Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye'de 21. Muhtarlarla Buluşma toplantısında konuşma yaptı. Erdoğan siyasi partilere seslenerek, terör örgütüne yardım, yataklık ve sözcülük yapan vekiller için hazırlanan fezlekelerin raflarda çürümemesi çağrısında bulundu.

Giriş Tarihi 24 Şubat 2016, 00:00 Güncelleme 24 Şubat 2016, 14:59
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye'de 21. Muhtarlarla Buluşma toplantısında konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Biz bu ülkeyi herkesle birlikte kurduk. Bugün birileri çıkmış bu büyük bütünün parçasını bizden koparmak için içeride ve dışarıda oyunlar oynuyor. Bizim 79 milyon vatandaşımızdan tek bir dahini feda etme, gözden çıkarma lüksümüz yoktur. Bu topraklardan tek bir santim toprak parçasını gözden çıkarma hakkına sahip değiliz. Eğer toprak bütünlüğümüze halel getirecek bir gaflete düşersek şehitlerimiz, gazilerimiz bizden davacı olur. Bugün Türkiye dışında umudunu bize bağlamış milyonlarca kardeşimiz bizden davacı olur. Dün Somali'ye destek toplantısı düzenledik. Bizimle ekonomik güçleri mukayese edilemeyecek kadar güçlü olan ülkelerin Somali'ye uzattığı yardım eline baktım, bir de bize baktım. Biz mukayese edilemeyecek kadar onlardan çok daha fazlasıyla Somali'ye elimizi ilk andan itibaren uzattık. Hani o biz güçlüyüz diyenler var ya, onların gücü bu fakir, fukaranın, mazlumların, mağdurların yanında değil.

BİR KISMI CEHALET BİR KISMI İHANET ÇUKURUNDA DEBELENİYOR
Biz her türlü teröre rağmen Somali'de bulunduk. Yatırımcılarımız gitti. Dünyanın en büyükelçilik binamızı Somali'ye inşa ettik. İnşallah 2-3 ay sonra açılışını yapacağız. Ülkesine ve milletine zarar verecek davranışlar içinde olanlar, sözler söyleyenler var. Bir kısmı cehaletin bir kısmı da gönlündeki ve kafasındaki ihanet çukuru içinde debeleniyor. Birlik ve bareberliğimiz konusunda olumsuz duruş sergileyen hepsinin geçmişinde, zihin dünyasında mutlaka bir arıza var. Onlar kendilerini ne bu millete ne bu ülkeye ait hissetmiyor. Bu ülkenin karşısına kim çıkarsa onun yanında saf tutuyor. Bunların arasında eli silahlı teröristler var. Türkiye'nin DAEŞ terör örgütüne destek verdiği iftirası bu ülke ve bu millete düşmanlık değil de nedir? Devleti itham edenler, buna yönelik bildiriler yayınlayanlar, bunların bir başka adı olabilir. İster bölücü, ister paralel adına sürekli ülkenin çıkarlarına saldırmak millete düşmanlık değil mi? Çukur açanı açtığı çukura gömerek, imza attığını attığı imzasına gark ederek, Allah'ın izniyle hepsinden üstesinden gelir Türkiye.

HANGİ ÜLKE TERÖR KARŞISINDA TÜRKİYE GİBİ DAVRANABİLİYOR?
Tüm dünyaya, özellikle Batı ülkelerine soruyorum. Hangi ülke Türkiye'deki terör olaylarının, canlı bombalarına muhatap olup da itidalli ve soğukkanlı davrandı. ABD 11 Eylül'den sonra alınan tedbirleri, yürürlüğe konulanları gayet iyi hatırlıyoruz. İngiltere, Fransa'da terör önlemlerini çok iyi biliyoruz. Rusya'nın maruz kaldığı saldırılara gösterdiği tepkileri gayet iyi biliyoruz. Mülteci akını karşısında yaşadıkları panik hala devam ediyor. Koskoca bir ülkeye bir avuç mülteci gidiyor, Kilis'e gelen mülteci sayısı o ilden fazla. Kilis halkı niye bu mülteciler buraya geldi demiyor. Türkiye Temmuz'dan bu yana 300 güvenlik görevlisinin şehadetiyle sonuçlanan bir terör saldırısıyla karşı karşıya. Şehirlerimizi hedef alan canlı bomba saldırılarında 200'ü aşkın vatandaşımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Türkiye'yi ısrarla bölgesindeki terör örgütleriyle mücadelenin dışında tutmak isteyen ülkelerin başka niyetlerle hareket ettikleri ortadır. Türkiye'nin mücadelesi sadece ve sadece terör örgütlerine karşıdır.

SURİYE'DEKİ KÜRT KARDEŞLERİMİZİN HAKLARINI BİZ SAVUNDUK
Kürtler ülkemde benim vatandaşımdır, kardeşimdir. Bizim mücadelemiz Kürt kardeşlerimle değil teröristlerledir. Terörist Kürt vatandaşların içinden de çıkar, diğer etnik unsurların içinden de çıkar. Bunu biz iyi biliriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Kürtler diğer etnik gruplarla birlikte canlarıyla, kanlarıyla mücadele etmişler. Bağımsızlığımızın ilanıyla eşit vatandaşlar olarak yerlerini almışlardır. Terör örgütü en büyük kıyımı Kürt kardeşlerime karşı yapmıştır. Bazı ilçelerimizde açılan çukurların, barikatların mağduru esnaf, öğrenci, kadınıyla öncelikle Kürt kardeşlerimdir. Evlerini boşaltan, o yükünü sırtına alıp bir yerlere çıkan benim Kürt kardeşlerim değil mi? O açılan hendekler onların evinin önünde açılmadı mı? Evler arasında kurulan tüneller ölüm tehditleriyle Kürt kardeşlerimin evlerinde yapılmadı mı? O dağlara kaçırılan genç Kürt kızlarımız siz zannediyor musunuz ki, arzu ederek oraya gidiyorlar. Ölüm tehdidiyle gidiyorlar, ondan sonra tüm değerlerini kaybediyorlar. Biz en başından beri Suriye'deki Kürt kardeşlerimizin de haklarını savunduk.

