Son mektup

1 Kasım 2015... Halk, "İktidar, AK Parti'nin olacak" dedi. Aydın Doğan'ın ayarları değişti. Yeni şifre, "yüzde 49.5" olarak girildi. Ve bugüne dek nice mektuplar yazan Doğan'ın, son mektubunu TAKVİM ele geçirdi. İşte Hürriyet'in patronunun, inleyen nağmeleri:

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Kasım 2015 Güncelleme 05 Kasım 2015, 02:22
Son mektup

İÇİNDEKİLER

Ey sevgili, Ben ne yaptım! "411 el kaosa kalktı" manşetini attığım günden bu yana herkesi aldatttım, ben de aldandım! IMF'yi çağırdım, ekonomik krizi getirenleri poh-pohladım!

Fethullah Gülen'e destek çıktım. Bizzat Hidayet Karaca ile hürmetlerimi yolladım. AK Parti'ye savaş açtım, Demirtaş'ın yıldızını parlattım.

TV kanallarımda, "HDP'ye oy ver kurtul" yazdırdım. Ama gazetelerimde, Binbaşı Aslan Kulaksız'ı şehit eden hainler için "terörist" yazdırmadım.

Mısır'da, Mursi'ye verilen cezayı "Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı'na idam" diye vurguladım. Abarttım! Zaten sen onu anlamıştın! Çok da kızmıştın...
Neyse...

Tüm kalemşörlerime emir yağdırdım. "Eli kanlı diktatör", "Saltanat kurmak istiyor", "Aylan'ın katili sensin", "Türkiye'de iç savaş çıkacak" diye dedikodular yaydırdım.

6 Haziran gecesi, DHA'dan "Diktatörden hesap sorun. Oyunuzu HDP'ye verin" tweet'i attırdım. Sonra, "Hesap hacklenmiş" deyip yalana sarıldım. O an kıvırmıştım ama yine de durmadım!
Uslanmadım!

7 Haziran'da oyumu kullanıp "Yarın güzel şeyler olacak! Herkes işine bakacak" diye çığırdım. Tabii tahminim tutmadı. Ben de yüzde 60'lık blok çağrısı yaptım. CHP çatısında koalisyon için çabaladım. Yerli arabayı karaladım. Köprüyü, metroyu, havalimanını, boru hattını, ne bulduysam kusur aradım...

Yaptığım hatalar deşifre edildikçe de mektup yazdım. Mektupların sayısını şaşırdım! Hatta "Sen Kasımpaşalıysan, ben de Kelkitliyim" diyerek delikanlı tarafımı kanıtladım! Ancak Kelkit'te bile "AK Parti" çıktı, darıldım...

Ama şimdi gel gör ki çok pişmanım! Kimi desteklediysem yarı yolda bıraktım, Kaybedenler Kulübü'ne kattım! 1 Kasım gecesinden itibaren de değiştim!

Tövbe ettim, fakir sevindirdim. Cami yaptırmaya karar verdim! Gandi diye övdüğüm Kılıçdaroğlu'nu Nirvana'ya gönderdim!

Demirtaş'a çaldırdığım sazın akordunu değiştirdim, yeni nağmelere geçtim. Ah o Ramazan günü, Bahçeli'nin elindeki çay bardağını hiç silmeyecektim! Onu da "Hayır"lara vesile ettim...

Feto'yu zaten sevmezdim! Dünkü yazımda da "devlet içindeki illegal yapıyla mücadele etmeye söz verdim."

Gördüğünüz gibi, daha önce nasıl savaşıyorsam şimdi de barış için saldırıya geçtim! Döne döne Nesrin Topkapı'yı bile geçerim!

Ama yok... Biliyorum böyle bir dünya yok! Kavgayı ben başlatmış olabilirim ancak barışı istemek, kazananların hakkı! Zaten ben kazansam, affetmezdim! Her bedele razıyım, özür dilerim!

Bu mektubu da ben yazmadım, TAKViM'in hislerime tercüman olmasına izin verdim! Hürmet eder, yüzde 49.5'un önünde saygıyla eğilirim... :) :) :)

Doğanın kanunu