O sahneyi çektik. Başka bir sahne için oradan ayrıldık. Diğer bir platoya geçtik. Yaklaşık üç saat sonra orada yanmaya başladım... Kızarıyorum, ne olduğunu anlayamıyorum, gözüme kadar kızarmaya başladım. Yönetmenimiz Ersoy Güler, "Bir hastaneye gidelim Burçin' dedi. Ben de 'Yok hocam, bir alerjik durum oldu, birazdan geçer, işimizi aksatmayalım' dedim...
Çekimin ardından kaldığımız otele döndük. Her hangi bir iyileşme gerçekleşmedi. Daha sonra gece onbir gibi fenalaştığımı hissettim sağolsun oyuncu arkadaşlarımızdan Burak Demir, o sırada otele geliyor ve onun 'Çabuk hastaneye gidiyoruz' demesiyle kendime geldim...
Ekip arkadaşlarımızın yardımıyla Cide Devlet Hastanesi'ne getirildim. Bir krize girmem söz konusuymuş... Tansiyonum çok yükselmiş. Hemen oksijen verildi ve sakinleştirici yapıldı. Daha sonra tansiyon düşürücüler kullanıldı. Burada ki doktorlar bir zehirlenme olabileceği korkusuyla beni ambulansla Kastamonu Devlet Hastanesi'ne sevkettiler... Orada yapılan tetkiklerde Allah'a çok şükür herhangi bir zehirlenme çıkmadı. Vücudumda birinci derece yanıklar oluşmuştu.
LENSİM OLMASAYDI KORNEA TABAKAM YANACAKMIŞ
Daha sonra göz doktoru ile konuştum. Kontak lensim olmasaymış kornea tabakam yanacakmış. Gözümün beyaz kısmına kadar asitten dolayı yanmış durumdayım. Dört gün sete ara vermeye mecbur kaldım... Ersoy Güler, büyük bir nezaket göstererek 'Gerekirse filmi çekmeyebiliriz' dedi ama ben Salim'e bunu yapamam... Elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde sete dönmeye çalıştım. Çok acılar çektim... Şimdi vücudumda soyulmalar var. Filmi bırakmayı hiç bir zaman düşünmedim...