Tarihi 15 Şubat 2018

Buna inanan ona da inandı

Muhalefeti anlarım, yandaşlığı anlarım, medyayı siyasi bir silah olarak kullanmayı da anlarım ama kepazeliğin açıklaması yok. Geçtiğimiz gün Cumhuriyet gazetesinde yer alan "3. Havalimanı Mezarlık gibi" başlıklı haberden bahsediyorum. Masa başından kalkmadan, hiç yaşanmamış bir olayın "muhabir"in hayal gücüyle haber haline getirmesi maalesef Cumhuriyet gazetesi için yabancısı olduğumuz bir durum değil. Ancak önceki örneklerde bir gerçeklik kaygısı olurdu. Haberi yazan kişi okuyucuyu haberin doğruluğuna inandırmaya çalışırdı. Anlaşılan Cumhuriyet artık bu kaygıları da bir tarafa bırakmış.
Habere göre üçüncü havalimanı inşaatında şimdiye kadar 400 işçi ölmüş.
Ancak işçilerin ailesine verilen paralar ve yapılan baskılar nedeniyle işçi ölümleri medyaya yansımıyormuş. Cumhuriyet gazetesi sayı saymasını bilmiyor galiba. Bir, iki, üç, dört, beş,..., on,..., yirmi, ..., elli, ...., yüz değil tam dört yüz kişi. Rakamla 400! 2017 yılında Türkiye'de onlarca gazete ve televizyon varken, karı koca kavgalarından pazar kahvaltılarına kadar her şey sosyal medyadan paylaşılırken dört yüz kişinin ölümünün medyadan saklanabileceğine inanmamızı bekliyorlar. Biz inanmayız da, Erdoğan karşıtlığı ile beyinlerini uyuşturdukları okur kitlesi inanıyor anlaşılan.

BİTMEDİ DAHASI VAR...
Mantıksızlık, akıldışılık diz boyunu geçmiş boğaza kadar. Mesela her biri 3.5 ton olan üç tane kayanın iki işçinin üzerine düştüğünü iddia ediyor haber. Toplamda 10 tondan fazla ağırlık iki işçinin üzerine düşmüş. Ambulans çağırıldığı halde gelmemiş, işçiler özel araba ile hastaneye götürülmüş. 10 ton ve yaralanıp özel araba ile hastaneye götürülen işçiler.
Bir insanın üzerine 10 ton ağırlık düşse ortada hastaneye getirilecek yaralı bir bünye kalmaz. O kişinin cesedinin parçaları bile bulunamaz.
Ama Cumhuriyet haberine göre ambulans gelmediği için özel arabayla hastaneye götürülmüşler. Haydi utanma, arlanma yok. Meslek etiği, karakter, onur ve şeref de semtinize hiç uğramadı. Aklınız da mı yok! Devletin, belediyenin değil ama işadamlarının istediği yeri zorla istimlak ettiği, hafriyat kamyonlarının bir arabayı metrelerce sürükledikten sonra trafik polisine havalimanı inşaatında çalışıyorum diyerek plakası dahi alınmadan olay yerinden uzaklaştığı, inşaat alanına asit yağdığı gibi akla hayale gelmeyecek uçuk kaçık iddiaların bini bir para. Ve buna inanan bir kitle de var.
Seçimlerde oyların çalındığına, 15 Temmuz Darbe girişimini Erdoğan'ın yaptırdığına, AK Parti'nin hem Amerika hem de İran projesi olduğuna, Devlet Bahçeli'nin gizli AK Partili olduğuna inanlar buna da inandı. Yeni bir dünya, yeni bir bölge ve yeni bir Türkiye kuruluyor. Bunlar ise masallarla kendilerini avutuyorlar. Dünyayı, Türkiye'yi, olan biteni anlamaktansa fantastik hikâyelerin peşinden gidiyorlar. Gerçeği ıskalıyorlar, çağdışı ve gerici kalıyorlar.

CEVABI BELLİ SORU
Taksim'deki AKM'nin yıkımına başlandı. Bildik odaklar yine laik cumhuriyet tehdit altında diye ortaya çıkarlar mı?