Erdoğan: Herkesten hesap sorulacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır." dedi.

Giriş Tarihi 17 Ocak 2017, 00:00 Güncelleme 17 Ocak 2017, 15:50
Erdoğan: Herkesten hesap sorulacak

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapımı tamamlanan SGK hizmet binalarının toplu açılış töreninde konuştu.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Erdoğan, "Ortaköy'de yaşanan terör saldırısının failinin dün gece güvenlik güçlerimiz başarılı bir operasyonla yakaladı. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Ortaköy saldırısının faili teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli bir tezahürüdür. Tüm güvenlik ve istihbarat birimlerini tebrik ediyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırgızistan'da düşen kargo uçağıyla ilgili olarak "Kırgızistan'da düşen kargo uçağı sebebiyle hayatını kaybeden 37 kişiye Allah'tan rahmet diliyorum. Kırgız halkına yaşanan kayıplardan dolayı üzüntülerimi iletiyorum" şeklinde konuştu.

'ENGELLEMEK İSTEYENLER OLDU'
241 milyon liralık bir yatırımla, ülkemize kazandırılan bu tesislerin faaliyeti geçmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz 14 yılda Türkiye'nin en büyük gelişmeyi gösterdiği alanların başında sosyal güvenlik geliyor. Temelde hepsi aynı işi yapan ama farklı statülerde faaliyet gösteren sosyal güvenliğin tek çatı altında birleştirilmesi bile tek başına reformdur. Bunu çok engellemek isteyenler oldu. Artık ülkemizde işçi-memur-esnaf ayrımı yok. İster genel müdür ister iş aynı statüye tabiisiniz. Mali açıdan şeffaf, sürdürülebilir bir sosyal güvenliğe sahibiz.

Kurumlarımız yatırım yapabiliyor, hizmetin gayretini artırmanın yollarını arayabiliyor. Artık vatandaş devletine ulaşmak için dere tepe koşturmuyor. Devlet hizmeti vatandaşının ayağına götürmek için çalışıyor. Pek çok hizmet telefonla, internetle verilebildiği için vatandaşımız işlerini evden halledebiliyor. İşte bu muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma mücadelesidir.

Asgari ücret 2002 yılında 184 liraydı, bugün bin 404 lira. Aynı dönemde SSK işçi emeklisi maaşı 257 liraydı bugün bin 402 lira. Dünkü Türkiye'de emekli olmak demek sefalete mahkum olmak demekti. Bugün ülkemizde yaşı gelip emekli olan hiç kimsenin mağdur olması söz konusu değildir. Emeklilerimizin refah seviyesini artırmakla kalmadık, mağdur durumda olan tüm vatandaşlarımıza da sahip çıktık.

'AYLAN BEBEĞİ KAPAK YAPIYORLAR'
Batı gayrisafi milli hasılasıyla çok daha zengin olduğu halde mültecileri almıyor, 'Sağda sola Türkiye takdir edilecek bir ülke'. Tamam da verdiğiniz sözleri yerine getirin. Aylan bebeğin fotoğrafını kapak yapıyorlar, Ümran bebeği de dergilerine hemen kapak yapabiliyorlar. Tamam da icraat nerede, icraat yok. Ama biz tarihimiz itibariyle o aldığımız sorumluluğun bize yüklediği sorumluluğun sebebiyle her zaman darda kalanın, mazlumun, mağdurun yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.

Bunca badireye rağmen ayakta kalmasını tüm mağdurlara, mazlumlara sahip çıkmamıza bu şekilde aldığımız dualara bağlıyorum. Milletimiz ülkesine sahip çıktıkça Allah'ın izni ve yardımıyla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur.

ABDLİ TURİSTLERLE ANISINI ANLATTI
Ülkemizde uygulanan genel sağlık sigortası belki de dünyadaki tek örnektir. Bu modelin dar bir örneğini ABD uygulamaya kalktı, başaramadılar, vazgeçtiler. Önümüzü kesmeye çalıştılar, yılbaşı itibariyle 5 yıl geride kaldı, sistem tıkır tıkır işliyor. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Bu anlayışımızın en somut tezahürlerinden biri olan bu uygulamayı incelemek için dünyanın her yerinden heyetler geliyor.

Sultanahmet Camisi'nde cuma namazı kıldık, ABD'de gündemde. ABD'li turist grup arkada duruyor, hepsi işaretler falan. Orada konuştuk, 'Genel sağlık sigortasını nasıl hallettiniz. Obama arkadaşınız ona da söylesenize' dediler. Ama işte hallolmadı. Bu tolumu hazırlama noktasında da maharet istiyor. Biz halkımızla, STK'larımızla el ele vermek suretiyle başardık.

