Tatil dönüşünün verdiği acı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 29 Ağustos 2014 Güncelleme 29 Ağustos 2014, 01:22
Tatil dönüşünün verdiği acı

İÇİNDEKİLER

Eee ey canlı her tatilin bir dönüşü olacağını, her ölümlünün tatil dönüşü yaşayacağını bilmiyor muydun? Sen orada cıbıl cıbıl, cup cup denizine, havuzuna girerken işyerindeki arkadaşları unuttun değil mi?
İşte o arkadaşlar sıcakta işine giderken şıp şıp mutelif yerlerinden terliyordu. Yaa şimdi sen o arkadaşlara artistlik olsun diye kapkara üstünede muhtelemen bronz madalyayı göstermek için bembeyaz renkli kıyafetler giymenin peşindesin.
Çok değil iki günün var. İki gün sonra seni bekleyen amirin seni iş hayatına çok çabuk psikolojik olarak hazırlayacak. "Aaa geldin mi Taner (Tülin). Sen şimdi dinlenmişssindir. Şu evraklara bir göz atıver." Negüzeldi değilmi kadim dostum. Terliklerle fırıl fırıl kıyafetlerle. Fırıl fırıl derken fırıldak gibi döndün tatilden.
İsyanın büyük "Bütün yıl bir tatil için çalışıyorum. Bir çırpıda bitiyor" anlıyorum seni ama ne yazik ki burada işler böyle işliyor. Her seferinde tatil dönüşünde arkadaşlarına "Emekli olunca oraya yeleşeceğim diyorsun" onu da anlıyorum ama daha çok var be canım kardeşim.
Senden sonra izne çıkanyara ezik ezik bakacaksın. Eee sen gelmedin mi bronz bronz. Şimdi niye morarıyorsun. Arkadaşın canı yok mu. Merak etme oda bir gün dönecek.
Döndüğünde her saatbaşı saate bakıp, ulan şimdi şunu yapıyordum, ulan şimdi şurdaydım diye iç geçirilerek kafayı yiyecek ve yaşadığın yerden tiksinir duruma geleceksin. Eee kardeşim her canlı izin dönüşünü tadacaktır.

Daha ileri

Temel nişanlısı Fadime'yi gezdirmek için arabasına bindirir.
Vitese atarken, eli hafif yollu nişanlısının bacağına değer.
Fadime kıpkırmızı kesilir..
Bir süre sonra evlenirler ve balayına çıkarlar.
Bodrum'da otelin önüne gelince Temel kontağı kapatır El frenini çekerken, eli yine Fadime'nin bacağına değer. Fadime yine kızarır ve Temel'e; "Ula artuk evlenduk, daha ileri gidebilursun" der..
Temel arabayı çalıştırır ve Kuşadası'na doğru yola koyulurlar.

Yüzmek

Adamcağız suya düşmüş çırpınıyor ve imdat istiyordu. Yoldan geçen biri sordu:
- Niye bu kadar bağırıp çağırıyorsun?
- Yüzme bilmiyorum da ondan!
- Allah iyiliğini versin!
Ben de yüzme bilmiyorum ama senin gibi bağırıyor muyum?