Bin aylık yol bir gecede alınır mı?

Aziz kardeşlerim, Kadir Gecesi'nin 1.000 aydan hayırlı bir gece olduğunu beyan buyuran Rabbimiz, bu geceyi ihyâ edenin 1.000 aylık mesafeyi katedeceğini müjdeliyor.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 23 Temmuz 2014 Güncelleme 23 Temmuz 2014, 00:59
Bin aylık yol bir gecede alınır mı?

İÇİNDEKİLER

Kıymetli okurlar, Kadir Gecesi hakkında müstakil bir sûre olan, Allah Teâlâ'nın yarattığı geceler içerisinde diğerlerine üstün kıldığı bir gecedir. Kur'an'da bin aydan daha hayırlı bir ay olarak işaret buyurulan bu gecenin ehemmiyetini, Efendimiz de (s.a.v.) Hadis-i Şeriflerinde beyan etmiştir. O geceyi ne zaman aramak gerektiği ve Kadir gecesi'ne kavuşan bir mü'minin neler yapması gerektiğini ümmetine haber vermiştir.
Kardeşlerim, Kadir Gecesi zamanı tam olarak bilinmeyen fakat Ramazan Ayı'nın son on gününde aranması gereken bir gecedir. Bunu bize bizzat Peygamber Efendimiz haber vermektedir. İslâm âlimleri, bu gecenin Ramazanın hangi gecesi olduğu konusunda birbirine yakın görüşler bildirmiş olsa da Efendimiz (s.a.v.) kesin bir tarih vermemiştir. Âlemlerin Sultanı Efendimiz (s.a.v.) kesin bir tarih buyurmasa da, Ramazan'ın son on gününde mescidde itikâfa girerek, Ramazan'ın son günlerinin tamamını Kadir Gecesi gibi geçirmiş, ümmetine de bu güzel sünnetini miras bırakmıştır.

KADİR GECESİ BU GECE Mİ
Aziz kardeşlerim, Kadir Gecesi'nin Ramazan Ayı'nın hangi gecesi olduğuna dair İslâm âlimleri birbirine yakın görüşler bildirip tahminlerde bulunmuştur. Bunlar içerisinde mübarek Ramazan'ın 27. gecesi görüşü genel kabul görmüş ve ümmeti Muhammed tarafından Kadir Gecesi olarak ihyâ edilmiştir.
Kardeşlerim, iki milyara yakın Müslüman'ın Kadir Gecesi diye toplaştığı, Rabbine gözyaşları ile yalvardığı, gecesine ayrı gündüzüne ayrı hürmet ettiği, ibadetle geçirdiği bir geceyi, değilse bile Cenâb-ı Allah, Kadir Gecesi'ymiş gibi rahmetiyle, feyziyle, bereketiyle, affı mağfiretiyle süsler.
Milyarlarca mü'minin hüsn-ü zannını boşa çıkartmaz, o geceyi de Kadir gibi eder, bundan hiç şüpheniz olmasın.
Ama en güzeli tabî ki Efendimiz'in (s.a.v.) yaptığı gibi son on günün tamamını Kadir gibi geçirmektir.

KADiR GECESiNi NASIL GECiRMELiYiZ?

'Kim inanarak ve karşılığını Allah Teâlâ'dan bekleyerek Kadir Gecesi'ni ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır.' (Buhâri) Sevgili okurlar, Kadir Gecesi bugüne kadar yeni bir başlangıç yapamamış kişiler için, Ramazan Ayı'nın son fırstalarından birisidir.
Bugüne erişen her mü'minin bugünü ve gecesini, kendine göre en iyi şekilde geçirmesi, kendi lehine olacaktır.

NAMAZA, ORUCA BAŞLAMAK İÇİN BULUNMAZ FIRSAT
Sevgili Dostlar, hepimizin malumudur. Ağaç dikmenin bile bir mevsimi vardır. Dikim işini o vakitte yaparsanız fidan, tutar ve büyür. İşte Kadir Gecesi de, namaza, oruca başlamak için, başlanılan işin sağlam ve sürekli olması için en ideal mevsimlerden birisidir.
Bu gecenin feyzi ve bereketiyle niyetini almak, bugüne kadar ibadetlerinde eksiği olan kardeşlerimiz için kaçırılmayacak bir fırsattır. Böyle bir kararı alan kişi için Kadir Gecesi hakikaten bin aydan daha hayırlı bir gece olur.

