Kılıçdaroğlu'na 1 milyon TL'lik tazminat davası

Başabakan Erdoğan kendisi için sarfettiği yakışıksız sözlerden dolayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 1 milyon TL'lik manevi tazminat davası açtı.

Giriş Tarihi 23 Mayıs 2013, 00:00 Güncelleme 23 Mayıs 2013, 20:01

İÇİNDEKİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, kendisine hakaret ettiği iddiası ile tazminat davası açan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na o denli hakaret yapabilecek bir babayiğit karşımda görmüyorum". dedi.

Erdoğan, kazandığı tazminatlarla da Sultanahmet Meydanı'nda sucuk dağıtabileeği sinyalini verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'la Başbakanlık Merkez Bina'da görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazeteci Erdoğan'a, "Reyhanlı saldırısının ardından bir hacker grubu bir istihbarat raporunu sızdırdığını öne sürüyor ve bu raporda saldırının El Nusra adlı bir örgüt tarafından yapıldığı belirtiliyor. Bu yönde size ulaşan bir bilgi söz konusu mu?

İçişleri Bakanı ve AK Parti genel başkan yardımcısının açıklaması var." diye sordu. Ardından da Kemal Kılıçdaroğlu'na açılan tazminat davasına ilişkin bir soru yöneltti.

Erdoğan, ilk soruya cevaben, medyayı birlikte çalışmaya ve dikkatli olmaya çağırdı.

Erdoğan, "Bu hackerlar, buna benzer konular, istihbaratın güvenlik güçlerinin yakından ilgilendiği takip ettiği konular. Bu konularda da şu örgüt bu örgüt vesaire gibi yakıştırmaların nihai neticesi alınmadan açıklanması sadece bu örgütlerin propagandasına yarar. Yazılı ve görsel medya olarak lütfen bunlara iltifat etmeyin. Bunlar elinizde belgeler var olduğu zaman yazın çizin. Bu belgeler ortaya çıkana kadar lüzumsuz yere propagandasını yapıyorsunuz. Bu, farkında olmadan teröre, terör örgütlerine destektir. Bu desteği vermeyelim. Burada farklı bir sürecin içindeyiz ve sürecin içerisinde gerek Orta Doğu'da Suriye ile verdiğimiz mücadele gerek içeride mevcut gelişmeler bunlara yönelik adımları el birliği ile atmamız lazım. Burada güç birliğine şiddetle ihtiyacımız var. Dolayısıyla bunlara pek iltifat etmezsek isabetli olur diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na açılan tazminatla ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı: "Kendimi ana muhalefet genel başkanına muhatap olarak kabul etmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na o denli bir hakareti yapabilecek bir babayiğit karşımda göremiyorum. Onun için onlara gerekli olan cevabı hukuk devletinde avukatlarım gerekli şekilde veriyorlar. Tazminatsa tazminat. Bugüne kadar kazandığımız çok tazminatlar var. Kayseri Büyükşehir Belediye başkanım bu tazminatlarla biliyorsunuz sucuk festivallerinde halka sucuk dağıtarak geçekleştirdi. Ben de herhalde İstanbul'un Sultanahmet Meydanı'nda ya da daha uygun bir meydanda bunun değerlendirmesini yapacağız. Havuz dolsun biraz daha boşluk var. Onun dolmasını bekliyorum."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olması halinde özellikle Ortadoğu'daki sorunlara fiili olarak müdahale edebilecek bir ülke konumunda olabileceğini söyledi. AB'nin Ortadoğu Dörtlüsü'nün üyesi olmasına rağmen fiilen etkili bir AB üyesi ülke olmadığının altını çizen Erdoğan, "Burada eğer Türkiye böyle bir görevi üslenmiş olsaydı Ortadoğu'da fiilin bu işlere gerçekten müdahil olabilecek bu işleri yaşayan bu işlere çözüm üretebilen bir ülke konumunda Türkiye olabilirdi. Hele hele 76 milyon nüfusu ve şu anda geldiği ekonomik durumla çok daha farklı çözümler üretebilen, farklı bakış açıları üretebilen bir Türkiye AB'ye çok şey kazandırabilirdi." şeklinde konuştu.

