Grizu bu kez affetmedi

Madende can veren Karaca'nın babası da bir zamanlar ölümle burun buruna gelmiş bir madenciydi Oğlu bu mesleği seçmesin diye yıllarca uğraştıysa da evladını karanlık kuyuların yolundan döndüremedi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 13 Aralık 2009 Güncelleme 13 Aralık 2009, 00:00
Grizu bu kez affetmedi

İÇİNDEKİLER

Hazreti Yusuf yıllarını geçirdi atıldığı o kuyuda. Sabrın sonu selamet oldu, çıktı o kuyudan Yusuf. Gidip sultan oldu koca diyarlara. Hazreti Yusuf gibi, adaşı Yusuf Karaca da karanlık bir kuyunun dip köşesinde 3 gündür.
Madene indi, dehlizlerde yürüdü ve bir anda patlayan gazla canını yitirdi madenci Yusuf. Şimdi de bir türlü ulaşılamayan bir ceset olarak o kuytu kuyunun derinliğinde emek yoldaşlarıyla birlikte yatıyor hala.
Ölüye sabır gerekmiyor elbet. Lakin geride kalmışlarına Hazreti Yusuf sabrı gerekiyor ki dayanalar bu sızıya.
Bu hafta 'kısa bir MOLA' veriyorum. Çünkü zaten sözün bittiği yerde, şehit madenci Yusuf Karaca'nın evindeyim. İşte Yusufgilin geriye kalanlarıyla, eşi, kızı ve ana babasıyla konuştuklarımız.

İSYANIMIZ VAR
- Ne diyeyim, ne söyleyeyim bilemiyorum. Allah dayanma kudreti versin hepinize.
- Ah be Savaş Abi. Hep seyrederdik senin programlarını.
Felakete uğrayanları yayınlardın bazen. Tahtalara vururduk şeytan kulağına kurşun diye. Allah'ım bize gösterme böyle acılar derdik ama bak buradasın, acımıza ortaksın
- Keşke güzel günlerde konuk olabilseydim, mukadderat işte
- Mukadderat ama yanlışlar da çok be abi. Allah'ın aldığı cana boyun eğer, kader dersin ama o maden ocağını düzeltmeyen, denetlemeyen, ölüm kuyusuna çeviren zihniyete isyan ediyoruz
- Başka madenci var mı ailede?
- Var ya, bak hacı babası dedem yani emekli madenci.
Konuşsana dede, anlatsana - Ne konuşayım be evladım. 27 senem geçti benim de o kuyularda.
Pehlivan Hasan derlerdi bana. Tek başıma 3 kişinin işini görürdüm o vakitler.
Zordu, meşakkatliydi. Kaç defa göçük oldu, gaz patladı bizim oralarda da.
- Neden madenci yaptın oğlunu madem bu kadar zor?
- Hiç istemedim biliyor musun? İnşaatlarda çalışırdı Yusuf'um. Bir sigortası olsun, emekliliği olsun isterdi. Yapma etme dedim ama girdi madene.
- İhmal büyük diyorlar. Sen anlarsın değil mi?
- Gündüz vardiyasında mühendis girip gaz ölçmüş.
Ama bunlarınkine girmemiş.
Gaz dediğin anında dolar galerilere. Her vardiyada ölçüm yapmak gerek. Miden bulanırsa, baş ağrısı, takatsizlik başlarsa atmalısın kendini dışarı.
- O dediğin belirtiler olmamış mıdır peki?
- Olmuşsa da korkudan ses edememişlerdir. İşi bırakıp çıkarlarsa bin türlü azar işitiyorlardı çünkü.
Yövmiyeleri kesiliyordu. "Atarız tutarız!" diye tehdit ediyorlardı onları.
- Ne olacak şimdi geride kalanlar?

İÇİM PARÇA PARÇA

Eşi Ümmühan yanıtlıyor bunu da - İçim paramparça.
- Oğlun askerdeymiş. Gelince madene girecekmiş diyorlar
- Kararı öyleydi ama önüne yatarım durdururum artık. Benim de cenazemi görüp çiğnemeden madene göndermem evladımı. Verecek canımız yok artık o karalık kuyulara.