Partisinin Genişletiliş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Kendisinin Rize'deki Üniversite açılışı sırasında yaptığı konuşmada çocukluk yıllarında yaşadıklarını anlattığını söyleyen Erdoğan, "CHP Genel Başkanı nedense bundan rahatsız olmuş diyerek, "Belli ki Rizeli çocukların, Türkiye çocuklarının o çilesinin, o yoksulluğun, yoksunluğunun sebebinin CHP olduğunu biliyor ve bundan alınganlık gösteriyor diye konuştu.
"60 yıl öncesi anlatılınca bunu kendisi patolojik vaka olarak değerlendiriyor. Patolojik vaka, çocukluğundan bahsetmek değildir, anne babayı yad etmek değildir. Patolojik vaka, kendi geçmişinden bahsedememektir diyen Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
"O konuya hiç ama hiç girememektir. Dikkat edin CHP Genel Başkanı ne kendi kişisel tarihini ne de CHP'nin tarihin konuşamaz. Zira her ikisinde de Dersim var, her ikisinde de Dersim'le yüzleşmek zorunda. Zalim CHP ile mazlum Dersim arasında bir tercih yapmak zorunda ama bunu yapamıyor. İşte asıl patolojik vaka budur. CHP Genel Başkanı Dersim ile CHP arasında bir reddi miras tercihi yapmak zorunda kalmış, ve Dersimi reddetmiştir, onun üzerini örtmüştür, onu unutmuştur. Ama onunla da devamlı geçinmektedir."
"CHP LİDERİ DERSİM'İN ÜZERİNE ÖRTMEYİ TERCİH ETTİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim üzerinden CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenirken, Seyid Rıza üzerinden de örnek verdi. Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"Seyid Rıza idamından 70 yıl sonra bile hatırlanırken, o dönem zalimlerle işbirliği yapan Seyid Rıza'nın kardeşinin oğlunu hiç kimse hatırlamıyor. İsmini hiç kimse bile bilmiyor. CHP Genel Başkanı bir Seyid Rıza olmak yerine, Seyid Rıza'nın en azından izinden gitmek yerine işte o işbirlikçilerle hareket etmeyi, Dersim'in üzerini örtmeyi tercih etmiştir. Ortada bir patolojik vaka varsa işte o da budur.
Biz asla ve asla böyle bir köksüzlük içinde değiliz. Hatasıyla, sevabıyla Selçuklu'dan bugüne kadar biz tarihimize, ecdadımıza sahip çıkarız. Hatalarımızla yüzleşir, sevaplarımızla da iftihar ederiz. İşte bu hareketin CHP'den ayrıldığı en temel fark budur. Onlar 50 yıl, 60 yıl öncesini konuşmayı patolojik vaka olarak görürken biz 1071 ruhunu 2071'e taşımanın azmi ve gayreti içindeyiz. Farkımız budur."
"15 MİLYONLUK ŞEHRİN MEYDANI YOK"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde İstanbul Taksim'deki çalışmaları da değerlendirdi. Erdoğan, burada yürütülen çalışmalarda kendilerinin karşısına ilk dikilen CHP olduğunu söyleyerek, "Oraya, o tarihi eserin, Taksim Kışlası'nı aslına uygun olarak yeniden inşa etme olayı beyefendileri rahatsız etti. Hemen o zihniyetin kalemşörleri de yazmaya başladılar. Ne yazarsanız yazın, biz Taksim'i tekrar tarihiyle, tekrar ruhuyla buluşturuyoruz, buluşturacağız diye konuştu.
"Türkiye'nin her yerinde tarih ile modernli, birbirine zarar vermeyecek şekilde, birbirine paralel şekilde inşa etmenin, imar etmenin mücadelesi içindeyiz diyen Başbakan Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz, Taksim meydanında trafiğin alta alınması bile beyefendileri rahatsız ediyor. Adı meydansa bunu meydan gibi yaşamanın ve yaşatmanın adımlarını atıyoruz. Artık iki asır öncesinin Taksim meydanı yok. Ve bugün 15 milyonluk bir şehrin bir meydanı yok. Ve bunu tarihten aldığımız hazla, güçle en azından bu adımı atarak, trafiği yer altına almak suretiyle hiç olmazsa Taksim meydanı Taksim meydanı olarak ortaya çıksın. Bu arzuyla bunu yapıyoruz şeklinde konuştu.
