Sonunda oldu işte! MİLGEM

İçinde 200 yıllık Denizcilik Lisesi'nin bulunduğu Heybeliada, bahriyeli subayların gönlünde ayrı bir yer tutar. MİLGEM'in ilk meyvesi olan 99x15 metrelik korvete bu yüzden 'uğurlu başlangıç' dilekleriyle 'Heybeliada' ismi verildi.

Giriş Tarihi 08 Ekim 2015, 00:00 Güncelleme 08 Ekim 2015, 19:28
Sonunda oldu işte! MİLGEM

İÇİNDEKİLER

Pendik'teki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı İstanbul Tersanesi'nde 2005 yılında ilk kaynağı vurulan TCG Heybeliada, Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren Preveze Deniz Zaferi'nin 470'inci yıldönümünde, 27 Eylül 2008 tarihinde suya indirildi. Bu tarihten itibaren, hizmete girdiği 2011'e kadar 3 yıl boyunca gemiye ASELSAN, HAVELSAN, TÜBİTAK, üniversiteler ve yerli sanayiden birçok firmanın ürettiği donanım monte edildi, sistem entegrasyonları yapıldı.

YÜZLERCE TESTTEN BAŞARIYLA GEÇTİ
Her birimde yüzlerce ayrı testten başarıyla geçen Heybeliada, 2 bin 300 ton ağırlığıyla su üstünde 55 km hıza ulaşmasına rağmen bir o kadar da sessiz ilerlemeyi başarıyor. 'F511' kodu verilen korvet sınıfı savaş gemisinin en önemli özelliği şüphesiz, radarda çok küçük bir iz bırakması, bazen de radara hiç yakalanmıyor olması... Yani bu bir 'hayalet gemi'. Heybeliada'nın, oldukça düşük sualtı gürültü seviyesi ile de dünyadaki bütün rakipleriyle boy ölçüşebileceği belirtiliyor. Bu geminin yapımıyla birlikte Türkiye, kendi savaş gemisini tasarlayıp üretebilen 10 ülke arasında yerini aldı.

GİT GEL CEBELİTARIK
İhtiyaç duyduğu 30 mW'lık elektrik gücünü 2 dizel 1 de gaz türbini ile elde eden 43 beygir gücündeki gemi öylesine etkili bir performansa sahip ki, İstanbul'dan denize açılıp lojistik desteğe ihtiyaç duymaksızın Cebelitarık Boğazı'na dek gidip geri gelebiliyor. Bir helikopter pistine, hava araçları için asansör sistemli hangara, aynı anda 100 personelin barınabileceği imkana sahip Heybeliada, gelişmiş hedef arama ve takip sistemleri, güdümlü mermi ve top sistemlerinin yanında, gemisavar füzeleri ve denizaltılara yönelik torpidolarla da teçhiz edildi.

KENDİN YAPMAZSAN PARANLA BİLE ALAMAZSIN

1914 yılında satın aldığımız 2 savaş gemisini, parasını ödememize rağmen vermeyen İngiltere'yi üzen gelişme, biraz gecikmeyle de olsa, yaklaşık bir asır sonra yaşandı. Türkiye kendi savaş gemisini kendi tersanesinde kızaktan indirdi. Savaş gemisi üretmek için yüzyıllardır batıya muhtaç durumda olan Türkiye, 'MİLGEM' olarak kodlanan Milli Gemi Projesi ile bir zinciri daha kırmayı başardı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ilk olarak 1996 yılında projelendirdiği çalışmaya göre, 2008'e kadar 12 adet fırkateyn üretilmesi öngörülüyordu. Ancak sonraki yıllarda gerek ekonomik krizler, gerekse de yönetim zaafiyetleri, denizlerdeki bu parlak hayalin ertelenmesine yol açtı.