Tarihi 14 Mart 2018

İttifak ve diğerleri

Henüz seçim startı verilmedi ama tüm hesaplar, tüm tahminler 2019 seçimleri üzerine yapılıyor.
Burada en dikkat çeken AK Parti ve MHP arasındaki Cumhur ittifakı elbette.
Meclis'teki yasal süreç de tamamlanınca, şimdi geldi sıra karşı bloktaki ittifakın oluşmasına. Tahminler belli aslında. Siyaset bilimciler, son seçimlerde alınan oylar üzerinden yaptıkları hesaplarda;
'Cumhur İttifakı'nın 2019 milletvekili seçimlerinde parlamentonun yüzde 65'i ve daha üzeri bir sonuç alacağını söylüyorlar. Prof. Dr. Tanju Tosun, 'Cumhur İttifakı'nın 395, CHP'nin 135, HDP'nin 70 milletvekili çıkaracağını, İP'nin de yüzde 10'luk barajı geçememesinin büyük ihtimal olduğunu belirtiyor. İP'nin barajı geçmesi durumunda da, 'Cumhur İttifakı'nın milletvekili sayısı 600'de 372 oluyor.
CHP 1221, HDP 71, İP ise 36 vekil çıkarabiliyor. 'Cumhur İttifakı'nın karşısında CHP, İP ve SP'den oluşacak bir ittifaktaki simülasyon çok farklı bir sonuç doğurmuyor. Prof. Tosun'a göre bu senaryoya göre; Cumhur İttifakı 348, CHP+İP+SP İttifakı 184 milletvekili alıyor.
HDP de 68 milletvekili çıkarıyor. İttifakın sayısal sonuçlarından sonra siyasal sebeplerine ve vardığı noktaya da kısaca değinmek istersek şöyle diyebiliriz; AK Parti ve MHP tabanları sosyolojik ve kültürel olarak çok da taban tabana zıt değildi. Ancak siyasal pozisyonlar olarak ayrışıyorlardı. Uzun süredir belli siyasi durumlara benzer tepkiler vermeye başladılar ki bu durum 15 Temmuz sonrası artık birbirinden ayrılmadı zaten. O yüzden ittifakın tavandaki uyumunun, tabana da çok rahatlıkla yansıyacağını söylemek mümkün. Oysa, karşı ittifakı oluşturan partiler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Hem CHP, hem SP hem de İP hem ideolojik bakımdan hem de taban beklentileri bakımından birbirine tavan tavana zıt. Ve bu durumun sandığa yansımasını seçmen tercihi olarak çok net görmek mümkün olacaktır..


Afrin'de destan yazan Mehmetçiklerimiz, zulümden kurtardıkları Suriyeli çocuklara şefkat gösteriyor...

KÜFÜRLÜ KURULTAY
CHP'nin hafta sonu yapılan tüzük kurultayında seviye iyice ayaklar altına alındı. Anladık ki, bu yüzden basına kapalı yapmayı tercih etmişler. Özellikle ön seçimin neredeyse kaldırılması anlamına gelen düzenlemenin geçirilmesi sırasında olanlar oldu. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na bir zamanlar en yakın olarak bilinen isimler tek tek kürsüye çıkarak, Kemal beyin gözlerinin içine bakarak son uyarılarını yaptılar. Partinin Grup Başkan Vekili, kendi vekillerine, kendi partililerine ve hatta Kurultayın Divan Başkanı Hakkı Süha Okay'a küfür etti defalarca. Engin Özkoç'un ağza bile alınmayacak küfürleri üzerine Hakkı Süha Okay, Divan Başkanlığı'nı ve hatta salonu terk etti. Küfürlerin, oylama usul ve esaslarının her açıdan usullere de yasalara da aykırı olduğu kurultayın tek kazananı Kemal Kılıçdaroğlu. Ama "Küçük olsun benim olsun" diyerek siyaset söyleminde ağzından düşürmediği 'Tek Adam' tanımlamasına tastamam uyan Kılıçdaroğlu'nun bu tutumu CHP'de daha çok isyana sebep olacağı da kesin.

ADALET MÜLKÜN TEMELİ
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ile yargıyı, yüksek yargının gündemini konuşurken çarpıcı rakamlar verdi. Yargıtay'da toplam dosya sayısının 1 milyon 150 bin olduğunu öğrendiğimizde, yargıçların işinin hiç de kolay olmadığı anlaşılıyor zaten.
Bugünden itibaren hiç dosya gelmese bile bu dosyaların bitme süresi en az 3 yıl. 4 bin 500 hakim-savcının FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklu veya görevden uzaklaştırıldığını söyleyince, hukuku silah gibi kullanmaya kalkan hainlerin sadece kendi mesleklerine ihanet etmediğini, hepimize ihanet etmiş olduklarını, adalete ihanet ettiklerini de görüyorsunuz.
Yargının yükü bunca ağır iken, arabuluculuk sistemi getirilerek hukuk dosyalarının mahkemeye gelmeden arabuluculuk sistemi ile sonuca bağlanması hedeflendi. ABD'de 2017 yılında davaların yüzde 95'i mahkemeye gelmeden sonuçlandı, bizde ise bu sistem henüz tam istenilen seviyede değil maalesef. 3 buçuk milyon hukuk davası açıldığı düşünülürse, ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Özetle; sadece kanun çıkarmak yetmiyor. Her şeyi devletten, hükümetten beklemek de doğru değil. Bu rakamları bir kez daha okuyarak, en azından hukuksal anlaşmazlıkları mahkemeye gitmeden çözme konusunda duyarlı olunursa, adaletin de yükü azalacaktır ve bu hepimize yarayacaktır.

DERİN SÖZ
Ne kadar kolaydır başkalarının düşüncesini değiştirmek, ne kadar zordur kendi düşünceni değiştirmek... OSCAR WİLDE