"Hükümet olarak kararlıyız"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecinin kilitlendiğine dair bir durum görmediklerini, böyle bir algı içinde bulunmadıklarını belirterek, "Bizim çözüm süreciyle ilgili kararlılığımız ilk günkü gibi canlı ve diri. Oldukça samimiyiz, kararlıyız ve Türkiye için bunu önemli ve gerekli görüyoruz. Burada hiçbir tereddüdümüz yok ve bunu milletimiz de böyle görüyor" dedi.

Giriş Tarihi 13 Ekim 2013, 00:00 Güncelleme 13 Ekim 2013, 17:08
Hükümet olarak kararlıyız

İÇİNDEKİLER

Atalay, Kanal 7'de yayınlanan "Başkent Kulisi" programında gündeme ilişkin sorunları yanıtladı.

Çözüm sürecinin kilitlenmiş gözüktüğünün ifade edilmesi ve terör örgütü PKK'nın üst yapılanmasından gelen açıklamalarının hatırlatılması üzerine Atalay, sürecin Türkiye ve hükümet için önemli olduğunu söyledi.

Atalay, "Bizim çözüm süreciyle ilgili kararlılığımız ilk günkü gibi canlı ve diri. Oldukça samimiyiz, kararlıyız ve Türkiye için bunu önemli ve gerekli görüyoruz. Burada hiçbir tereddüdümüz yok ve bunu milletimiz de böyle görüyor" diye konuştu.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Kürt vatandaşların süreci kendilerinden, diğer kesimlerden daha çok desteklediğini, çünkü onların canının çok yandığını vurgulayan Atalay, çözüm sürecinin bölgeyi canlandırdığını, rahatlattığını kaydetti.

Atalay, geçen hafta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin il ve ilçelerinin ticaret, sanayi odası ve borsa başkanlarıyla TOBB'un ev sahipliğinde bir toplantı yaptığını ve onları dinlediğini bildirerek, onların gelişmelerden çok memnun olduklarını söyledi.

"DİYALOGLAR DEVAM EDİYOR"
Bölgedeki vatandaşların paketi değerli gördüğünü dile getiren Atalay, yapılması gerekenler bulunduğunu, bunun son olmadığını anlattı. Atalay, "Ama onlar bu işin sahibi, bölgedeki vatandaş da bunun sahibi ve biz de kararlıyız. Burada diyaloglar da devam ediyor. BDP'nin açıklamalarını biraz önce söyledim. Bu kendi sorunları. Ama diğer diyalogların hepsi devam ediyor" diye konuştu.

Sürece ilişkin temasların gerektiği gibi devam ettiğini söyleyen Atalay, sürecin devam etsi için hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarına işaret etti.

Demokratikleşme paketinin Türkiye'nin her kesimini düşünen ve biriken demokratik sorunları çözen bir paket olduğunu vurgulayan Atalay, çözüm sürecinin esas çalışılması gereken noktasının, terörü, şiddeti sona erdiren ve o insanların geleceğini de dizayn eden çalışma olduğuna dikkati çekti.

Atalay, "Dışarı çıkılacak, silah bırakılacak, hükümet o insanların, örgüt mensuplarının durumlarına göre eve dönüşünü yeniden dizayn edecek. Oralarda yapılacak çalışmalar var, yapıyoruz da. Siyasete dönüşünü, lider kadroların geleceği... Her çözüm süreci kendi içinde bunu taşır zaten. Dünyanın neresine bakarsanız bakın çözüm sürecinin sonundaki en önemli nokta budur. Ama alanda şu anda tatsızlıklar da var. Vatandaşa da yansıyor" dedi.

Bölgede yatırımcıların, yatırımların engellenmeye çalışıldığını anca can kaybının yaşanmadığını aktaran Atalay, terör unsurlarının, örgüt mensuplarının Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşı tedirgin eden tutumları bulunduğunu hatırlattı.

Atalay, bütün bunları iyi değerlendirdiklerini, hiçbir şeyi görmezden gelemeyeceklerini vurgulayarak, çözüm sürecinin bu tutarlılık ve samimiyet içinde yürüyeceğini kaydetti.

"HÜKÜMET OLARAK KARARLIYIZ"

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "kamuoyu nezdinde bu süreç bitmiştir" dediğinin hatırlatılması üzerine Atalay, şunları söyledi:

"Ben birilerine cevap olarak söylemiyorum söylediklerimi, söyleyeceklerimi ama Türkiye'nin terörle sınavının diğer ülkeler kadar kolay olmadığını bilmek lazım. Türkiye'nin terörü içeriden çok dışarıdadır, kaynakları ve destekleri. Komşularımız var. Şu anda komşularımızdaki gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Bir Suriye olayı var, bir Irak ve bir İran var. Suriye'de neler yapan bir İran var. O zalime destek veren İran var ve Avrupa var. Elimizde bir sürü bilgiler var. Gidip terör unsurlarıyla görüşen, çözüm sürecini bıraktırmaya teşvik eden istihbarat raporları var, yabancı ülkelerin. İlk defa Türkiye kendi başına bu sorunlarını çözecek, bundan rahatsız olanlar var, Batı'da vesaire. Terör örgütü dediğinizde kaç parça, Avrupası var, içerisi var, İmralısı var, Kandili var, dışarısı var. Bütün bunların içinde tabii dış etkileşime de çok açık.

