oyuncu olduğun zaman rol şansın kalmıyor.

* Televizyonda her gün izleyici karşındasın üstelik.
Ama ben aktör olmasam da yüzümle barışık olmak için yine estetik olurum. Mesela Ajda Pekkan! Hayranım kadının iddiasına. Tabi o bir şarkıcı, benim için o kadar görsellik gerekmiyor belki ama ben de…

* …kızı bir öpeyim abi diyorsun!
Mesela! Mutlu değilim bu görüntümden. Sadece o değil, diz kapaklarım da çıkıklık oluştu. Dizinin birinci senesinde düştüm, kıkırdaklarım hasar gördü, tutunarak yürüyordum. Doktorlar 'ameliyat' dedi.

* Ama şimdi bir serçe gibi sekiyorsun!
Genç doktorlar ve eczacılar şifalı otlardan su hazırladılar, turp gibiyim.

* Alternatif tıp yani…
Setlerde kilo almışım. Tedaviye 'kendini sevme' telkinleriyle başlayacakmışsın. 'Ben şişmanım, fenayım' diye kafaya takarsan daha beter oluyormuşsun.

* Sen de kendini sevdin mi hemen?
Ne diyorsun, vücudumla sevişmeye başladım!

* Ben başlığı buldum ama yine de devam edelim. Kendinle bu kadar uğraşmana laf ettiler değil mi?
"Bir zamanların koca laflar eden Halil Ergün'ü şimdi kalktı nelerle uğraşıyor" dediler. Evet, ben çocuk kalmak için bunlarla uğraşıyorum! Büyük olmak, bu ülkede çok zararlı bir şey. Ve taze kalmayı istiyorum.