"KENDİM YAŞADIM, BİR TRAFİK KAZASI GEÇİRDİM"
14 yıl önce bu ülkede her sosyal güvenlik kurumunun ayrı hastanesi vardı. Evinizin yanında SSK hastanesi var ve siz memursanız oraya gidemiyordunuz. Kendim yaşadım; bir trafik kazası geçirdim. Beni Bolu'ya getirdi arkadaşlarım, devlet hastanesine getirdiler. Ben de sigortalıyım o zaman. Konuşuyorlar, hayal meyal hatırlıyorum; sigortalı mı memur mu? Sigortalı olduğumu duyunca kabul edemeyiz dediler. Böyle garip bir durumdan bugünlere geldik. Halbuki bunların hepsi bütçesini devletten alan kurumlardı. Biz bunların hepsini birleştirdik. Artık vatandaşlarımızın hepsi buralardan hizmet alabiliyor.

"O ZAT O ZAMAN BEN HÜKÜMETE SÖYLEDİM DİYORDU"
Şimdi Yozgat'ta bir şehir hastanesi açıldı. Biz dedik ki öyle hastaneler açacağız ki vatandaşımız kapıdan içeri girince devletimizden Allah razı olsun desin. Bir keresinde şimdi ana muhalefetin başında olan zat o zaman SGK'nın başında idi. Rahmetli Savaş Ay'ın çektiği görüntülerde yanlış iğneden dolayı ölen bir evladımızın dramını anlatıyordu. O zat o zaman ben hükümete söyledim dinletemedim diyordu. Sen sorumluluk makamındasın sen çözeceksin bu işi. O makamın hakkını veremiyorsan bırak git, hak eden kişi bu işi alsın götürsün. Şimdi Yozgat... Kimin aklına gelirdi Yozgat'ta dört dörtlük bir hastane olacak. Şimdi Mersin'i açıyoruz. İnşallah ilk hedef 30 büyük şehrimizde bunları yapmak ve yayılmak.

ESERLER, HİZMETLER ORTADA
Türkiye muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak. Bir sağlıklı nefes.. Eksiklerimizi süratle gidermemiz lazım. Nereden geldiğimizi bilmezsek nereye gideceğimizi kestiremeyiz. Değerli kardeşlerim, Sosyal Güvenlik Türkiye'nin yaşadığı en önemli işaretlerden sadece biridir. Her alanda bu değişimi yaşadık. Eserler, hizmetler ortada. Sizler bugün burada Türkiye'nin dört bir yanından gelen kardeşlerimizsiniz.

MUASSIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKACAĞIZ
Sadece fiziki değişim değil, demokrasi de çok önemli mesafe kat ettik. Türkiye tarihinde ilk defa bir darbe girişimini vatandaşlarının kararlı duruşu ile boşa çıkarmıştır. Benim milletim o gece haydin meydanlara dediğimiz zaman niye kalkıp da bu Külliye'nin hemen etrafına geldi. Benim vatandaşımın en büyük silahı bayrağımızdı. F16'lar hemen şurada kavşağa bomba yağdırırken kaçmadı. Çünkü onlar şehadete yürümeye karar vermişti. Yılmadılar! Hele bir tanesinin kuzenine telefon edişini hiç unutmuyorum. Ben şehadete gidiyorum, hakkını helal et diyordu. Ülkemizin her bir yanında benim vatandaşım bu hainlere karşı gövdesini siper etti. Onlar yılmadı, tankların üzerine öyle gitti. Bu millet çok aziz bir millet. Biz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacağız hiç endişe etmeyin.

"HEDEFLERİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK"
2013 yılından bu yana ardı ardına yaşadığımız hadiseler göstermektedir ki Türkiye yeni bir istiklal mücadelesi içindedir. Bu defa muhatabımız, kendi isimleri ve askeriyle karşımıza çıkan düşmanlar değil, onlar veya onların kullandıkları maşalar olan terör örgütleridir. İsimlerinin, söylemlerinin farklı olduğuna bakmayın, PKK, DEAŞ, FETÖ, YPG, DHKP-C ve diğerlerinin hepsi de aynı senaryonun oyuncularıdır. Terör örgütlerinin tek bir vazifesi vardır: Türkiye'nin önünü kesmek, 2023 hedeflerini sabote etmektir. Biz göremeyeceğiz ama torunlarımız görecek. Bu ülkenin evlatları 2053'ü de, 2071'i de gerçekleştirecek.

"BİRER MAŞASINIZ, EĞER SİYASET YAPACAKSANIZ..."
Dün o kanı bozuklar Diyarbakır'da kan döktüler. Mardin'de, Elazığ'da, Şırnak'ta insanlarımızı katlettiler. Utanmadan sıkılmadan TBMM'de şunu söylüyorlar; benim askerime, polisime, köy korucuma saldırabiliyorlar. Kimi savunuyorlar, Gaziantep'te 56 kardeşimizi şehit edenleri, Kayseri'de askerimizi şehit edenleri savunuyorlar. Birer maşasınız, eğer siyaset yapacaksanız seçtiğiniz kelimeleri, cümleleri dikkatli seçeceksiniz. Gereği neyse bunu hukuk içinde yapacaktır, yapmaktadır.