Suriye'deki rejim bölgedeki Kürtlere nüfus cüzdanı vermiyordu. O zalim Esed'e de bunu söyledim. Bana kırk dereden kırk türlü su getiriyordu. Ama şimdi gayet araları iyi, dayanışma içindeler. Aynı şekilde DAEŞ Kobani'ye saldırdığında 200 bin Kürt kardeşimizi hiç tereddüt etmeden bu topraklara alan biz olmadık mı? Almayabilirdik, biz aldık, sahiplendik, yedirdik, içirdik, giydirdik. Bunların büyük bölümleri hala bizdeki kamplarda, şehirlerde hayatlarını sürdürüyor. Tüm Kürtleri kardeşimiz olarak görüyor, sahip çıkıyor bağrımıza basıyoruz. Tıpkı 100 milyonlarca diğer kardeşlerimiz gibi Kürtler'in tamamı da gönül sınırlarımız içindedir. Buna karşılık birileri gidiyor Ankara'daki alçak eylemle 28 kişinin kanına giren teröristin sözüm ona taziyesinde boy gösteriyor. Bir başkası Meclis'te bu alçaklığa sahip çıkıp, devleti suçlamayı sürdürüyor. Böyle milletvekili, böyle siyaset olmaz arkadaşlar. Dünyanın hiçbir yerinde sivilleri hedef alan intihar bombacılarına sahip çıkan siyasetçi, parti diyemezsiniz. Bunlar geçmişte bize parlamentoya imkanı vermiyor diyordunuz. Girdiniz, hala terör çığırtkanlığı yapıyor, Kürt kardeşlerimizi sokağa çağırıyorsunuz.

BUNLAR VEKİL DEĞİL TERÖRİST
Artık Türkiye'de bu işlerin bir düzene girmesi gerekiyor. Hiçbir meclis faaliyetinde bulunan partiye, milletvekillerine ne bu milletin ne de bizlerin tahammül etme gibi bir zorunluluğu olamaz. Demokratik bir ülkede ifade özgürlüğü vardır ama insanları öldürmek için silah taşıma özgürlüğü yoktur. Terör örgütüne yardım, yataklık, sözcülük anlamına bu özgürlük gelemez. Arabasında teröristlerin silahını taşıyan, evini teröristlere tahsis eden milletvekili değil teröristin ta kendisidir. Meclisimizin önümüzdeki günlerde bu konuda milletimizin hissiyatını karşılayacak tedbirleri alacağına inanıyorum. Bu fezlekeler mecliste karşılığını bulmalıdır diye düşünüyorum. Bu fezlekelere karşı tüm milletvekilleri sağduyulu davranıp gereğini yapmalıdır, artık milletin bunlara tahammülü kalmamıştır. Parti kapanması, milletvekilleri tutuklanmak istiyorlarmış. Bunun için tahrik edici beyanlarda bulunuyorlarmış. Parti kapatma konusundaki benim tavrımı biliyorsunuz. Parti kapatmaya karşıyım, suçu işleyen kurum değil bireydir, insandır. Dolayısıyla da ceza kuruma değil, bireye verilmelidir. Bu insanlar kimse bedelini ödemelidir. Bir milletvekili terörle mücadele kapsamında suç tutumu içerisindeyse elbette gereği yapılmalıdır.

SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI
Siyasi partilerimizden çok daha fazla hassasiyet bekliyorum. Bu fezlekeler parlamentonun raflarında çürümemelidir. Parlamento içerisinde de parlamento bunlara karşı nasıl tavır koyacak, bu millet bunu görecektir. Suriye'de yaşanan iç savaş beşinci yılını geride bırakıyor. Şimdiye kadar çoktan çözüme kavuşması gereken bir durumdu. Bölgedeki dengeleri değiştiren iki önemli proje ürünü olan gelişme bu süreci belirsizliğe ve karanlığa sürüklüyor. Bunlardan ilki Irak'taki mezhebi çatışmalar neticesinde ortaya çıkan DAEŞ denilen örgütün ki, El Kaide'den doğmuş bir örgüttür. Rejimin göz yummasıyla Suriye'de etkinlik kazanmıştır. İkincisi Rusya ve İran'ın Esed yönetimine destek sağlayarak özgürlük isteyen Suriyelilere ihanet etmiştir. Ne diyorlar, PYD ve YPG bunlar DAEŞ'e karşı savaşıyorlar ondan dolayı biz destekliyoruz diyorlar, koskoca bir yalan. El Nusra da DAEŞ'e karşı savaşıyor peki El Nusra'ya niye kötü diyorsunuz. El Nusra kötü ama PYD ve YPG iyi. Olay farklı. El Nusra'nın bulunduğu konum farklı olduğu için bunlar iyi teröristler, kötü teröristler diyor, mantık bu.