Tarihi 7 Eylül 2020

Yeşillik siyaseti

Batı dünyasında hepimizi derinden yaralayan, sinirlendiren ve aklımızı yitirecek kadar öfkelendiren İslam düşmanı bir anlayış var. Gün geçmiyor ki İslam dininin kutsallarına, mukaddes kitabımıza ve gözümüzün nuru İslam peygamberine bir saldırı hadsizliği yaşanmasın. Son örnek Fransız Carlie Hebdo dergisinin Hazreti Peygambere hakaret içeren karikatürleri tekrar yayınlaması oldu.
Şüphesiz karikatürlerin tekrar yayınlanması Türkiye ile Fransa'nın Doğu Akdeniz'de yaşadığı gerilimle, daha doğrusu Fransa'nın üzerine vazife değilken Doğu Akdeniz'e burnunu sokmasıyla ilişkili.
Meselenin bir de Türkiye iç siyasetini ilgilendiren boyutu var. Bir sosyal medya kullanıcısı söz konusu karikatürleri eleştirdiğinde, Deva Partisi kurucularından Deniz Karakullukçu 'İfade özgürlüğü sınırlandırılamaz, eğilip bükülemez' diyerek itiraz ediyor. Karakullukçu'nun Hazreti Peygambere edilen hadsiz ifadeleri savunacağını zannetmem. Yapmaya çalıştığı şey kendi aklınca ve yetersiz siyaset tecrübesine göre muhaliflik.
Dünyaya, hayata ve siyasete yüzeysel bir ikili karşıtlık üzerinden bakan bu tutumu tanıyoruz. Uzun uzadıya bir kavrayış, detaylı bir biliş, sağlam bir tecrübe sahibi değil. Karakullukçu bir örnek ama meselenin hemen her yönünü temsil eden bir örnek.
Mesela bayraktarlığını yaptığı konuyu bile bilmiyor. Toplumsal haklar ve ödevler konusunda iki kitap karıştırmış olsa böyle konuşmayacak. İfade özgürlüğünün mutlak olmadığını pekala toplumsal menfaatler için eğilip büküldüğünü bilecek.
Maalesef bilmelerine gerek olduğunu düşünmüyor ve fark etmiyorlar. Muhalif olmak yeterli. Karşı tarafa geçmiş olmak başlı başına haklılık sağlıyor. Muhalif profilin dünyası da zaten çift kutuplu; bir tarafta dostlar var, diğer tarafta düşmanlar.
Eğer dostlarının arasında yer aldığını düşünüyorsan her şeyi meşrulaştırabilir, her şeyi savunabilirsin. Zaten karşıda yer alan her şey de kötü. Böyle siyaset olur mu demeyin. Yeşillik olsun diye yapılınca böyle oluyor.