Tarihi 12 Nisan 2019

Yavuz hırsız adalet dersi veriyor

ATALAR o meşhur sözü sanki bugün için söylemişler. Tam anlamı ile yavuz hırsızın ev sahibini bastırmaya çalıştığı günleri yaşıyoruz.
İstanbul seçiminden bahsediyorum.
Yavuz hırsızın şu an kimliğini net olarak bilmiyoruz. Adını, sanını henüz koyamadık ama tarif edebiliyoruz.
Kimlerle düşüp kalktıklarını, ne iş tuttuklarını, kimin ekmeğini yiyip kimin kılıcını salladıklarını az çok kestirebiliyoruz.
Ev sahibi ise millet oluyor. Seçim günü sandığa gidip oyunu kullanan, şehrini yönetecek belediye başkanını seçmek için iradesini ortaya koyan millet. Bakmayın vitrinde AK Parti'nin olduğuna, AK Parti sadece kendi oyunun peşine düşmüyor.
Milletin oyunun, milletin iradesinin, milletin kararının peşine düşüyor.
Mesele ne üç-beş oy meselesidir, ne de mazbatayı kimin alıp koltuğa oturacağı meselesidir.
Kavgasını verdiğimiz şey milli irade ve egemenliğin kime ait olduğu. Sandığa girenin, girdiği gibi sandıktan çıkma meselesi.
Ne diyor AK Parti bize?
Diyor ki "Bu seçimde İstanbul'da kullanılan ama geçersiz diye bir kenara ayrılan 320 bin oy var ya, orada haksızlık yapıldı" Bakalım doğruyu söylüyor mu?
320 bin oyu açıp bakıyoruz, aradaki fark 30 binden 14 bine düşüyor. Yani 16 bin AK Parti oyu, sapasağlam, helal oy ayıplı sayılmış, geçersizdir denmiş. AK Parti ile CHP'nin aldığı oy birbirine neredeyse eşit. Oylar eşit olduğuna göre geçersiz oyların da eşit olması veya birbirine yakın olması gerekir. Ama AK Parti'nin 10 oyu geçersiz diye bir kenara ayrılmışsa, CHP'nin 1 oyuna geçersiz denilmiş. Birileri göz göre milletin sandığa attığı oyu geçersiz diye kenara ayırmış, milli iradeyi çalmış.
Şimdi yavuz hırsızlar bize diyor ki; "Geçersiz oyları saydık, sonuç değişmedi. Artık daha fazla bu işi kurcalamayın, peşini bırakın. Önde olan adayın mazbatasını verin. Çünkü geçerli oylara göre seçimi o kazandı." İyi de aklımın almadığı bir şey var.
16 bin oyu geçersiz diyerek, tutanak hilesi yaparak çalan hırsızlara geride kalan oylar için neden itibar edelim?
Geçersiz diye kenara ayırdıkları oylarda hile yapan kişilerin geçerli oyların sonucu diye açıkladığına neden inanalım?
İnanmıyoruz tabii ki! Peki inanmıyoruz da ne yapıyoruz?
Yakıyor muyuz, yıkıyor muyuz, cam çerçeve mi indiriyoruz, Gezi eşkıyaları gibi otobüs yakıp dükkan mı yağmalıyoruz? Hayır, sadece efendi efendi kanun nizam içerisinde itiraz ediyoruz. Ama yok, itiraz etmesen iyi olur diyorlar. İtiraz ettiğimiz için bizi suçlu çıkartıyorlar. Tarih böyle yavuz hırsız gördü mü acaba?
Sonra bir de Büyükçekmece hikayesi var. İstanbul'da fark 14 bin, Büyükçekmece'de 4 bin ama Büyükçekmece'de usulsüz yazılan seçmen adedi 21 bin. Bir kişi tutuklanmış, CHP'li belediye başkanının ve yardımcılarının da ifadesi isteniyor. Daha bu işin Maltepe'si var, Ataşehir'i var. Devlet memuru olmayan sandık başkanı ve üyesi var. Devlet memuru olduğu halde sandık görevlisi olamayacak askerin, polisin, zabıtanın oy saydığı sandıklar var. Berber var, ziraatçi var, veteriner var, bilgi işlemci var... Hepsi var ama kanunun sağladığı şartları sağlayan devlet memuru sandık başkanı yok.
Ama AK Parti oylara itiraz etmesin öyle mi?
Seçim yenilenirse kaos çıkar öyle mi?
Gerilim olur öyle mi?
Adalet duygusu zedelenir öyle mi?
Sandıklara hile karıştıran, oyları çalan, boğazına kadar yalan dolana batan, dolap çeviren yavuz hırsızlar ev sahibine adalet dersi veriyor!
Tam yavuz hırsız işi!