Gül'ün konumu ne olacak?

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 20 Nisan 2014 Güncelleme 20 Nisan 2014, 01:31
Gül’ün konumu ne olacak?

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "Bugünkü şartlar çerçevesinde gelecekle ilgili siyaset planım yok" açıklaması siyasi dalgalanmaya yol açtı.
Özellikle azgın muhalif çevreleri çok heyecanlandırdı.
30 Mart seçimlerinde kafalarını kaldıramaz hale gelen yıkım mühendislerinin, Gül'ün sözlerine, ellerini ovuşturarak atlamaları tam bir film senaryosunu ortaya çıkardı.
17 Aralık siyasi darbesiyle beraber merkezinde CHP ve Fethullah Gülen'in olduğu küresel koalisyon kurguladığı senaryo zaten yabancımız değildi. '30 Mart- Cumhurbaşkanlığı seçimi -2015 seçimleri' başlıklı derin operasyon aynen sürüyordu.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini sabote etmek için yola çıkan azgın muhalif çevrelerin 'yıkım mühendisliği, oyun bozuculuğu, Ak Parti'de fitnelik çıkarma, Erdoğan-
Gül kavgası yaratmaya
' yönelik yaptıkları hiç şaşırtıcı olmadı.
İlginçtir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kütahya'da yaptığı açıklama, hiç de yıkım mühendislerinin-azgın muhalif çevrelerin anlamak istedikleri gibi değil. Buna rağmen, fitne peşinde koşmaktan zevk alıyorlar.
Gül'ün açıklamalarının satır aralarına bakalım: "Tayyip Erdoğan'ın Çankaya adaylığını destekliyorum. Başka Parti kurmuyorum, Siyasete Ak Parti'de devam etmek istiyorum. Kendime bir yer aramıyorum. Şartlar gerektirirse beklerim, Ak Parti'deki arkadaşlarımın talebine göre hareket ederim" diyor. "Gerekirse beklerim" düşüncesini, " Ben devletin bütün kademelerinde devletimize hizmet ettim, büyük bir şerefle bu görevleri yerine getirdim ve bundan büyük bir gurur da söz konusu olamaz'' sözleriyle destekliyor.

Koşan Cumhurbaşkanı

Şimdi, azgın muhalefetin 'AKTİF CUMHURBAŞKANLIĞI'
üzerinden, Erdoğan-Gül'ün arasını açma tezviratlarına bakalım:
Tayyip Erdoğan'ın "Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak.
Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen, koşan, koşturan cumhurbaşkanı..."
olarak aradığı şartlar, Köşk'e çıkmaya karar vermesi ve seçilmesi halinde işini nasıl yapacağını gösteriyordu.
Dikkatle bakılırsa, mevcut siyasi sistem açısından bu tarif, kendisinden sonra göreve gelecek "müstakbel Başbakanı" da anlatıyordu.
İşte bu noktada ''Böyle bir Başbakanlığa Abdullah Gül'ün gelmeyeceği'' tartışmaları körüklenmeye başlandı. Gül'ün "Bugünkü şartlar çerçevesinde gelecekle ilgili siyaset planım yok'' sözlerini bu perspektiften okuyalım: "Bu sözden (Ben aktif olamayacak Başbakanlığa gelmem) manası çıkar mı?
Erdoğan ve Gül henüz, çok yönlü bir konuşma yapmadı. Böyle bir konuşma yapmadan, Gül'ün (ben zayıf Başbakan olmam) dediği siyaseti bilmemek veya bilmemiş gibi davranmaktır.
Zaten Abdullah Gül, gelir gelmez Başbakan olmayacak. 2015 yılı Haziran ayına kadar bir başka isim Başbakanlık yapacak.
Abdullah Gül, Ak Parti Genel Başkanı olduğu takdirde önünde partiyi genel seçime hazırlamak daha önemli bir pozisyona işaret eder. Erdoğan'ın aktif cumhurbaşkanı olarak davranışları, Gül'ü etkilemeyecek. Bu bakımdan, Genel seçim sonucunu görmeden neden Erdoğan ile Gül arasında, 9 ay önceden bir sorun çıksın.
2015 Genel Seçim olur. Ortaya çıkan sonuca göre, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, oturur, neyin ne olacağına o zaman karar verirler.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın aktif yönetimini Gül kabul eder veya etmez. Bu konu, 9 ay sonranın konusudur.

SONUÇ:
"Eski sistem devam ediyor. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'koşması ve koşturması'nın Başbakan'ın hükümet etme anlayışı ile sınırlı olacağı anlamına gelir. "Abdullah Gül zayıf Başbakanlığı kabul etmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aktifliğini uygun bulmaz'' lafları safsatadır.
Yıkım mühendislerinin-azgın muhalefetin Erdoğan ile Gül arasında fitne çıkarma çabasıdır. Ak Parti'yi zayıflatma hamlesidir.