SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 10 Nisan 2010

Sulukule'nin iki yüzü

Dünya Romanlar Günü kutlanırken bir semtin sessiz can çekişlerini duyan oldu mu bilmem? Sulukule Orkestrası, Balat Parkı'nda ortalığı ayağa kaldıracak güzel müzikler yapıyordu, aynı anda Sulukule'de hafriyat kamyonlarının gürültüsü akıyordu geceye.
Balat'a bakalım önce.
Roman kostümleri defilesi yapılıyor, bir yandan da Çanakkale Lapseki Roman Orkestrası, Sulukule Roman Orkestrası, Yaşar Akpençe Perküsyon Grubu, Gipsy Carnaval Grubu, Fatih Belediyesi Ahırkapı Roman Orkestrası ve Hamdi Atakay Perküsyon Grubu konser veriyor. Davet edildiği halde gelmeyen Kibariye ve Hüsnü Şenlendirici'ye sitemlerini yollayan katılımcılar; "Kiboş umreye gitmiş, şenlendirici anasının koynuna, biz bize eğlenelim bakalım yolumuza" diyen emprovize şarkılarla protesto ediliyor.

O sırada mahallede

Sonra Sulukule'ye dönelim yine. Aaah Sulukule! Ol rivayet ederler ki Romanlar bu bölgeye 1054 yılında Hindistan'dan geldi. Bizans döneminde buraya yerleşenler, özellikle dönemin Ortodoks kiliseleri tarafından, falcılık, sihirbazlık gibi faaliyetler ile suçlanınca, kara surlarının dışında yaşamaya başladı. Fatih Sultan Mehmet'in, 1452'de İstanbul'u fethinden sonra, Bizans döneminde çökmeye başlayan şehri canlandırmak amacıyla farklı bölgelerde yaşayanları İstanbul'a davet etmesiyle, İstanbul'a gelen Romanlar'ın bir kısmı Ayvansaray'da Lonca Mahallesi'ni kurarken, bir kısmı da Sulukule'ye yerleşti. Osmanlı döneminde Eğlence Kolları geleneği en ihtişamlı dönemlerini yaşasa da Sulukule'nin, dans ve müziğin yanı sıra kente pek çok yönden katkıda bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira İstanbul'un fethinden sonra Müslüman olan Romanlar, sarayın mehter takımını kurarlar. İstanbul'un en iyi, en zengin katırcıları, sepetçileri, Sulukule'den çıkar. Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde ise Eğlence Kolları geleneği devam eder. Devriye evi de tabir edilen Eğlence Evleri ilk kez 1946 yılında Turan Aziz Beler'in "Beyoğlu Piliçleri" adındaki kitabında geçer. Beler, kitabında Sulukule Eğlence Evleri'nden; dekoru sade, temiz bir oda içinde sazlarını çalan, şarkı söyleyen ve dans eden genç kadınlardan bahseder. Sulukule'nin en görkemli yılları 1950'ler ve 1960'lardır. Bu dönemde Sulukule'deki üç devriye evine ancak randevu ile gelmenin mümkün olduğu söylenir. Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi birçok ünlü ses sanatçısı eğlenmek amacıyla Sulukule'ye gelirken, bugünün popüler isimleri olan Hüsnü Şenlendirici, Adnan Şenses, Kibariye gibi isimler de Sulukule'de yetiştirirler.

Bugüne nasıl geldi

Aradan on yıllar geçer. 1985 yılına gelindiğinde ise Sulukuleliler, Turizm Bakanlığı'na "Gösteri Evleri Projesi" ile başvururlar. Bakanlıktan olumlu yanıt alan proje, yerel belediye tarafından onaylanmadığı için yasallaşamasa da devriyeler Sulukule'de faaliyete geçer. Bu dönemde, sayısı sadece üç olan evler bir anda 34'e çıkar. İşletmeler yarı yasal olarak varlıklarını sürdürürler. Yaklaşık 3500 kişinin çalıştığı bu yerler mahallenin ekonomik kalkınmasını sağlar. Bu dönemde inşa edilen apartmanlar, mahallenin zenginliğinin birer kanıtı olarak gösterilebilir. Şimdi yerinde yeller esen mahallenin fotoğrafı zengin, güçlü, çevresi geniş bir kodamanın talihi dönüp perişan hallerde can vermiş, oracıkta upuzun yatan cesedine benzemiyor mu ne dersiniz?