Çok gerilere de giderdim ama son 1 hafta bile yeter bana bunları yalanlamak için. Hem de içeride değil, dışarıda, dünyada, uluslararası tüm platformlarda Türkiye ve Türk milleti adına çok güzel şeyler oluyor:
Önce Almanya, PKK ile ilgili tutumunda değişikliğe gitti. Türkiye'nin istediği sınıra yaklaştı. Sonra ABD hatasını anladı ve vize konusunda uyguladığı sınırlama kararından döndü.
Hemen ardından gelecek yıl 150. yaşını kutlamaya hazırlanan Türk Kızılay'ımızın Başkanı Kerem Kınık, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu'nun Avrupa Bölgesi'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi. Hem de rakibimiz Almanya'dan neredeyse yüzde 100 fazla oy alarak açık ara seçildik.
Ve haftanın son güzel haberi yine yurt dışından.
Kurucu üyesi olduğumuz Birleşmiş Milletler'in Eğitim-Bilim-Kültür Örgütü UNESCO'nun 8 Kasım'da Paris'te yapılan seçiminde en üst düzey icra organı olan Yürütme Kurulu'na Türkiye 184 oyun 134'ünü alarak 4 yıllığına seçildi.
Karşımızdaki rakip yine Almanya idi ve biz Almanya'yı açık ara geçerek 5 yıl sonra UNESCO'nun en yetkili icra kurulunun yeni üyesi olduk.
Bütün bunları yan yana veya alt alta yazınca rahmetli Cemil Meriç'in bir sözü de geldi aklıma nedense!
Biz, kendi varlığına iftira atan bir milletiz derdi ya rahmetli; dün ne kadar haklıysa bugün de haklılığı devam ediyor. Sizce de öyle değil mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz hafta partisinin Kadın Kolları Başkanları ile bir araya geldi.
MHP'DE KADIN ATAĞI
Mal um; 2019'da 3 seçim birden var.
Seçime de 2 yıldan az bir süre kalınca, partiler çoktan seçim sath-ı maline girdi sayılır. MHP de seçim startını kadınlarla verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz hafta Kadın Kolları Genel Başkanı Nevin Taşlıçay başkanlığında 81 ilin Kadın Kolları Başkanları ile akşam yemeğinde buluştu ve seçimle gelinebilecek her göreve kadınların talip olmalarını istedi. Bir de Devlet Bahçeli güvencesi verdi ve bu konuda en büyük destekçilerinin kendisi olacağını ilan etti.
FİLARMONİDEN ZEKİ MÜREN ŞARKILARI
Ankara'nın siyaset ve bürokrasi griliğini renklendiren en güzel şey sanat.
Sinemasıyla, tiyatrosuyla ve müziğiyle Ankara'nın Ankaralılar'a sunduğu imkanları yaşamak gerek.
Yurt içi ve yurt dışında yaptığı yatırımlarla, üretim, istihdam ve ekonomiye katkısıyla örnek kuruluşlardan Limak, çok önemli bir adım attı.
Nihat Özdemir ve kızı Ebru Özdemir'in birlikte başlattıkları bu adım, Limak Vakfı aracılığıyla kurulan Filarmoni Orkestrası oldu.
60'ın üstündeki sanatçının yanı sıra orkestranın başında da Türkiye'yi dünyada temsil eden, Bolşoy'da sahne alan 3 Türk sanatçıdan biri olan Tenor Murat Karahan var. Genç yaşına rağmen parlak kariyeri ile Murat Karahan, bir misyon da edinmiş. Türkiye'nin tümüne, tüm Türk milletine filarmoni orkestrasını ve operayı dinletmek..
Bunun için de Limak ile birlikte Türkler'e daha yakın müzikleri, filarmoni orkestrasına uyarlayarak yorumluyor.
Ve bu misyon buluşmalarına 'Sanat Güneşi'miz Zeki Müren'in şarkılarıyla başladı. Ankara ve İstanbul'daki 2 konserde 6 binin üstünde izleyici ile başlayan Türkiye buluşmaları, Zeki Müren'in doğum günü olan 6 Aralık'ta memleketi Bursa'da, 9 Aralık'ta İzmir'de ve 12 Aralık'ta Antalyalılar ile buluşmaya hazırlanıyorlar.
Diyarbakır ve Trabzon gibi illerle de devam edecek.
Demedi demeyin... Mutlaka gidin, hem kulaklarınızın pası silinsin hem de geçek bir sanat şöleni yaşayın...
GÜNÜN OLAYI
10 Kasım haftasında Anıtkabir'i ziyaret eden ve tek cümle ile 77 milyonun gönlünü fetheden Elon Musk'ın Mars yolculuğuna Türkiye'den talipli sayısında patlama yaşanmış.