Ortadoğu Dörtlüsü'nde AB, Birleşmiş Milletler, ABD ve Rusya bulunuyor. Daha önce de Filistinli eski bakan Samih el-Abed, İsrail-Filistin barış sürecinde görevli Ortadoğu Dörtlüsü'nün genişletilerek bölgeden Türkiye, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin de bu yapıda yer alması gerektiğini söylemişti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile Başbakanlık Merkez Bina'da görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Burada Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini değerlendiren Erdoğan, "Türkiye AB içerisinde yer almayı her ne kadar kendi menfaati için düşünüyorsa da aynı şekilde AB'ye getireceği kazanımlar sebebiyle de bunu düşünüyor. Türkiye yük olmaya değil yük almaya geliyor, böyle bir özelliğe sahip." ifadelerini kullandı.

Ayrıca Türkiye'nin 1,5 milyarlık İslam dünyası ile Avrupa Birliği arasında bir köprü olma özelliği bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, bir diğer özelliğinin de şu anda Avrupa'da 5 milyonu aşkın Türk olması olduğunu dile getirdi ve "Bu yönüyle de zaten AB içerisinde bulunan bir Türkiye var." dedi.

Erdoğan ayrıca AB üyesi bir Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkisinin de artacağına dikkat çekerek, "Bütün bunları aşarak bölgesel sorunlar noktasında da Türkiye'nin AB ile yapabileceği çok şey var. Quartet'in (Ortadoğu Dörtlüsü) içinde olan bir AB var ama Quartet'in içinde fiilien bulunabilen bir AB üyesi ülke yok. Burada eğer Türkiye böyle bir görevi üslenmiş olsaydı Ortadoğu'da fiilen bu işlere gerçekten müdahil olabilecek bu işleri yaşayan bu işlere çözüm üretebilen bir ülke konumunda olabilirdi. Hele hele 76 milyon nüfusu ve şu anda geldiği ekonomik durumla çok daha farklı çözümler üretebilen, farklı bakış açıları üretebilen bir Türkiye AB'ye çok şey kazandırabilirdi." diye kaydetti.

Türkiye'nin ekonomik gelişmelerinden ve bu yönde AB'ye üyeliği ile katkı sağlayacağından söz eden Erdoğan, "Türkiye izlemiş olduğu istikrarlı mali disiplini ve borç yönetimi ile son 10 yılda kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 74'ten yüzde 39'a düşürmüş olan bir ülke durumunda. Maastricht Kriterleri noktasında bunu başarıyla şu anda sürdüren bir ülke Türkiye. Bu yönüyle de bir cazibe oluşturuyor. Ve bunu büyük ölçüde karşılamış durumdayız." dedi.

Türkiye'nin 2023 itibari ile dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde olmayı hedefleyen bir ülke olduğunu söyleyen Erdoğan, "İnşallah o tarihte bugünkünden çok daha geniş yeni ve alternatif ihracat pazarlarına ulaşabilen bir Türkiye olacağız. Şu anda IMF ile borç ilişkilerini bitirmiş olan bir Türkiye var." diye ekledi.

Şu anda iki nükleer enerji santralinin adımlarını attıklarını da söyleyen Erdoğan, "Birincisinin adımı atıldı, ikincisinin de atılıyor. Üçüncüsünün de hazırlıklarını yapıyoruz. Bu konuda da arzumuz artık kendi enerji ihtiyacını kendi kaynaklarından karşılayabilen bir Türkiye'yi inşa etmek." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan son olarak "Bu ziyaret AB katılım sürecimiz kapsamındaki beklentilerimizi en üst düzeyde istişare ettiğimiz bir ziyaret oldu. En kısa zamanda Brüksel'de bir araya gelme umuduyla sözü kendilerine bırakıyorum." dedi.