Artık farklı bir Türkiye var

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Slovakya-Türkiye İş Forumu'nda konuştu. Başbakan Erdoğan, "Avrupa'daki popülaritesini dert edinen liderlere rağmen yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Giriş Tarihi 06 Şubat 2013, 00:00 Güncelleme 06 Şubat 2013, 21:27
Artık farklı bir Türkiye var

İÇİNDEKİLER

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği müzakerelerine ilişkin, ''Millet olarak çok büyük bir heyecanla çok büyük bir coşkuyla aynı zamanda da karalılıkla başladığımız müzakereler ne yazık ki Avrupa Birliği'nin önümüze çıkardığı yapay engellerle ilgili son derece yavaş ilerliyor. Önümüze çıkan engellerin teknik olmaktan öte siyasi engeller olması bu noktadaki şevkimizi de ciddi şekilde örseliyor'' dedi.

Slovakya-Türkiye İş Forumu'nda konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin 2005 yılında Avrupa ile katılım müzakerelerine başladığı anımsatarak, ''Türkiye Avrupa Birliği'ne müracaatı fiili olarak 1959 senesindedir ama resmi olarak 1963 senesindedir. Yani 50 yıl geçti, Avrupa Birliği'ne münacatımızın üzerinden. 50 yıldır Türkiye Avrupa Birliği kapısında bekletiliyor. Tabii biz bunu samimi bir duruş olarak görmüyoruz'' diye konuştu.
''Avrupa Birliği burada ahde vefa ilkelerini ayaklar altına almıştır. Avrupa Birliği müktesebatına uygun olarak harekat etmemektedir'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Bakınız Güney Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne almışlardır. Güney Kıbrıs'ın şu anda bulunduğu durumun Avrupa Birliği müktesebatıyla yakından uzaktan alakası yoktur. Olay tamamıyla ideolojiktir. Tamamıyla ideolojiktir. Çünkü böyle bir yaklaşım tarzı olmaz, yani bunu bir defa ortadan kaldırmak lazım'' değerlendirmesinde bulundu.

Annan planı çerçevesinde yapılan referandum görüşmelerine de değinen Erdoğan, imza aşamasında Yunanistan Başbakanı'nın erteleme talebini kabul etmediklerini ve verdikleri sözün arkasında durarak imzaların atıldığını anlattı.
Burada imzaların atılmasının ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde referanduma gidildiğini ve referandumda Kuzey Kıbrıs'ın Annan planına yüzde 60 ile 'evet' dediğini anlatan Erdoğan şöyle konuştu:
''Güney Kıbrıs yüzde 71 ile 'hayır' diyor. Ve hemen bunun ardından da mükafat olarak Güney Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne alıyorlar. Avrupa Birliğinde o zaman Verheugen de oradaydı. Kendileriyle bunları konuştuğumuz zaman bize söyledikleri 'hiç endişe etmeyin bu referandumun neticesi birçok şeyi neticelendirecektir' dedi. Hakikaten belirledi Güney Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne aldılar. Kuzey Kıbrıs'ı dışarda bıraktılar.
Şunu söylemem lazım: Bakınız şu anda dünyada Kıbrıs diye bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Devleti vardır. Niye yoktur? Çünkü arasından yeşil hattın geçtiği ve Birleşmiş Milletler güçlerinin orada olduğu bir yere siz Kıbrıs diyebilir misiniz? Çünkü Güney'de ayrı bir devlet yapılanması var yönetim yapılanması veya ne derseniz diyin Kuzey Kıbrıs'ta da bir devlet yapılanması var. Herkes tanımamış ve olabilir ama Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıdı. Ve şu an da İslam İşbirliği Teşkilatı'nda Kuzey Kıbrıs aynen Kofi Annan Planı'ndaki adıyla geçiyor. Kıbrıs Türk Devleti olarak. Bunlar bir şeyi ortaya koyuyor. Öyleyse ahde vefa dürüst olmak şart. Ve Biz Avrupa Birliği'ne yük olacak değil tam tersine Avrupa Birliği'nden yük alacak bur ülkeyiz. Zaten şu an Avrupa Birliği'ne kimlerin yük olduğu açıkça ortaya çıkmaya başladı. Sıkıntılar ortada ve bölgesel meselelerde üstlendiğimiz rol özellikle Arap uyanışı sürecindeki sağduyulu ve ılımlı yaklaşımlarımız Türkiye'nin Avrupa için önemini açıkça ortaya koyuyor. Bunun yanında özellikle küresel kriz karşısında Türk ekonomisinin ortaya koyduğu sağlam ve dirençli duruş, ekonomik gücümüzü ciddi şekilde sınavdan geçirdi. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu sınavdan başarıyla çıktık.''

Erdoğan, küresel finans krizinde Avrupadakiler dahil birçok ülkenin IMF ile standby anlaşmasına giderken, Türkiye'nin tam tersi olumlu bir performans sergilediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, 10 yıl önce görevi devraldıklarında IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borcu ödediklerini, IMF ile yeni standby anlaşması imzalamadıklarını ve IMF'ye 5 milyar dolar borç verme noktasına geldiklerini ifade etti.

"MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERMİYORUZ"
''Mali disiplinden, para politikalarından taviz vermiyoruz. Türkiye'yi istikrarla güvenle geleceğe taşıyoruz. Çok sağlam adımlarla son derece sağlıklı bir şekilde ilerliyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Avrupa'daki vizyon sahibi lider dostlarımız Türkiye'nin bu istikrarlı büyüyüşünü görüyor ve ciddi anlamda da destek oluyorlar. Tabii vizyondan uzak, kendi popülaritesini dert edinen liderler Türkiye'nin bu büyümesini bir faydaya çevirmek yerine önüne engeller çıkarmayı tercih ediyorlar. Biz önümüze çıkarılan tüm yapay engellere rağmen yürüyüşümüze devam edeceğiz. Avrupa Birliği, Türkiye'nin bu birikiminden istifade etmek isterse biz buna her zaman hazırız. Ancak bazı ülkelerin oldu bittilerine, zorlamalarına, popülist tavırlarına da açıkçası biz aldırmayacağız. Türkiye'yle iş yapan, açık söylüyorum: kazanır. Bugün de kazanır yarın da kazanır. 76 milyon nüfusuyla artık farklı bir pazar, farklı bir Türkiye var'' ifadesini kullandı.

Slovakya'nın Türkiye'ye yönelik dostane tutumunu da dikkatle izlediklerini ve destekleri için ayrıca teşekkür ettiğini dile getiren Erdoğan şunları kaydetti:
''İnşallah önümüzdeki dönemde de karşılıklı desteklerin artmasını, işbirliğinin artmasını, hem gidiş gelişlerin hem ekonomik hacmin çoğalmasını temenni ediyoruz. Ben bugün Bratislava'da gerek değerli mevkidaşımda gerek Cumhurbaşkanımızda gerek Meclis Başkanımızda bu iradeyi gördüm. Hepsinden öte bir dayanışma durumu gördüm. Gerçekten ülkemde koalisyonlar çok ciddi sıkıntılara neden olmuştur. Hele hele bir cumhurbaşkanı ile bakıyorsunuz ki siyasi parti liderleri arasında ayrı bir sıkıntı varsa bu da ayrı bir orada artık sizlere gerçekten ertelemeler zarar veriyor. Ama eğer hızlı gidebiliyorsanız mesafe alabiliyorsanız önünüzde engeller yok da süratle otobanda gidiyorsanız onun tadına doyum olmaz süratle de netice alırsınız ve o ülke sıçrar, o ülke uçar. Biz her zaman söylüyoruz, bizim uçmaya ihtiyacımız var. Çünkü yürüyerek muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamayız bunu başaracağız.

İş adamlarımızın da öteden beri sürdürdükleri ilişkileri güçlendirerek, bütün dostlarına iki ülkeye, iki ülkenin halklarına büyük imkanlar açacağını biliyorum. Bakın birde yüzde 55 oranlarında Avrupa'ya ihracatımız var. Ama son krizlerden sonra bu yüzde 30-35'e filan düştü. Ama iş adamlarımız, girişimcilerimiz ne yaptı? Avrupa Birliği'nde o ülkelerde bu sıkıntı doğarken, onlar Afrika'ya gitti, Latin Amerika'ya gitti. Afrika'da, göreve geldiğimizde bizim oraya ihracatımız 3 milyar dolarken, şu anda Afrika'ya bizim ihracatımız 20 milyar dolara çıktı. Bu açığı, ihracatımızı çeşitlendirmek suretiyle kapatmış olduk. Bundan sonra bunları niçin Türk ve Slovak iş adamları birlikte yapamasınlar? Beraber de yapabilirler. Beraber farklı ülkelere aynı şekilde bu ihracatı gerçekleştirebilirler.''

"BRATİSLAVA'DA ŞEHİTLERİMİZE BİR KABRİSTAN YAPILSIN İSTİYORUZ"Slovakya'dan 100 bini aşkın turistin Türkiye'ye geldiğini belirten Erdoğan, ''Biliyorsunuz bizim buralarda şehitlerimiz var. 21 şehidimizin kabrine ulaşıldı. Bratislava'da onlara bir kabristan yapılsın istiyoruz ve Sayın Başbakana bu talebimizi ilettim. kendileri de hemen gerekli talimatı, gerekli olan bakanına verdi ve büyükelçimiz de bunu takip etmek suretiyle en kısa zamanda inşallah bu kabristanımız burada bir şehitlik olarak tesis edilecek ve böylece inanıyorum ki Türkiye'den buraya gelecek turist sayısında çok daha farklı, çok daha ciddi bir artış olacaktır'' diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasının sonunda iş forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

İş Forumu'nda Slovak Başbakanı Robert Fico'nun yanı sıra Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala da katıldı.