FETÖ’nün yeni hedefi tribünler!

Erman Toroğlu: Türk futbolunu büyük bir tehlike bekliyor. Süper Kupa Finali’nde bunu gördüm. FETÖ’nün alt kademesi maçlarda değişik organizasyonlara girecektir. Provokasyon yapacaklar, dikkat edelim.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 18 Ağustos 2016 Güncelleme 18 Ağustos 2016, 01:49
FETÖ’nün yeni hedefi tribünler!

İÇİNDEKİLER

A Haber'de Salih Nayman'ın sunduğu 'Gece Ajansı'nda FETÖ ile ilgili yapılan açıklamaların yankıları devam ediyor. Bilinmeyenlerin ortaya çıkarıldığı programda yine çok çarpıcı bilgiler paylaşıldı. Rıdvan Dilmen, Erman Toroğlu ile eski futbolcular Mustafa Kocabey, Semih Yuvakuran, Ümit Karan ve eski hakem Deniz Çoban'ın öne çıkan sözleri şöyle:

Erman Toroğlu: Türk futbolunu bir tehlike bekliyor. Ben bunu Konya'da oynanan Beşiktaş-Galatasaray Süper Kupa Finali'nde gördüm. Bu FETÖ terör örgütünün alt kademesi şu anda Türkiye'de bundan sonra oynanacak maçlarda çok değişik organizasyonlara gireceklerdir. Hani mantar çok önemli yerde yetişir ya bunlar için de en kolay yer futbol maçlarıdır. Aman dikkatli olun... Özellikle seyircilerin bunları kendi aralarında ayıklamaları lazım. Provokasyon yapacaklar. Ben uyarıyorum, bu gruplar için önlemler alınmalı."

FUTBOL FEDERASYONU YÖNETİMİ DE İNCELENMELİ
Rıdvan Dilmen: "20 yıl önce Türkiye'nin en önemli iş adamları ve siyasileri de Amerika'ya gitmiştir. Türkiye gerçekten büyük devlet. Vurdular vurdular, yıkılmadı. Kulüplere görev düşüyor. 17-25 Aralık'tan sonra maske takanlar varsa devlet ve federasyon bunu ortaya çıkaracak. TFF düğmeye bastı, tüm kurumları denetliyor. Federasyon yönetimi incelenmiyor ama! Bu FETÖ örgütüyle yoğun bağlantısı varsa, 'Hadi futboldan uzaklaş' demekle olmaz, hesabını verecekler."

BUGÜNKÜ DURUMUMUZ FETÖ'NÜN ESERİDİR!
Giray Bulak : "Evren Turhan, bana FETÖ'cüleri anlatmıştı. Futbolun içinde bu çirkin yapının olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu iş Cumhurbaşkanımızın danışmanlarına kadar, yakın korumasına kadar uzanabiliyorsa futbol kulüplerinde başkanlara, teknik adamlara ulaşması çok daha kolay. Bugünkü durum FETÖ yapılanmasının eseridir."

TRANSFER PARASI VERMEDİK AMA!
Hakan Ünsal : "Galatasaray'da oynadığımız bahsedilen dönem 1989. O zaman kulübün mali konuda en kötü olduğu dönemdi. Yıllık düşünün 400 bin liraya anlaşmışım. 200 bini garanti gerisi maç başı, onu da zaten alamıyorduk. Şampiyon oluyorduk, Transfer paralarından vermedik ama kurbandı, öğrenci okutmaktı bunları yaptık..."

DİPLOMALARI YOK AMA TAKIM ÇALIŞTIRIYORLAR
Semih Yuvakuran: "Dünya yıldızı Zidane'ın diploması yetmiyordu, genç takımı çalıştırdı. Bu yüzden ona tam 6 ay hak mahrumiyeti cezası verildi. Bizde ise yetkisi olmadığı halde PTT 1. Lig'de başkasının diploması ile takım çalıştıranlar var. FETÖ yapılanması ile bunlara göz yumuluyor. Şayet Türkiye'de bu yasak getirilmezse Türk futbolu bir yere gelemez. Diplomanın bir önemi olmalı. FETÖ temizliği yapılınca bunlar da gün yüzüne çıkacak"

'BANK ASYA'YA YATIRIN' DEDİ KAÇTI GİTTİ!
A Haber'de Mustafa Kocabey yine Hakan Şükür'e değindi. Kocabey "FETÖ terör örgütü, Türk futbolunun kalitesini bitirdi. Bunlar TFF'ye, Tahkim Kurulu'na sızdılar. Kendi adamları ceza kuruluna verilince kurul tarafından affedildiler. Futbolcuya, teknik adama sızdılar. Hep kendi teknik adamları takımlarda iş buldu, kendi düşüncelerinde olan futbolcuları menejerler aracılığı ile bir yere getirdiler. Hakan Şükür milletvekili olduktan sonra geniş yetkilere sahip oldu. Bir takıma hoca seçiyor, bir takımın hocasını gönderiyor. Millete, 'Paralarınızı Bank Asya'ya yatırın' diye talimat verdi. Kendisi 1.5 milyon doları çekip gitti" dedi.

ÇOBAN: HAKEMLERE DİKKAT!
Deniz Çoban : "Hakemlerin birkaçının dışında tanınmadığını biliyoruz. Hakemliği bırakalı 1 yıl oldu. MHK göreve geldikten sonra hakemliğin bir anayasası var. Bu anayasayı kendi istekleri doğrultusunda değiştirdiler. Hakemler terfi ederken, değişik kriterler vardı. Yaş, tahsil, müsabaka performansı, gözlemci notu gibi... 9 kişi bir odaya girdi kafalarına göre işler yaptılar"

EN GÜÇLÜ OLDUĞU YER FUTBOL
Ümit Karan: "Bizim dönemimizde kim ne yapıyordu biliyoruz. Birey olarak bunlarla hep mücadele ettim, yalnız kaldım. Teknik direktörler de bu işin içinde. En güçlü oldukları yer futbol. 3 Temmuz sürecinde bunu gördük"