Kıssadan hisse

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Ocak 2014 Güncelleme 21 Ocak 2014, 01:23
Kıssadan hisse

İÇİNDEKİLER

Türkiye durulmuyor!
Durulmayacak da bir süre! İçeriden, dışarıdan geliyorlar.
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, en derin ve en iyi düşünülmüş operasyonuyla karşı karşıyayız!
Ülkeyi, devleti, geleceği çalmak, bu ülkenin çocuklarının tarih yazmasını, sahneye tekrar çıkmasını engellemek istiyorlar...
Küçük, sorunlu, iddiasız bir Ankara peşindeler!
Kontrolü kolay isimler, uzaktan yönetilen partiler, GAYR-I MİLLİ unsurlarla çalışmak ve ortaklık yapmak niyetindeler...
İstekleri net ve açık!
Ama Erdoğan ve Ankara onlar gibi düşünmüyor! İsteklerine "Evet!" denmiyor. Sıkıntı bu! İçinde bulunduğumuz durum tıpkı ünlü FORD hikayesinde olduğu gibi...
Amerika'da işsiz bir genç "Ben bu kısır döngüyü nasıl kırıp işin içinden sıyrılırım!" diye düşünür.
Hedefini de yükseğe koyar... Ne yapıp edip FORD'dan randevu almayı başarır. Ama tabii karşıdaki isim Ford! Tam 8 ay sonraya randevu verilir!
Delikanlı günleri saymaya başlarken o gün gelip çatar! Koşa koşa şirkete gider. Sekreter ayağa fırlayıp "Sayın Ford aracına binmek üzere aşağı iniyor. Koşup yakalayın!" der.
Genç merdivenlerden ışık hızıyla inip araca yapışır ve kendini bir şekilde içeri atar... Büyük patron hiç konuşmaz. Genç şaşkın bir şekilde adamı izler... Ford bir süre sonra aracı durdurup yol üstündeki büyük bir MAĞAZAYI gezer! Katları tek tek dolaşır ve her adımda büyük bir saygıyla karşılaşır! Genç de yanındadır! Gençle tek kelime konuşmayan Ford araca döner.
Koşarak yerini alan genç "Efendim benimle iş görüşmesi yapmayacak mısınız?" diye sorar!
Ford sesini yükseltir "Demek öyle ha!" der ve aracı sağa çektirip gençten aracı terk etmesini söyler. Hırslı ve hedefi olan genç yürüyerek kan ter içinde kalarak evine döner.
Cebinde 5 parası olmayan genç adam gözyaşları içinde yürüdüğü kilometreleri hiç unutmayacaktır... Ancak akıllıdır! Bir taraftan da "Bana ne mesaj vermek istedi!
Almam gereken bir ders olmalı"
diye muhakeme yapar!
Günlerce kafa patlatır! "Neydi neydi" diye evinin içinde dolaşır!
Sonunda Ford'la birlikte gittikleri mağazayı tekrar ziyaret etmeyi düşünür!
Giyinip kuşanır ve oraya gider! Hayretler içinde kalır! Çünkü oradaki herkes ona yanında Ford varmış gibi davranır! Akıllı genç adam şifreyi çözer ve "Sizin mallarınızı satmak istiyorum!" der ve teklifi hemen kabul edilir! AKLINI devreye sokan genç adam 5 yıl içinde Amerika'nın en zengin 5 isminden biri olur! İlk görüşmeyi hatırlayıp Ford'tan randevu ister. O vakit gelir! Sevinç ve heyecanla Bay Ford'un odasına doğru adımlarını sıklaştırırken nasıl teşekkür edeceğini düşünür!
Karşısına dikilen Ford "Sen arabama aldığım ne ilk ne de son kişisin! Ama bir tek sen akıl ettin ne demek istediğimi! O günden beri hayranlıkla seni takip ediyorum" der...
İşte Erdoğan da OSMANLI'nın mirasına sahip çıkarak, Türkiye'yi büyütmek isteyerek, enerjiye koşarak, Kürtler'i kucaklayarak, bölgeye inerek TARİHİMİZİN BİZE BIRAKTIĞI MESAJI anlayan tek isimdir!
Anladığı için de başı dertten kurtulmamaktadır!