"DOĞU'NUN ŞEHİRLERİ O HEYKELİ PARAMPARÇA EDECEK KUDRETE SAHİP"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a cevap verdi. Erdoğan, Demirtaş'ın "Öcalan'ın heykelini dikeceğiz şeklindeki açıklamalarına tepki göstererek şunları söyledi:
"BDP'nin Eşbaşkanı çıktı bölücü başının heykelini dikeceklerini söylüyor. İşte bunlar sadece böyle beton dökerler. Beton dökerler. Kalp taştan olunca ruhta işte böyle beton hayal ediyor. Dünyanın her yerinde diktatörlerin heykelleri yıkılırken bunların aklı sadece heykel dikmeye yetiyor. BDP, Doğu'nun, Güneydoğu'nun CHP'si olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Baskı yapmada CHP'den hiç farkları yok, susturmada CHP'den hiç farkları yok, öldürmede, sindirmede CHP'den farkları yok. Tarihi bir tespitle bunları söylüyorum.
Farklılıklara, farklılıklara tahammülsüzlükte, tek tip insan özeninde CHP'den hiçbir farkları yok. İşte şimdi heykel olayına da girdiler, fark tamamen ortadan kalktı.
Diyarbakır, Hakkari, Batman, Van pislik içinde yüzüyor, sokaklardan kanalizasyon akıyor bunlar bölücü başının heykelini dikmekten bahsediyor. İşte şimdi tam CHP oldunuz, şimdi hiçbir farkınız kalmadı. Kusura bakmayın bu millet yeni bir CHP zulmüne, yeni bir faşizm dalgasına asla ve asla geçit vermez. Saddam'ın, Stelin'in, Lenin'in, Esed'in heykelleri tek tek yıkılıyor. Hiç merak etmeyin bunların heykelleri bu topraklarda kendilerine kaide bile bulamaz. Her biri birer medeniyet şehri, her biri birer tarih şehri olan Doğu'nun, Güneydoğu'nun şehirlerindeki o manevi atmosfer bunların hayallerindeki o heykeli daha yapılmadan paramparça edecek güce, kudrete sahiptir."
"TÜRKİYE'Yİ BÖLME GİRİŞİMİ OLURSA MHP'DEN ÖNCE SAVUNURUZ"
Başbakan Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'ndan geçen Büyükşehir Belediye Yasası'na MHP ve BDP'nin de karşı çıktığını söyleyerek, "CHP her zaman olduğu gibi ne olduğunu anlamadan, bilmeden bu yasaya karşı çıktı dedi.
Kürsü işgallerine rağmen yasanın Genel Kurul'dan geçtiğini söyleyen Erdoğan, 2004 yılında Meclis'ten geçen Yerel Yönetimler Reformu'nun da Türkiye'yi böleceğinin muhalefet tarafından iddia edildiğini hatırlattı.
"Peki ne oldu, aradan 8 yıl geçti hangi öngörüleri, hangi iddiaları gerçek çıktı? Bölündü mü Türkiye? diye soran Başbakan Erdoğan, "Şimdi ne oldu biliyor musunuz, şimdi MHP'liler CHP'liler sıraya girdiler. Kendi illeri için de kalkınma ajansı istemeye başladılar. O kadar büyük bir korku, o kadar büyük bir paranoya içindeler ki, atılan her adımın, yapılan her reformun Türkiye'yi böleceğine inanıyorlar. Niye bu adımı çünkü AK Parti iktidara atıyor, onun için. Bunların kendilerine güveni yok, özgüvenleri yok diye konuştu.
MHP'lilere seslenen Başbakan Erdoğan, "MHP'liler hiç endişe etmesinler. Türkiye'yi bölmeye yönelik bir girişim olursa, biz onun karşısında sizden çok, çok daha önce dururuz. Ve sapa sağlam dururuz" dedi.
