Tarihi 4 Şubat 2022

Hakikatle Kavgalı Kitle

Muhalefet siyaseti çığırından çıkarmak için yoğun bir çabasına devam ediyor. Küfürler, el hareketleri, gazeteci dövdürmeler, kamu kurumlarına baskın yapma girişimleri, halkı önemsemeyen milli ve manevi değerleri ayaklar altına alan açıklamalar… Bunları bir süredir yapıyorlar ve maalesef bu türden gereksiz davranışlar bir dereceye kadar kanıksandı.

Bu kirli siyaseti yürütmek için hakikat zaten ayaklar altına alınıyor. Bakınız; CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son iftiraları. Önce birbirinden içerik ve kapsam olarak farklı olan iki ihaleyi sanki aynı işmiş gibi gösterdi. İlkinin ucuz olduğunu, ucuz olanın iptal edildiğini, iki yıl sonra ise ikinci ihalenin çok yüksek bedelle yapıldığını söyledi. Tüm bu işlemlerin ise Cumhurbaşkanı'nın imzası ile yapıldığını iddia etti. "Tek adam yönetimi" yani cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olursa yolsuzluk olur" diyebilmek için tamamen kurmaca bir hikaye anlattı.

Ancak siyasetten, kamu yönetiminden, idareden azıcık da olsa anlayanlar "Cumhurbaşkanı imzası ile ihale mi olur?" sorusunu yöneltince, partisinin grup toplantısında "ben ihale cumhurbaşkanının imzası ile yapıldı demedim ki" diyerek çark etmek zorunda kaldı. Fakat ve maalesef bu basit bir çark değil. Muhalefet namına her şeye inanmaya hazır bekleyen bir kitleye bugün bir yalanı, ertesi gün ise başka bir yalanı söylemek çabası. Çünkü kitle sadece muhalefet namına bir şeyler duymak istiyor. Saçma, komik, absürt, mantıksız, yalan, yanlış veya abartı olması umurunda değil. Yeter ki olsun, şimdi olsun, hemen olsun, sürekli olsun, her zaman olsun, aralıksız olsun. Söz gelimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dolunaylarda kurt adama dönüşüp insan kanı ile beslendiğini bile duymak ister. Önemli olan inandırıcılık ya da gerçeklik değil karşıtlık hatta düşmanlık barındırması.

Hakikati siyaset için bu kadar eğip bükmenin ise siyasetin dışında sonuçları olacaktır ve maalesef var. İşte karşımızda hakikatle hiçbir bağı kalmamış bir kitle. Sorunun büyüğü ise burada. Cumhurbaşkanı'nı değiştirmek hatta parlamenter sisteme dönmek teorik olarak bugün ya da yarın gerçekleşebilecek bir mesele. Seçmenin iradesine bakar. Seçmen bu yönde irade gösterirse ilk seçimde olur. Göstermezse hiçbir zaman olmaz. Ama hakikat ile bağı kopmuş bir kitlenin rehabilitasyonu nasıl gerçekleşecek? Muhalefetin yapıp ettiklerinin esas zararı da burada!