TÖVBE EDİP, NEFİS MUHASEBESİ YAPMAK!
Kardeşlerim, hatasız kul olmaz.
Ama hatasında ısrar eden de kul olarak kalamaz. O hata illâki onu birgün kulluk dâiresinden düşürür veya düşmesine sebep olacak başka bir günaha kapıyı aralar.
Dostlar, tövbe etmek, doymak bilmez nefsimizi hesaba çekme zamanıdır, Kadir Gecesi. Efendimiz (s.a.v.) özellikle bu gece de; "Allahumme inneke afuvvün kerimün tuhibbul affe fa'fü annî" yani "Ya Rabbi Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affeyle." veyahut "Hepimizi affeyle." diye dua etmeyi bizzat tâlim ettirmiştir.
Nefsini hesaba çekip, hatasını, günahını görüp, Rabbine karşı boynunu büküp affını dileyen kişinin yaşadığı ve yaşayacağı belkide bin aydan daha hayırlı bir gece olur, o Kadir Gecesi.

KADİR GECESİ KURÂN-I KERİM GECESİDİR!
Aziz kardeşlerim, Kur'ân-ı Kerim'in indirildiği gecedir Kadir Gecesi. O sebeple bu gece yapılacak en güzel ibadetlerden bir tanesi de Kur'ân okumaktır. Eğer okumayı bilmiyorsa, bu gece en azından harflerini öğrenecek kadar vakit ayırması, bilenlerin kırık dökük okuyorum ama demeyip illâki Kur'ân'dan okuması gerekir.
Yine bu gece Kur'ân öğrenen, öğrenen talebelere, öğreten hocalara, âlimlere ikramda bulunmak, onların Kur'ân hizmetlerini desteklemek ve şevklendirmek, gecenin ruhuna uygun bir hareket olacaktır.

BİR GÜNLÜK KAZA NAMAZI VEYA NÂFİLE NAMAZ KILMAK
Dostlar, kaza namazı olanlar için bu gece en azından bir günlük kaza namazı kılıp, bu gecenin bereketiyle kaza namazlarını temizlemek için bir başlangıç yapma fırsatıdır. Yine bu gece Hz. Ali Efendimizden (r.a.) rivâyetle gelen Kadir Gecesi Namazı, tespih namazı veya diğer nâfile namazlar da kılınabilir. Dostlar, son olarak bir hatırlatma daha yapalım. Cami cami dolaşıp vaktimizi ve enerjimizi boşa harcamaktansa, sükûnetle, ciddiyetle ibadetimizi yapabileceğimiz bir cami veya mekanda bu mübarek geceyi geçirmek çok daha hayırlı olacaktır.

Hiç Kur'ân okumayı bilmeyen Müslüman olur mu?

Sevgili Dostlar, hani bir söz vardır, dost acı söyler diye. Aslında dost acı söylemez, hakikati söyler. Fakat o hakikatler bize acı gelir.
Lafa gelince dini, diyaneti kimseye bırakmayan, laf aramızda kimsenin Müslümanlığını da beğenmeyen bir milletiz. Gerçi birçok alanda bu sözümüzün arkasında olduğumuzu, gururla söyleyebiliriz, Elhamdülillah.
Ancak iş okumaya, öğrenmeye gelince niyeyse bizlerin ayakları ters gitmeye başlar.
Dostlar, okumak, dinini yaşayacağı kadar ilim öğrenmek her müslümanın üzerine farzdır. İçinde ilim kelimesi geçince, bizim gözümüz de o şey büyür de büyür. Sonra da o işi başkalarına veya yapmamak üzere ileriye havâle ederiz.
Kardeşlerim, kutsal topraklarda dünyanın dörtbir tarafından Müslümanlar bir araya geldiğinde bu eksikliğimizin nasıl bir utanç kaynağı olduğunu illâki duymuşsunuzdur. Hatta diğer din kardeşlerimiz inanmakta zorluk çeker, Kur'ân okumasını bilmeyen Müslüman olur mu? diye.
Kardeşlerim, Kadir gecesine kavuşan ve hâlâ Kur'ân okumayı bilmeyen bir kimse varsa, yaşı kaç olursa olsun bu gece en azından Kur'ân okumayı öğrenmeye kendi kendine söz vermeli. Bu eksikliğinden dolayı Allah'tan af, öğrenme konusunda yardım dilemelidir. Günde yarım saatlik çalışmayla, bir haftada öğrenebileceği bir şeyi öğrenmemek bir Müslüman için hem bu dünyada hem de öbür dünyada büyük bir utanç kaynağıdır, vesselam...


Gönül sahifesi

ZALiME BEDDUA EDİLİR Mİ?