Biz hükümet olarak neyi yapıyoruz? Biz hükümet olarak kararlılığımızı ve samimiyetimizi ortaya koyuyoruz. Vatandaşlarımız bilsin. Vatandaşımızı kazanmak bizim için çok önemli. Doğu, Güneydoğu vatandaşımız bilsin. Bizim bu konulardaki samimiyetimizi bilsin, bizim kaygılarımızı bilsin. Türkiye'nin geleceği için ne kadar bu konuları dert edindiğimizi bilsin. Her bölgemizde hayatın normal yaşanması için neler yaptığımızı bilsinler."

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın "15 Ekim'de kendi görüşlerimi söyleyeceğim" diye kardeşi üzerinden mesaj verdiğini anımsatılarak, "Ne bekliyorsunuz? Bu kilidi açacak yeni bir hamle, bir şey bekliyor musunuz?" sorusuna Atalay, bir kilitlenmiş bir durum görmediği karşılığını verdi.

Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümet açısından da bir kilit görmüyorum. Biz düğümlenmiş, kilitlenmiş diye bir algı içinde değiliz. Ama birileri kötü niyetler içindeyse farklı düşünceler içindeyse demokratikleşme paketiyle ilgili söylediklerinize baktığınızda çok ileri uslup, yanlış usluplar var burada. Birilerinin niyeti farklıysa kötüyse 'terör bitmesin, bu devam etsin' falan gibi niyetleri varsa o onların işidir. Bizim düğümümüz değildir o. Bizim açmazımız değildir. Biz kararlıyız. Bu işin geleceğini de biliyoruz, terör, şiddet bittikten, silahlar bırakıldıktan sonra ne yapacağımızı da biliyoruz. Ama birileri iç siyaset için hala silahı zorunlu görüyorsa... Benim elimde bir istihbarat raporu var. 'Silah giderse Güneydoğu'da seçimde falan zorlanırız' diyor."

"PKK'mı diyor?" şeklindeki soruya Ataya, "Hayır. Parti kanatlarından deniliyor" yanıtını verdi.

"Birileri halen Doğu'da, Güneydoğu'da siyaset yapmak için bu tür baskıları, korkutmaları vatandaşı falan, unsurlar görüyorsa bunlar kötü niyettir" diyen Atalay, kendilerinin sürece bakışlarının açık ve net olduğunu kaydetti.

Atalay, "Biz siyasi kararlılık olarak çözüm sürecine, Türkiye'de terörün bitmesine, bütün o güzel vatandaşlarımızın bu güzel ülkede huzurla yaşamasına dört elimizle sarıldık. Bütün bir ciddiyetimizle de yürütüyoruz. Kararlılığımız da bu. Bunu Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımız bilsin. Bütün o diyaloglar sürüyor. Hiçbir yerde tıkınma yok. Süreçle ilgili, biz bir düğüm falan da görmüyoruz kendi açımızdan" dedi.

MİT MÜSTEŞARI FİDAN HAKKINDAKİ YAZI

ABD gazetelerinden Wall Street Journal de MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında "bağımsız politikalar izlemekle" suçlandığına yönelik bir yazı bulunduğu hatırlatılarak, "Bağımsız politikalar yeni Türkiye'de uygulandığı için Amerika rahatsız mı" şeklindeki soruya Atalay, yazının enteresan ama önemli olduğunu söyledi.

Kendi yorumunu yapabileceğini vurgulayan Atalay, sözlerini şunları kaydetti:

"Amerika'nın Ortadoğu ile ilgili özellikle istihbari bilgilendirmesinde daima İsrail istihbaratının ve İsrail'in rolü vardır. Yani bir anlamda Ortadoğu politikalarında rehberlik yapar. Amerikan istihbaratıyla İsrail istihbaratının çok içli dışlı çalıştığı zaten bilinir. Türkiye'de zaman zaman bunlarla daha irtibatlı olmuş geçmişte. Özellikle, tabii Amerika'nın Ortadoğu politikasında Türkiye'nin rolü, bizim dönemimizde biraz artmıştı. Özellikle Obama döneminde. Şu son dönemde biraz azaldı. Tabii orada da İsrail faktörü başta geliyor.

Aslında şu günlerde MİT ile ilgili ve Hakan Fidan ile ilgili yapılan değerlendirmeler, Türkiye'nin daha kişilikli, daha bağımsız politika izlediğinin bir ifadesi. Diyelim ki çözüm süreci ve buna benzer politikalar daima çok yönlü paylaşımla, mesela bundan önceki Oslo vesaire Avrupa'da yapılıyor görüşmeler. Avrupa'daki bazı kuruluşların organizasyonu ve hakemliği içinde vesaire... Türkiye ilk defa kendisi bu politikasını yürütüyor. Başkalarından bağımsız ve bunlar başkalarını rahatsız ediyor. Yani şu anda, özellikle Amerika, İsrail istihbaratı ve burada Türkiye ile ilgili biraz da suçlama, hatta dikkat ederseniz oraya İran motifi de karıştırıyorlar. Oradaki şey şudur: Eğer İsrail ile işbirliği yapmıyorsanız veya irtibatsızsanız mutlaka sizi Ortadoğu'da lekelemek için kendilerince bir İran irtibatı kurarlar. Oraya da onu koyuyorlar. Bu bir istihbarat oyunu. Tamamen öyle görüyorum. Türkiye'nin burada bağımsız, kişilikli bir politika izlemesi ve İsrail'in oyununa falan... Amerikalısı, İsraillisi... Neticede bununla ne diyor, Türkiye istihbaratına ve istihbaratın başındaki kişiye güvenmiyoruz diyor. Bu haberin özü o."