Ezeli rekabette 2 sportmen

Metin Oktay ve Fikret Kırcan... Ve Türk futbol tarihine kazınan 10 Haziran 1959'daki kale ağlarının delindiği unutulmaz derbi...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 11 Ağustos 2013 Güncelleme 11 Ağustos 2013, 00:24
Ezeli rekabette 2 sportmen

İÇİNDEKİLER

Her kuşak futbol taraftarı bildiği, hatırladığı çarpıcı bir maç skoru ya da golle rakip takımın taraftarına takılır, hatta kızdırır. Sonra yıllar geçe ve o dönem için çok önemli övünme malzemesi olan o olay unutulur. İnsanlar görmedikleri bir şeyle ne kadar övünebiliyorsa ancak rakibi de o kadar da kızdırabilir. Zaten çok daha yeni bir malzeme çıkmıştır. Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinde gerek övünmek gerekse de kızdırmak amacıyla uzun yıllar bir gol anlatılmıştı...

HAKEM YUGOSLAV
O zamanki adıyla Milli Lig'in şampiyonu, Beyaz Küme'nin birincisi ile Kırmızı Küme'nin birincisi arasında iki maçla belli oluyordu. 1960'nın Beyaz Küme birincisi Fenerbahçe, Kırmızı Küme birincisi ise Galatasaray'dı.
Maç 10 Haziran 1959'da oynandı ama oynanması öyle de kolay olmadı.
Çünkü maça Türk hakem bulunamıyordu.
Hangi hakem adı söylense bir takım itiraz ediyordu. Bulgaristan'dan veya İtalya'dan hakem getirileceği söyleniyordu.
Maç günü geldi çattı. Orta hakem sürprizdi: Yugoslav Markoviç getirilmişti. Bugün yardımcı o zaman ise yan hakem denen kişiler ise Cezmi Başar ve Faruk Talu'ydu.
Bugün İnönü olan, ama o zamanki adıyla Mithatpaşa'da 18.016 biletli seyirci vardı. Maçtan önceki gergin hava misliyle maça da yansımıştı.

"ORADAN ATAMAZ DEDİM!"
Tekmeler havada uçuşuyordu. Sadece Yakaladığına kafa atıp yeren serenler de vardı. Hakem yönetimi tam bir fiyaskoydu. Kanlar içinde kalan futbolcular, sakatlıklar yüzünden kesilen maç bugün oynansaydı hakem kaç dakika uzatma verirdi acaba? Maçın 37. Dakikasında Metin (Oktay) sol çizgi kenarında topu aldı.
Karşısında Naci (Erdem) vardı. Sonrasını ise Fikret Kırcan'a yani Küçük Fikret'in tanıklığına bırakalım: "Metin solaçığa kayarak Osman'ı geçiyor.

AĞLAR NE ZAMAN TAKILDI?

Naci
'nin topa müdahale edemediğini görüyorum.
Fakat gol beklemiyorum. Bu yerden atılacak bir şutun kaleye gireceğini tasavvur dahi edemiyorum. Nerede kaldı ki topun fileleri yırtması. Benim düşünemediklerim bir an içersinde hakikat oluyor ve top bazooka mermisi gibi fileyi delip çıkıyor. Taraftarlarımız sonradan stad idaresine müracaat ederek filelerin kaleye asılış tarihini öğrenmek istemişler. Bilmem doğru mu fileler 1942 senesinde takılmış.
Ama itiraf edeyim ki topa onun kadar güzel vuran futbolcu az tanıdım." Böylesine bir gol de doğrusu en çok Metin Oktay'a yakışırdı çünkü o en az futbolculuğu kadar insanlık olarak da büyüktü. O yüzden onu herkes severdi ve gönüllerde de hep öyle kaldı. O maçı Galatasaray 1-0 kazanmıştı. Fenerbahçeliler de üzülmesin, 14 Haziran'daki rövanşı 4- 0 kazandılar ve o yılın şampiyonu oldular.