Taberistan'da zalim bir vali vardı.
Halkın malına ve namusuna saldırmaktan çekinmezdi. Bir gün yaşlı bir kadın ağlayarak büyük veli Ebu Saîd el-Kassâb "rahmetullahi aleyh" Hazretleri'nin yanına geldi, dedi ki: "Ey Şeyh, bana yardım et!
Benim iffetli güzel bir kızım var. Şu zalim adamın ona musallat olmasından endişe ediyorum. Sana geldim ki, belki dua edersin de Allah'ın izniyle onun şerrini bizden uzaklaştırırsın."
Şeyh biraz başını eğip düşündükten sonra, başını kaldırarak dedi ki:
- Ey kadın, diriler içinde duası makbul pek kimse kalmadı. Sen kabristana git, orada senin ihtiyacına cevap verecek birini bulacaksın.
Kadıncağız da kabristana gitti.
Orada güzel yüzlü, güzel elbiseli genç bir adamla karşılaştı. Adam kadının hâlini sordu. O da olanları anlattı.
Adam dedi ki:
- Sen Şeyh Ebu Saîd'e dön de, sana dua ediversin. Çünkü onun duası makbuldür.
Bunun üzerine yaşlı kadın şöyle dertlendi:
- Diriler beni ölülere, ölüler dirilere havâle ediyor. Biri de bana yardımcı olmuyor. Ya ben şimdi kime gideyim?
- Sen dön de o şeyhe git. Senin ihtiyacın onun duasıyla gerçekleşecek.
Kadın dönüp geldi, durumu Ebu Saîd Hazretleri'ne haber verdi. O ise düşünceli bir hâlde başını eğdi ve ter içinde kaldı. Peşinden bir çığlık atarak yüz üstü kapandı. O sırada çevreye şöyle bir haber yayıldı: "Zalim vali atına binip o ihtiyar kadının evine doğru giderken, at tökezleyip yere düşmüş, valinin boynu kırılıp ölmüş!"
Daha sonra Ebu Saîd Hazretlerine: "Neden önce kadının ihtiyacına karşılık vermedin de onu mezarlığa gönderdin?" diye sordular. O da şu cevabı verdi: "O zalimin benim bedduamla ölmesini hoş görmemiştim. Bunun için onu kardeşim Hızır Aleyhisselâm'a havâle etmiştim. O ise kadını bana göndermekle o zalime beddua etmenin câiz olduğunu göstermiş oldu."

AYET-İ KERİME

"Biz onu Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar." Kadîr Sûresi, 1-5
"Biz Kur'an'ı kutlu bir gecede indirdik." Duhân - 3

Hz. İnsan'dan insana sesleniş
HADiS-İ ŞERİF

"Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah'tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriçgeçmiş günâhları bağışlanır." Müslim
Müminlerin Annesi Hz. Aişe (r.a.) şöyle diyor :
-Dedim ki: Ya Resulallah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:
- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü annî. (Allah'ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.) Tirmizî

SORDUM ÖĞRENDİM

Her zaman dua yapılabilir mi, özel dua yapma vakitleri var mıdır?
İslâm dinine göre dua için mutlaka uyulması gereken özel bir zaman ve mekân tahsis edilmiş değildir. Her yerde her zaman dua edilebilir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de: "Akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde, Allah'ı tespih edin (namaz kılın). Göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur." (Rum,17) buyurularak, ibadet ve duanın gün içine yayılmasının önemi vurgulanmıştır. Bununla birlikte Kur'ân ve Hadislerden anlaşıldığına göre gece seher vaktinde yapılan dualar daha makbuldür (Tirmizi). Âl-i İmran suresi 16-17. ayetlerde cennetlikler şöyle müjdelenir: "(Onlar) 'Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru!' diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bağışlanma dileyenlerdir." Bir başka âyette de şöyle buyurulmuştur: "Onlar, geceleri az uyuyanlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi." (Zâriyat,15-18) Ramazan gecelerinde, Arafat vakfesinde, gece vakitlerinde, ezan okunduğu ve kâmet getirildiği sıralarda, farz namazların sonunda yapılan duaların kabul edileceği Hadis-i Şeriflerde beyan edilmiştir. (Müslim)

DUA

Yâ Erhamenrahimin!
Yâ Erhamenrahimin!
Yâ Erhamenrahimin!
Efendimiz'in (s.a.v.) ve Kadir gecesinin hürmetine, bizlere layık olduğumuz şekilde değil, Şanına yakışan rahmet ve merhametinle muamele eyle.
Bizleri Ümmeti Muhammed olarak bir ve beraber eyle.
Zalimlere karşı tevhid eyle.
Zalimleri kahr-ü perişan eyle!
Yâ Rabbi, zalimlerin zulmü altında inim inim inleyen feryad eden kardeşlerimize yardım et! Bizlere katından bir güç bir kuvvet ver. Vereceğin her hayra muhtacız. Âmin.