Türkiye Cumhuriyet'i başbakanlarından beklenen bu değildir! Bölgeyle ilgilenmesi ve oyun kurması ise hiç değildir!
Krizlerle, koalisyonlarla, çalkantılarla, cuntalarla cebelleşen bir Türkiye hedefinde ısrar edenlerin karşısına dikilmesi ise hiç ama hiç değildir!
İngilizler'in AĞROTUR ve DİKELYA, Amerikalılar'ın İNCİRLİK, Ruslar'ın da LAZKİYE'de üsleri var! Dünyanın gerçek ŞEYTAN ÜÇGENİ burasıdır!
Bizim ise yani asırlarca yönettiğimiz bölgeye inecek, müdahale edecek noktamız ise düne kadar sorunlu olan DİYARBAKIR'dır!
Bir de geride MALATYA vardır!
Oyun buradadır!
Bu ÜÇGENE hakim olan ENERJİNİN patronudur!
Türkiye bu üçgeni kaybetmemek için haklı olarak ESAD karşıtlarına yardım yapıyor olabilir!
Ama atılan her adımda birileri çıkıp MİT'in olduğu söylenen TIR'ları durduruyor! Türkiye'nin bölgeye ulaşmak için uzattığı eli kesmek istiyor!
Ankara, Irak'tan gelecek ENERJİ HATLARINI kendi kontrolünde Akdeniz'e indirmek istedikçe, birileri SURİYE'yi kaşıyıp Türkler'in olmadığı bölgeden denizle buluşturmak istiyor!
El Kaide safsatası bu nedenle son günlerde İNGİLİZ MEDYASININ ve içerideki uzantılarının dilinde!
El Kaide için 24 ARAP ÜLKESİNDEN tutuklu ithal edildi!
Özel anlaşmalarla salıverilen TUTUKLULARDAN İsrail dostu El Kaide yaratıldı!
Bu yapay örgütün tek amacı Suriye'yi karıştırıp Türkler'i bölgeden uzak tutmaktı!
Fas, Tunus ve Irak militanların özel taramalarla bulunduğu üç nokta! Başlarında BÜYÜK DEVLETLERDEN gelen sivil görünümlü komutanlar var! Bazıları Kuran-ı Kerim'i bile hatmetmiş!
Militanları ölüme göndermek için gerekli olan motivasyon tam yani! İşte içeriden dışarıdan saldırıya uğrayan Ankara'nın karşısındakiler bunlar!
Peki karşımızda olanların başında kim var?
Buna cevap vermek için tek şifreye ihtiyaç var: DİKTATÖR! Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç Mısır eski Cumhurbaşkanı Mursi Tayland Başbakanı Shinawatra Tunus Cumhurbaşkanı Marzouki Yemen Cumhurbaşkanı Mansur Hadi...
Ve Türkiye Başbakanı ERDOĞAN! İngiliz medyasının altını özenle çizdiği DİKTATÖR tanımına giren liderler bunlar! "DİKTATÖR" demek "saldırın" demekti!
Öyle de yaptılar!
Peki; Suriye'de 250 bin kişi öldü.
120 bin kişi yaralandı. 3.5 milyon kişi de ülkesini terk etmek zorunda kaldı! Neden bir tek gün bile Suriye'nin ELİ KANLI LİDERİ Esad için 'Diktatör' denilmedi...
Bu işler böyledir!
Museviler'in sahibi olduğu ve Londra'nın koruduğu MEDYA hem içeride hem dışarıda Türkiye'yi hedefe koydu!
Sen OSMANLI'nın mirasını hatırladığında, onlar da "Biz seni bunun için mi yıktık!" diye başlar manşetlere!
İçeridekiler de kullanıldığını anlamadan saldırırlar!
KİRLİ OYUN böyledir!
Defalarca söyledim, yine söylüyorum!
Bu oyunu bozmak milletin elinde!
BİR VE BÜTÜN olmazsak gelip vururlar!
Suistimali kim yaptıysa en ağır cezayı alsın!
Gereken yapılsın!
Hem de bir an önce! Ama ne olur AKLINIZI bir ayakkabı kutusuna emanet etmeyin!
Bu ALGI ile içeriyi karıştırıp ülkeyi çökertmek istiyorlar!
Çözüm MİLLET'te!
Yani güç sizde!
Başka yerde değil!

NOT:
Dün ziyaret ettiğim bir dostum "Batan gemide lüks kamara olmaz!" dedi!
Saldıranlar bir daha düşünsün!