Bal-reçel-börek diyabet demek!

Şeker hastalığında beslenmeye dikkat etmek gerektiğini söyleyen uzmanlar, 'Hamur işi ve şekerli gıdalardan uzak durun. Meyvenin yanında yoğurt veya ceviz tüketin' diyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 11 Şubat 2016 Güncelleme 11 Şubat 2016, 00:26
Bal-reçel-börek diyabet demek!

İÇİNDEKİLER

Pankreastan salgılanan ve kan şekerini (glikoz) kontrol eden insülin hormonunun salgılanamaması veya salgılanan insülinin yeterli miktarda kullanılamaması sonucu kan şekerinin yüksek olması olarak tanımlanan diyabet yaşamı tehdit ediyor. "Sağlıklı bir vücutta besinlerden alınan glikoz insülin hormonu sayesinde hücre içine girer ve enerji olarak kullanılır" diyen uzmanlar, "Diyabet hastalarında kandaki şeker hücre içine giremez ve kan şekeri düzeyi yükselir" şeklinde konuşuyor. Diyabette doğru beslenmenin önemli olduğunu söyleyen uzmanlar şu önerilerde bulunuyor...

ASLA ÖĞÜN ATLAMAYIN
Mutlaka 3 ana öğün; kahvaltı, öğle ve akşam yemeği ile bunu destekleyen 2 veya 3 ara öğün olacak şekilde beslenin.
Güne kahvaltı ile başlayın.
Kahvaltıda börek, hamur işleri, beyaz ekmek, reçel, bal gibi basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Bu besinler kan şekerinizi yükseltir.
Genel beslenmenizde tam tahıllı besinlere (esmer ekmek, nohut, fasulye, bulgur gibi) ve çiğ sebzemeyve gibi posalı yiyeceklere ağırlık verin. Posalı besinler kan şekerinin daha yavaş yükselmesini sağlar.
Meyve tüketirken porsiyonlara dikkat edin. 1 porsiyon meyve; 1 küçük boy elma veya 1 orta boy portakal, 2 küçük mandalinaya eşittir.
Aç hissetmeseniz de öğün atlamayın. Kan şekerini dengede tutmak için 2.5 - 3 saatte bir ara öğün yapmalısınız.
Ara öğünlerde meyveyi tek başına tüketmeyin. Meyve de olsa özünde şeker olduğunu unutmayın. Sadece meyve ile ara öğün yaptığınızda kan şekeriniz hızla yükselir ve aynı hızla düşer. Bu nedenle meyvenin yanında 1 bardak yağsız süt veya yoğurt veya ayran veya 3 adet ceviz gibi protein ve yağ içeren bir besin tüketin.
Öğle ve akşam yemeklerinde etli, zeytinyağlı sebze yemekleri, kurubaklagil, esmer ekmek, bulgur pilavı gibi tam tahıllı besinlere yer verin.
Haftada en az 2-3 kez fırında, ızgarada ya da buğulama balık yiyin.
Günde 0-12 bardak su içmeye gayret gösterin.
Düzenli egzersiz, besinlerle alınan şekerin vücutta kullanımına yardımcı olur. Her gün en az 30 dakika orta tempolu yürüyüş yapın.

İKİ AYRI TİPİ VAR
Diyabet (şeker hastalığı) insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan, ömür boyu süren bir hastalıktır. İnsülin, pankreas adı verilen organdan salgılanan bir hormondur. Kandaki şekerin yükselmesine neden olur. İnsülin olmadan, vücudumuz alınan gıdaları istenilen şekilde kullanamaz. Eğer insülin hormonu tamamen eksikse bu diyabete 'Tip 1 diyabet' (insüline bağımlı diyabet) denir. Genellikle çocuk veya genç yaştaki hastalarda görülür. Eğer insülin hormonu var, ama miktarı azsa veya dokularda insüline karşı direnç varsa, bu diyabete de 'Tip 2 diyabet' (insüline bağımlı olmayan diyabet) denir. Genellikle 35 yaşından sonra görülür. Tip 1 diyabetli hastalar yaşam boyu insülin kullanmak zorundadır. Tip 2 diyabet ise diyet, egzersiz ve ilaçlarla tedavi edilebilir. Gerekirse hastalığın ilerleyen dönemlerinde insülin kullanabilir.

BELİRTİLERE DİKKAT!
Çok fazla su içme ve içme isteği, İştahın açılması ve fazla yemek yeme.
Çok sık idrara çıkmak ve geceleri bunun için sık sık uyanmak.
Ciltte kuruma.
Sürekli halsizlik ve yorgunluk, çabuk yorulmak.
Yaraların geç iyileşmesi.
Bazen bulanık görmek gibi belirtileri vardı

NASIL TANI KONULUR?

Tanı için idrar ve kanda çeşitli kimyasal testler yapılır. İdrarda şeker bulunması: Sağlıklı bir kişide idrarla şeker kaybı farkedilemeyecek düzeyde iken şeker hastalarında bu miktar fazladır ve hastalığın şiddetine göre değişir. Açlık kan şekeri düzeyi: Bu düzey normalde 126 mg/dl'nin altında olmalıdır. Bunun üzerindeki değerler şeker hastalığında tanı konulması için önemlidir. Bununla birlikte günün herhangi bir zamanında yapılan şeker ölçümü 200 mg/dl'nin üzerinde ise kişi şeker hastasıdır.