Özal istifa etti

Ulusu hükümetinden istifa eden Turgut Özal, ABD'ye gitti ve Dünya Bankası'nda çalışmaya başladı İyi bir çevre yapan Özal, Türkiye'ye döndü ve parti kuracağını Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e söyledi

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Eylül 2010 Güncelleme 13 Ekim 2010, 11:03
Özal istifa etti

İÇİNDEKİLER

Darbe öncesi, Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal ve Maliye Bakanlığı Hazine Genel sekreteri Kaya Erdem, çok yakın çalışıyorlardı. Darbe hükümetinde Özal Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı, Kaya Erdem de Maliye Bakanı olarak yakın çalışmalarını devam ettirdiler. 4 Ocak kararlarının gereği olarak serbest piyasa düzenine geçişi düzene soktular. Yaptıkları işlerden birisi de faizlerin serbest bırakılması şeklinde oldu. Daha hızlı bir sermaye birikiminin sağlanması için serbest bırakılan faizler ve devreye sokulan yeni bazı ekonomik politikalar sonucunda Türkiye'deki banker sayısında bir patlama meydana gelecek ve bankalar büyük ölçüde bu bankerler aracılığıyla halktan para toplamaya başlayacaktı.

BANKER KASTELLİ KAÇTI
O dönemde Türkiye'deki 38 bankanın 31'i bu bankerler aracılığıyla mevduat sertifikası pazarlıyor ve böylece mali sisteme yeni kaynak bulunmuş oluyordu. Turgut Özal-Kaya Erdem ikilisi , "serbest piyasa" mantığına uygun olarak işi yürütüyorlardı. Bunun sonucu olarak, enflasyon yüzde 30'a çekilmiş, yüzde 4,4 büyüme hızına ulaşılmış, sanayi ürünleri ihracatında yüzde 120 oranında artış sağlanmıştı. 1981 sonbaharında bankerler sıkıntılı dönemin işaretlerini vermeye başladı. "Banker Kastelli" adıyla tanınan Cevher Özden piyasanın en büyüğü idi ve 150 milyar lirayı aşan paranın yaklaşık 100 milyarını toplamıştı. Özal, tehlikeyi görünce, riskleri ve potansiyel hasarı denetim altına almak için hazırlanan önlemler ve bankaların mevduat sertifikası satışına getiren sınırlamalar Banker Kastelli'nin sonunu da hazırlamıştı.
Hisarbank'ın ve İstanbul Bankası'nın sertifikalarını satmaktan başka bir yolu kalmayan Kastelli'ye adeta son darbe 18 Haziran 1982'de indirilmiş oldu. İsviçre'ye kaçan Kastelli geri gelmedi. Yıllar sonra Türkiye'ye döndüğünde tutuklandı, yeni ikamet adresi Bayrampaşa Cezaevi oldu.

Kastelli'nin ardından Hisarbank ve İstanbul Bankası battı. Maliye Bakanı Kaya Erdem hemen istifa etmeye kalkışacak ancak Turgut Özal engelleyecekti. Özal tedbirleri uygulanırken, iki kader arkadaşı aradan bir ay geçtikten sonra, 13 Temmuz 1982'de beraberce istifa ettiler. 12 Mart 1971'de Komutanların muhtıra vermesi üzerine Demirel hükümeti istifa etmiş, Özal da DPT Müsteşarlığından ayrılmıştır. Özal, daha önce birkaç kez gittiği Amerika'da çevre ve bazı dostlar edinmiştir. İstifa edince, Dünya Bankası'nda çalışmaya başladı ve 5 yılda camiada tecrübe kazandı. Yurt dışındaki kurumların Türkiye'ye bakışlarının nasıl olduğunu da bu dönemde gözledi.

Bu arada, Türkiye'ye uygulanan silah ambargosunun kaldırılması için Amerikan Kongresi nezdinde gösterdiği gayretler çerçevesinde Jak Kamhi ve Fred Burla'nın yaptığı çalışmalara Özal destek verdi. 500.
Yıl Vakfı'nın, Türk dış politikasına, yürüttüğü uluslararası halkla ilişkiler kampanyasıyla yaptığı katkı takdire değer bulunmaktadır. Rahmetli Turgut Özal-Jak Kamhi dostluğu, Amerika nezdinde önemli noktalarla temas kurmasını sağlar.

Sabancı Holding'de Genel Koordinatör olarak çalıştığı dönemde, rahmetli Sakıp Sabancı'nın yakın dostluğu görür. Bu dostluğun yurtdışında sağlam ilişkiler kurmasına faydalı olduğunu söyleyebiliriz.
1983'ün başlarında Amerika'da lobi faaliyetlerine katılan Özal, dönüşünde Evren'i ziyaret etti "Amerika'da düşündüm; eski partilerle hiç ilgisi olmayacak, eskilerin devamı olmayacak, yeni bir parti kurmayı düşünüyorum. tek endişem kuracağım partiye izin çıkmamasıdır'dedi. Evren, "Hayır, yok; isterseniz parti kurabilirsiniz" cevabını aldı. Kenan Paşa laf arasında "Sunalp de bir parti kuruyor niye birlikte çalışmıyorsunuz" diye sorar. Özal,"ikinci, üçüncü adam olarak belirli işler yapmam mümkün olmadığı için, kendi programımı kendim yapacağım" cevabını verdi.

Evren'den güvence almış olmasına rağmen, Özal; seçime sokulacağından pek emin değildir. 12 Eylül'cülerin, iki partili sistemden yana oldukları, onlara göre, biri sağda diğeri solda olmak üzere iki partinin yeterli olduğu fısıltıları uçurulmaya başlanır. Askerlerin bu niyetini bilen Özal, veto barajını aşıp aşamayacağını, partisinin seçime sokulup sokulmayacağını düşünürken, bir yandan da, Batı'nın kendisini iyi tanımasını ve 12 Eylül döneminde başbakan yardımcılığı yapmış olmasını önemli bir avantaj gibi görmektedir.

Hatta o günlerde kendisini ziyarete gelen önemli konuklarına "Dışarıda itibarım var. Veto ederlerse onların durumu sarsılır" der. Nato komutanlarından Orgeneral Haig, Evren'e, Amerika'nın Özal'ın partisine sempati duyduğunu, konseyin okeyinden geçmesini beklediklerini söyler.
Evren'in bir ara, "Biliyorsunuz hakkında banker dosyası var" demesi üzerine, General Haig'in. 'O bir kaza idi geçti gitti yardımcısını yalnız bırakmamak içindi' demesi, Amerika'nın pozisyonunu gösterir. Turgut Özal Partisi'ni kurar. Kurucu listeleri görüşülürken Milli Güvenlik konsey'inde bazı tartışmaların yapıldığı sonradan ortaya çıkar. MGK'nın iki üyesi, Özal ve çekirdek kadroyu veto etme yönünde görüş açıkladığı, diğer iki üye Özal lehinde bulunduğu anlaşılır. Özal'ın kaderini Kenan Evren belirler. Karar üçte iki olarak Özal'ın lehine ortaya çıkar. Özal'ın kaderi belirlenir.