Terk edilmenin dayanılmaz ağırlığı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 22 Ağustos 2014 Güncelleme 22 Ağustos 2014, 00:08

İÇİNDEKİLER

Şimdi durduk yere "Bu da nereden çıktı?" diye kendimize sorarız. Hiçbir şey yapmamış gibi, her şey güllük gülistanlıkmış da öylesine bitmiş bir ilişki varmış gibi gelir. Ama keşke bu kadar kolay ve basit olsaydı. Giden gitmiştir. Senin de bir süre sonra, geç de olsa jetonun düşmüştür. Terk edildiğini anlarsın, kaynar sular boşalır başından. Önce nefret duygusu gelişir.
Sonrasında sakinleşirsin. "Geri gelecek zaten" diye anlamsız bir bekleyiş içine girersin. Hayatına başkaları girer bu aşamada. Amacın unutmaktır ancak içindeki ses "Sen yine de bekle, n'olur n'olmaz" der.
Hani sen anlam veremiyordun ya neden bittiğine; işte bir nedenini bulamadığın içindir bu beklemeler. Aradan aylar geçer, bir ses alabilmek için harekete geçersin. Gelen cevap nettir. Gerçekten terk edilmişsindir. Ve bir anda silersin.
Biter içindeki adam, kadın, ruh...
Başka terk etmelere, başka terk edilmelere yelken açarsın. Ve onu severken anıları bir çırpıda çöpe atarsın.
Her "merhaba"nın elveda demek olduğu bu dünyada, en temel hakikat, terk edilmektir. Birileri tarafından terk ediliriz, bir şeyler bizi terk eder. Kırmızı kartını gösterir ve tribünlere gönderir.
Önce gençliğimizi kaybederiz, sonra hülyalarımızı. Umudumuzla iyimserlik de arada gümbürder tabi ki.
Çok uzun vakit geçmiş, mevsim yaz iken kışa dönmüştür. Yazı hatırlarız, hisar buselik bir tınıyla. Hicranlı hayatın ne ilk ne son matemidir. Hüzünleriniriz.
Hayatımızda o kadar çok kraterler açılmıştır ki bir tanesinin acısı bize koymaz. Delik deşik elek gibi bir vaziyette gölgemizi sırtımızda taşırız. O gölge büyür büyür ve sırtımızda bir kambur olur.
Gün gelir kamburu sırtımızdan atarız.
Umudum, umutsuzluğum, arkamda bıraktığım yol... Elveda deyip bilinmeyen bir aleme kanat açarız.
Evet terk edile edile terk etmeyi öğrenmişsizdir.

KAZA

Vinç operatörünün yanlış bir hareketi yüzünden, vinç zincirlerine bağlı bulunan kocaman, köklerinden sökülmüş bir ağaç birden kayar ve yol üzerinde harekete hazır bekleyen otomobilin kenarına çarpar.
Otomobildeki sarışın hışımla dışarı fırlar ve bağırır:
- Benimle birlikte gelin ve bu olayı kocama anlatın!
Sarışın yatıştırılmaya çalışılır. Vinç sahibi şirketin gerekli sigorta ödemesini yapmaya hazır olduğu anlatılmaya çalışılır ama sarışın ısrar eder:
- Olmaz... Her şeyden önce, kocamın karşısına bu kez benim bir ağaca değil, ağacın bana çarptığını doğrulayacak bir tanık götürmeliyim.

MEYDEY

Pilot Temel, telsize var gücüyle bağırıyordu:
Ula, sağ motor bozuldu. Düşeyrum.
Meydey düşeyrum.
Kule düşeyrum.
Kule hemen cevapladı: Mesaj anlaşıldı. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin.
Temel gayet ciddi: Pilot kabini, ondeki sol koltuk, pilot kabini, ondeki sol koltuk!

ALKIŞLI YORUM

İnişe geçtiği sırada türbülansa giren uçakta sizi en çok neyin tedirgin edebileceğini hiç düşündünüz mü? Ben cevap vereyim; ellerini açıp dua eden kabin ekibi görmeniz.
Korkudan bayılıyordum az daha.