Pensilvanya'nın 17 Aralık'ta gizemli konuğu kimdi?

SABAH Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir Gülen Cemaatini köşeye sıkıştıracak bir yazı daha kaleme aldı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 04 Ocak 2014 Güncelleme 04 Ocak 2014, 02:11
Pensilvanya’nın 17 Aralık’ta gizemli konuğu kimdi?

İÇİNDEKİLER

17 Aralık'ta yolsuzluk ve rüşvet davası adı altında yapılan bir hedefe yönelik yıpratma amaçlı operasyonun gerçek yüzü gün geçtikçe bir bir ortaya çıkıyor. Karanlık odakların hedef tahtasına koyduğu ve susturulmaya çalışılan SABAH yazarı Sevilay Yükselir 17 Aralık operasyonunun gerçek yüzünü gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Yükselir, 17 Aralık günü Pensilvanya'nın gizemli konuğunu yazdı.

İşte Sevilay Yükselir'in Pensilvanya'nın 17 Aralık'ta gizemli konuğu kimdi? başlıklı yazısı;

Hatırlarsanız eskiden yaşanan bir olay ya da siyasi kriz sonrası gözler Ankara'daki Genelkurmay binasına çevrilirdi "Komutanlar ne diyecek; nasıl bir tavır belirleyecek" diye. Şimdi de Pensilvanya'ya çevriliyor.
Nutkumuz tutuk bekliyoruz hep beraber "Acaba Fethullah Gülen bu konuyla alakalı kime çakacak, kime beddualar yağdıracak" diye... Valla ben valisinin yerinde olsam okyanusların ötesinde bir başka ülkede eyaletimin adının duyurulmasına ve bol ziyaretçi almasına sunduğu katkıdan dolayı Gülen'e bir plaket verirdim. Sanki dersiniz mübarek bir şehir.
Akla hayale gelmeyecek insanlar bile işi gücü bırakıp Gülen'in elini eteğini öpmek için Pensilvanya'nın yolunu tutuyorlar. Duydum ki "Git Nevşehir'e de, babanın hatırına Hacı Bektaş'ın türbesinin başında iki rekât namaz kıl" desen kılını kıpırdatmayacak Alevi kökenli bazıları da su yolu yapmış bu yolu kendisine. İtirazım yok. Gitsinler gidebildikleri kadar. Sonuçta para onların, keyif onların ama kendilerine naçizane tavsiyem; gidip geldikleri bu yolda Türkiye'nin kaderini değiştirme adına oynanan oyunların da bir parçası olmasınlar! Benden söylemesi... Oynadıkları o oyunlar bir gün ayaklarına fena dolanır ondan sonra hünkâra koşup yakarmalar da kurtarmaz kendilerini.
Neyse... Gelelim şimdi sadede... 17 Aralık günü "Eyvahhh çalıyorlar... Eyvahhh çaldıklarını ayakkabı kutularında saklıyorlar" feveranıyla başlayan operasyonların ülke ekonomisini getirdiği nokta malumunuz.
Çalanın avukatı değilim. Kefili hiç değil. Kim çalmışsa çaldıklarında boğulsun inşallah ama ilk gün söylediğimi bir kez daha tekrarlayayım: Bu operasyonları yapanların derdi çalıp çırpandan ya da yaptıkları imar usulsüzlükleri ile vurgun yapanlardan millet adına hesap sormak falan değil kardeşim!
Öyle olsaydı eğer 17 Aralık operasyonunun yapıldığı gün operasyonun baş mimarı olan Fethullah Gülen'in misafiri bu ülkenin imardaki en büyük usulsüzlüğü olarak tarihe geçen Gökkafes'in sahibi bir adam olmazdı! Evet değerli okurlarım yanlış okumadınız. 17 Aralık günü Türkiye korkunç bir siyasi ve ekonomik krizle karşı karşıya kaldığı saatlerde Pensilvanya önemli bir misafiri ağırlıyordu. Batık bankacı Mustafa Süzer'i. Şimdi sanacaklar ki bu bilgi bana istihbarat kuruluşlarından servis edildi. Hemen söyleyeyim bilgi bana bizzat o gün orada olan ve Süzer'in ziyaretine tanıklık eden kişi tarafından aktarıldı.
Sakın yalanlamaya kalkmasınlar çünkü bu vatansever kaynağım yazmış olduklarımın yalanlanması halinde canlı yayına çıkıp her şeyi belgesiyle anlatmaya hazır. Adı şimdilik bende saklı kaynağım 17 Aralık günü Gülen cemaatinin çiftliğinde yaşadıklarını, gördüklerini şöyle anlatıyor; "O gün hem Hocaefendi ile tanışmak, hem de Bam Teli sohbetine katılmak için bir grup arkadaşımla çiftliğe gitmiştim. Ancak ikindi namazından sonra Hocaefendi'nin Türkiye'den gelen mühim bir misafiri olduğu ve üst kattaki odasının boşaltılması gerektiği, misafiriyle o odada baş başa görüşeceği ve bu sebeple de mutat sohbetinin iptal olduğu söylendi.
Tabii kilometrelerce yolu tepmiş gelmiş onlarca insanla sohbet yapmayı iptal ettirecek kadar önemli olan bu misafirin kimliğini ister istemez hepimiz merak eder olduk. Öğrendik ki o misafir Mustafa Süzer'miş. Ben tam Süzer'in kim olduğuyla ilgili hafızamı zorlarken tesadüf bu ya yanıma arabasını da kullanan yardımcısı geldi! Biraz sohbet ettik. O sohbetten sonra iyice aydınlandım. Aklıma birden Süzer'in Kentbank Davası'yla ilgili Danıştay'ın verdiği o enteresan karar geldi. Şimdi sizin aracılığınızla Hocaefendi'ye ve ona gönül verenlere sormak istiyorum: 'Eğer Süzer'in batık bankası ile ilgili verilen kararda kendisinin Hizmet'le olan iyi ilişkileri belirleyici olmuşsa ve bu karar dolayısıyla Süzer'den hizmete yapılan bir destek olmuşsa... Bu destek helal midir, haram mıdır?'"
Tabii bu kaynağımın sorduğu bir soru.
Yarın ben bazı sorular soracağım. Hem Sayın Süzer'e, hem yakın dostları Sayın Kılıçdaroğlu'na, Sayın Sarıgül'e ve Sayın Hüsamettin Özkan'a ve tabii Sayın Fethullah Gülen'e... Bakalım kaynağımınki dahil sorduğumuz
sorulara ne cevap verecekler?